BÖLÜM 2.

287 50 44
                                    

Saat sabah 7'ye gelirken hayatıma bir kez daha beddualar etmeye başladım. Herkes elbette güzel uyanmaz, değil mi? Ne bileyim alarm olur, anneniz bağırır ama eminim ki benim gibi banyoda Sebastian şarkısını söyleyen bir abiniz yoktur.

Sesinin güzel olmasını avantaj bildiğinden olur olmadık her ortamda şarkı söylüyor, bazen de sırf uyanayım diye üstüme çıkıp çifte telli oynuyordu. Anılar hızla zihnime dolmaya başlarken kendi kendime gülüp derin bir nefes aldıktan sonra "Ses tellerini aldırmamı istemiyorsan sus artık abi." diye bağırdım. Kaşlarını çatmış bir şekilde yanıma geldikten sonra "Sen kim köpek ya?" demesiyle gözlerimi kırpıştırıp "Destur, kardeşin lan." dedim yapmacık bir sinirle.

Dudakları alayla yana kıvrıldıktan sonra "Desturu büyük verir, sen otur yerine bücür." deyince gözlerimi devirip "Aristo'nun bir lafı vardır abi. Her şeyi yap ama boş yapma." dedikten sonra bugün günlerden pazartesi olduğunu hatırlayınca isyan bayraklarını çeke çeke yataktan kalktım.

Okul için hazırlanmaya başlarken aklıma gelen düşüncelerle hayatıma bir kez daha lanetler okumaya başladım. 19 yaşında olmama rağmen lise son sınıfı tekrar okuyordum ve bunun tek sebebi erkek arkadaşım Kerem ile kuzenim Eylül'ü okulun bodrum katında uygunsuz bir vaziyette görmüş olmamdı. Bunun üzerine de Eylül'ü bir güzel dövmüştüm. Sonuç olarak da sınıf tekrarı vermişti disiplin kurulu. Kerem'i ise abim görür görmez ''Kerem seni siKerem'' deyip üstüne atlamıştı. Aklıma gelen bu trajikomik anıya kendi kendime güldükten sonra hızlıca okul formamı giyip saçlarımı da salaş bir şekilde ördükten sonra gözlüğümü takıp yavaş yavaş aşağıya inmeye başladım.

  Düzenli bir şekilde gözlük kullanmasam da bugün nedensizce takmak istemiştim. Miyop olmanın en güzel avantajlarından biri de canın kimseyi görmek istemediği zaman çıkarıyorsun gözlüğü, herkes resmen 44 piksel.

Etrafa bakıp abimi göremeyince ''Meriiiiiiiç!'' diye bağırarak sofrayı kurmaya başladım. Ancak son anda sucuk da yapmaya karar verdim ve yaklaşık bir beş dakika sonra her şey hazırdı artık.

Tam yemeye başlayacaktım ki birinin ''Oha! Sucuk mu lan o?'' diye âdeta  haykırmasıyla sucuk elimde, ağzım açık bir şekilde dondum kaldım. Şaşkınlıkla abime dönerken '' Sen kendini aştın valla Meriç. Artık K9 köpeği gibi sucuk kokusunu mu takip ediyorsun doğruyu söyle?'' deyip gülmeye başladım. Omuz silkip o da yanıma oturduktan sonra umursamaz bir tavırla "Sus, sucuk var burada konuşturma beni.'' deyince yüzümü buruşturarak abime baktım.

''Iyyy, ağzını kapat abi ya salyan elime aktı.'' dediğimde gülerek önüne döndü ve ikimiz de kahvaltımızı yapmaya başladık artık. Yaklaşık bir yirmi dakika sonra neyse ki  kahvaltım bitmişti. Abimin yanağına sulu bir öpücük kondurduktan sonra koşar adımlarla dışarıya çıktım. Tam o anda Vefa, Demir ve Yankı'yı sokağın köşesinde görünce hızlı adımlarla yanlarına ilerleyip onlara yetiştim ve bir günaydın faslından sonra hep birlikte okula doğru yürümeye başladık.

“İnek öğrenci moduna bürünmüşsün yine.” diyen Vefa'ya bakıp gözlerimi devirdim ve “Fazla konuşma, keserim o  dilini senin sarışın.” diye mırıldandım yalandan sert bir sesle. Demir, ufak bir kahkaha atınca ansızın aklıma gelen fikirle bakışlarımı ona doğru çevirdim ve şirin olduğumu düşündüğüm bir yüz ifadesiyle dudaklarımı araladım.

“Yarın müzeye gidelim mi? Kimse gelmiyor benimle.”

Umursamaz bir bakış attıktan sonra “Bir kere de gel şu kızı ayarlayayım de anasını satayım. Varsa yoksa müze, sanat, bilim. Aziz Sancar mı olacaksın lan?” diyerek söylenmeye başlayınca gülmekten gözümden yaş gelecekti artık. Gözümün önüne gelen saçlarımı elimle düzelttikten sonra “Erkek kanka terörü.” diye mırıldandım. 

"Yemin ederim bu okul bana akıl sağlığımı kaybettirip anksiyete bozukluğu kazandırdı, sağ olsun." diyen Vefa'ya baktıktan sonra gülerek "Bana da fosforlu kalem koleksiyonu kazandırıp hayatımı kaybettirdi sarışın." diye mırıldandım sıkıntılı bir sesle. Demir, telefonuyla ilgilenirken ansızın başını kaldırıp “Vallahi bu okul  sonra anlarım diye bir kelime kattı lügatime.” dedi ve ardından ekledi. “Önce boş boş bir bakayım konulara, altını çizeyim daha sonra anlarım.”

2+1 🎈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin