-12.09.17
*Bu bölümü daha önce hiçbiriniz okumadınız. Buradaki bölümü beğenmediğim için silip, başka bir sahne ekleyerek tekrar yazdım.
Yani hepiniz yeni okuyacaksınız. Umarım beğenirsiniz.
Yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar. 💜
💦
"Ekin!" diyerek, nerdeyse tüm gücümle bağırdığımda beni duymamış gibi yaparak yürümeye devam etti.
Kalabalık kantinden zar zor sıyrılıp okulun bahçesine ilerleyen Ekin'in peşinden koşturdum. Ön bahçenin kenarlarına düzenle dizilmiş tahta banklara yöneldiği sıra oturmasına izin vermeden yolunu kesmiştim.
"Sana çağırıyorum duymuyor musun?" dediğimde, nefes nefese kalmış bir şekilde önünde dikiliyordum.
"Duymadım." diyerek, tüm ağırlığını sağ bacağına verip kollarını göğsünde birleştirdi.
"Ne demek duymadım? Sesimi dördüncü kattakiler duydu be!" diyerek, çemkirdiğimde hızlı soluk alış verişimden dolayı sesim tiz çıkmıştı.
Söylediklerimi takmadan bayık bakışlarla bana bakmaya devam ettiğinde sonunda kendime gelebilmiş, nefesimi düzene sokabilmiştim. "Konuşmayacak mısın benimle?" dediğimde, sakince önünde dikilmeye devam ettim.
"Yalancılara konuşmuyorum ben." dediğinde alık alık suratına baktım.
"Kim yalancı, ben mi?"
Bir süre yüzüme 'benimle dalga mı geçiyorsun sen?' der gibi baktığında dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı kaçırdım.
"Biraz konuşalım mı?" dediğimde, sol elimle bir metre uzağında durduğumuz bankı işaret ettim.
"Konuşmak istemiyorum." diyip, anında bana arkasına dönüp ilerlemeye başladığında seslice bir of çektim.
"Nereye?"
"Açım!"
Kaşlarım çatık bir şekilde arkasından bakarken aklıma gelen şeyle muzırca sırıtıp hızlı adımlarla arkasından ilerledim.
"Kahve istiyorum." dediğimde, aramızda birkaç adım kalmıştı.
"Kantin orada git al." dediğinde, çoktan okul binasına giriş yapmıştık.
"Ben niye alıyorum? Sen alacaksın." dediğimde, nerdeyse boşalmış masaların ortasında dikiliyorduk.
Kaşlarını çatarak bana döndü ve, "Hadi ya? Asıl ben niye alacakmışım?" dedi, anlamsızca yüzüme bakarken.
Dik dik gözlerine bakıp imayla gülümsedim. Bir süre anlamsızca suratıma bakmaya devam ettiğinde gözlerimi devirdim. "Kahve borcun vardı ya Ekin." dediğimde, bu sefer kendisi gözlerini devirip alayla bana baktı.
"Aslına bakarsak sana kahveyi bilinmeyen için bana yardım karşılığında ısmarlayacaktım. Ama bak sen şu işe ki bunlara gerek bile yokmuş. Sonuçta sana kahve almasam bile sen yine de bana yardım etmek zorundaydın. Çünkü bilinmeyenin senden başka benimle iletişim kurabileceği, güvenebileceği başka hiç kimse yok." dediğinde, ne diyeceğimi bilemez bir şekilde suratına bakakaldım.
"Kahve istiyorum."
"Almayacağım."
"Tamam ben alacağım, ama oturup konuşacağız." dediğimde, ikna etmek istercesine kaşlarımı kaldırdım.
Israrlarımdan bıkmış olacak ki sıkıntıyla bir nefes verip, "Tamam sen boş bir masaya otur, ben alırım kahveni." dediğinde, onu onaylarcasına mırıltılar çıkartıp boş bir masaya yöneldim. Pencere kenarında olan dört kişilik bir masaya kurulduğumda kendisi çoktan sıraya girmişti.
Bir süre sonra benim için kahve, kendisi için ise araştırmalık bir şeyler alıp karşıma oturmuştu. Sıcak kahvemden bir yudum alıp bakışlarımı iştahla sandviçini yiyen Ekin'e çevirdim. "Böyle olmasını istemezdim." dediğimde, beni takmayarak sandviçini yemeye odaklandı. Onun bu vurdumduymazlığına karşı göz devirip ben de bir süre kahvemi içmekle meşgul oldum.
