-05.07.17
Multimedya; Ekin (Yorumlarınızı alayımsjskdkh)
Shawn mendes - Stitches
💦
Nerdeyse bir hafta olmuştu.
Onu neden engellemek istediğimi de, engeli uzun zamandır neden kaldırmadığımı da bilmiyordum. Bazen onunla mesajlaşırken zaman hızlıca geçiyor bazen de tıpkı bir kaplumbağa gibi yavaş ilerliyordu. Ona karşı bazen gerçekten nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Ruhum bir bilinmezliğin içinde sıkışıp kalmıştı.
"Bu aralar fazla dalgınsın." Canan'ın seslenmesiyle düşüncelerimden hızla sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim.
"Hı?"
"Dalgınsın diyorum," dedi, sırada bana dönerek. Tabii şuan yaptığı bana dönmek sayılırsa. Sağ kolunu sıraya koyup yanağını da bana dönecek şekilde koluna yaslayarak alttan alttan gözlerini yüzüme dikmiş tedirgin bir ifadeyle bakıyordu.
"Kafama asılı bir şey var." dedim, tuhaf bir tabirle.
"Neymiş şu kafana taktığın şey?" dedi, söylediklerime göz devirerek.
"Boş ver," diyerek onu geçiştirdim. Kendisini geçiştiremeyeceğimi biliyordum fakat matematikçinin derse girmesiyle susmuştu.
Kısaca yoklama alındığında aklıma takılan ilk şey Ekin'in derste olmayışıydı. Başım onun sırasından ayrılmazken kaşlarımı çattım. Bengü de yoktu. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi?
Derin bir nefes alıp, sızlayan burnumla önüme döndüm. Kaç gündür içimde yer edinen huzursuzluk bir türlü peşimi bırakmıyordu. Kapının yavaşça tıklatılmasıyla sınıfı kısa süreliğine bir sessizlik aldı. Hocanın gel demesine gerek kalmadan aynı saniyeler içerisinde kapı yavaşça açıldı. Yatağından kalkar kalkmaz okula geldiği belli olan Ekin, kısaca hocadan özür dileyip sakin adımlarla sırasına ilerleyip oturdu.
Yanımdan geçerken ki ferah ve yoğun yağmur kokusu burnumun direklerini sızlatırken sertçe yutkunup kendime gelmeye çalıştım. Konuşmadığımız bir hafta boyunca gayet iyi görünüyordu fakat şu son iki gündür ki hali tıpkı bir ara etrafta yaşayan ölü gibi gezindiği zamanları hatırlatıyordu. Bir an aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım. Nedense kendini böyle harap ettiği zamanlar hep annesiyle sorun yaşadığı zamanlara denk geliyordu. Bunu geçende onu aramamı istediği zaman aslında annesiyle ilgili bir sorunu olduğunu anlattığında anlamıştım. Sıkıntıyla bir nefes verip gergince dudağımı dişledim.
Hayır, arkama dönmeyecektim.
Kararım; saniyelikte olsa tıpkı herkesin ona meraklı gözlerle baktığı gibi bakıp, aynı hızla kafamı geri önüme çevirmemle yerle bir olmuştu.
Saçları dağınıktı. Ayrıca gözleri şişmiş ve mor halkalar göz altını sahiplenmiş gibiydi. Sessizce yerimde kıpırdandım.
Neden kendimi bu kadar huzursuz hissediyordum ki?
Nerdeyse kırk dakika bunu düşünmüştüm. Bu sefer hocayı izleyerek düşündüğümden, hoca beni dersi dinliyor sanarak benimle uğraşmamıştı.
"Kantine gidiyorum, geliyor musun?" diyerek, cüzdanından para çıkan Canan'a kaydı gözlerim.
"Bana da su alsana," diyerek, masumca gülümsedim.
"Tamam," dedi, bakışlarımı göz ardı ederek hızla sınıftan çıktı.
Onun ardından sıkıntıyla nefes verip, kollarımı sıraya dayadım. Kafamda milyonlarca insan halay çekiyormuş gibi bir gürültü vardı. Bu aralar gerçekten de rahat uyku çekemediğimden sürekli keskin bir baş ağrısına maruz kalıyordum. Başımı kollarıma yaslayarak uyuma pozisyonuna geçtiğimde ağzımdan çıkan homurdanmalarım asla eksilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKALLI SÜT | Texting
Short StoryBilinmeyen: Portakallı olsun. Ekin: Ne? Bilinmeyen: Süt diyorum, portakallı olsun. Ekin: Hangi galakside böyle bir ürün var acaba? Bilinmeyen: Bilemiyorum. Bilinmeyen: Ama eğer bana iki gün içinde portakallı süt bulamazsan seni affetmem Ekin. ♧ ▪201...