"Seni gerçekten o sanmıştım." dediğinde, bir an hazırlıksız yakalanıp dumura uğramış bir şekilde suratına bakakaldım.
"İlk başta senden yardım isterken dahi konuşma tarzlarınız, düşünceleriniz falan hep aynıydı. O sürekli aklımı karıştırıyordu ama ben yine de senden şüpheleniyordum. Sadece bunu beklemiyordum. Yani kuzen olmanızı." diyip, bitirdiği sandiviçin kağıdını buruşturup masanın ortasına attı.
"Gerçekten şaka gibi. Senin hakkında birçok kez yorum yaptı, eleştirdi, övdü, sövdü ve bunu o kadar iyi yaptı ki gerçekten seni tanımadığına hatta ilk başta güvenmediğine dahi emin olmuştum. Sen bile ondan bahsederken normal davranıyordun. Yani bilinmeyeni tanımıyormuş gibi davranıyordun. Kuzen olduğunuzu öğrendiğimden beri hâlâ bu duruma alışabilmiş değilim." dediğinde, ne diyeceğimi bilemeyerek bir süre sessizce onu izledim.
"Aslında beklediğimden daha sakin bir tepki verdin." dediğimde, masaya odaklı gözleri bana döndü. Alayla çatılan kaşları dudaklarımı birbirine bastırmama sebep olmuştu.
"Kafam hâlâ o kadar karışık ki nasıl bir tepki vereceğimi dahi bilmiyorum." dediğinde, gözlerimi ondan kaçırdım.
"Aslına bakarsak bir tepki vermene gerek yok. Sonuçta be- yani kuzenim kendini açığa çıkarmamak için bunu yapmak zorundaydı. Benden bahsedemezdi, beni tanıdığından falan. Ona da hak vermelisin." dediğimde, söylediklerim üzerine kaşları çatılmıştı.
"Bence siz kuzen değil, ikizsiniz." dediğinde, anlamadığımı belirtmek istercesine kaşlarımı kaldırdım. "Ne?"
"Nasıl her şeyde haklı olabilirsiniz gerçekten aklım almıyor." dediğinde, sanki bana değilde kendi kendine mırıldanır gibi sessizce söylenmişti.
"Aramız iyi o zaman?" dediğimde, bakışlarını bana çevirdi.
"Bir şartla iyi,"
Bıkkınca bir nefes verip kaşlarımı kaldırdım ve, "Ne şartı?" dedim hayıflanarak.
"Şu kahve meselesi kapansın artık. Gerçekten sıkıcı."
Kafamı sağ omzuma doğru eğip ciddi ciddi ona baktım.
"Ne? Sürekli bunun için peşimdesin."
"Abartma. Zaten bu sondu, öyle olmasa bile istemiyorum artık senden kahve falan. Sürekli bunun için laf yapıyorsun." diyerek, gözlerimi kısarak ona baktım. Bir şey söylemesine izin vermeden masadan kalktığımda ardımdan o da kalkmıştı.
"Sakın bana sırf bunun için trip attığını söyleme." dediğinde, sesi arkamda olduğu için boğuk gelmişti.
Ona cevap vermeden adımlarımı hızlandırıp merdivenlere yöneldiğimde arkamdan hayıflanmalarını duyabiliyordum.
💦
Selam 💜
Bölüm nasıldı?
Oylarınızı sakın unutmayın yoksa küserim.
Bölüm biraz gecikti biliyorum, bu aralar wattpad'e sorun yaşıyorum. Yazdığım bölümleri kaydetmiyor bu yüzden de bu bölüm sürekli silindi. Bazı gelen mesajlara da dönemedim çünkü cevaplarım bir türlü iletilmedi.
YANİ BİR MİKTAR SİNİR KRİZİ GEÇİRMİŞ OLABİLİRİM
O yüzden size iletişim için instagram adresimi bırakıyorum. Hem ordan da hemen geri dönüş yapabilirim.
Hesabım; xmordunyaren
Kolaylık açısından biomdaki linkten de ulaşabilirsiniz.
Kendinize iyi bakın.
Sizleri çoooook seviyorum. 🧡
-Yaren
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKALLI SÜT | Texting
Short StoryBilinmeyen: Portakallı olsun. Ekin: Ne? Bilinmeyen: Süt diyorum, portakallı olsun. Ekin: Hangi galakside böyle bir ürün var acaba? Bilinmeyen: Bilemiyorum. Bilinmeyen: Ama eğer bana iki gün içinde portakallı süt bulamazsan seni affetmem Ekin. ♧ ▪201...