1.7

90.1K 5.4K 1K
                                    

-03.08.17

Multimedya; Ekin

💦

"Selam Okyanus nasılsın?"

"E-ekin?"

Yüzündeki haylaz gülümsemeyle gözlerime bakarken tekrar kirpiklerimi kırpıştırdım.

Şuan bir şapşal gibi göründüğüme emindim.

"Beni içeri davet etmeyecek misin?"

"Ha?" diyerek, tuhaf bir tepki verdiğimde gülerek yanımdan içeri sıyrıldı. Hızla kendime gelip, kapıyı kapattım. Adımlarımı salona ilerlettiğimde Ekin'in koltuğa yayıldığını gördüm.

"Dingo'nun ahırına geldin galiba?" dedim, onun bu rahat hallerine kaşlarımı çatarak bakarken.

"Buranın ahırdan daha güzel olduğu kesin." diyerek, söylediklerimi farklı bir imaya getirip kısık gözleriyle salonu inceledi. Gözlerimi devirerek oturduğu koltuğun biraz ilerisinde dikilmeye devam ettim.

"Neden geldin?" dedim, artık onun bu vurdumduymaz hâlleri sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Sana hediyeyi kutusunu vermeye geldim." dedi, söylediklerim onda bir etki bırakmamış gibi görünüyordu.

Bahsettiği şey birkaç gündür bana vermek istediği kutuydu sanırım. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak ayakta dikilmeye son verip yanına oturdum. "Bilinmeyen kız kabul etti yani?"

"Zor oldu ama kabul etti."

"Anladım. " diyerek, bakışlarımı ondan kaçırdım. Bir süre ikimizde sessizce bekledikten sonra onun evi inceleyen bakışları bana döndüğünü hissettiğimde aklıma gelen şeyle anında kafamı ona çevirdim.

"Sen benim evimi nerden buldun?" dedim, tek kaşım hesap sorarcasına kalkarken.

"Canan'a sordum. Biraz rahatsız olduğunu söyledi ama sen de şu an savaşa katılacak bir hâl var." dediğinde, alayla gülmüştü.

Gülüşüne karşı yüzümü buruşturup, "Dalga geçme, eklemlerim hâlâ ağrıyor." diye, söylendim. Bugün okula gitmememi bahanelere sığdırmıştım ama gerçekten arada tüm vücudumu keskin bir sızı kaplıyordu.

"Romatizman mı var?" dediğinde, alaylı hâli meraklı bakışlarına dönüşmüştü.

"Hmm aynen, yağmurlu havalarda ağrı daha çok boy gösteriyor. " diyerek, yerimden ayaklandım. "Bir şeyler içer misin? Kahve falan?" dediğimde, olumsuzca kafasını salladı.

"Gerek yok uğraşma, kalkacağım zaten şimdi." diyerek, elleriyle bacaklarının üst kısmında toplanan pantolonunu baldırlarından çekerek yavaşça düzeltti. Ardından yavaşça ayağa kalkıp ceketinin iç cebinden orta boylarda siyah bir kutu çıkardı. Uzattığı kutuyu elinden alırken, rahat bir nefes aldım.

Dikildiğim yerde aklıma geçen günkü bahçedeki hâli geldiğinde, "Sen nasılsın?" demekten kendimi alıkoyamamıştım. Sonunda dikkatini bana verebilmişti.

"İyiyim?" dediğinde, rahat tavrına karşı gülümsedim. "Neden sordun?" dediğinde ise, omzumu silkmekle yetindim. Ona bir şeyleri hatırlatmak istemiyordum. Ben de onun gibi kafama takmamayı deneyebilirdim. "İyi olmana sevindim." dediğimde, gülümseyerek saçlarını karıştırdı.

"Görüşürüz." diyerek, sakin adımlarla demir kapıya ilerledi. Ardından ben de onu takip ettim. Kapıyı yavaşça aralayıp dışarı çıktığında soğuk demirin pervazına yaslanıp, "Görüşürüz," diyerek, arkasından mırıldandım. Gülümseyerek kafasını sallayıp merdivenlere ilerledi.

💦

Bilinmeyen | Çevrimiçi (20.12)

Bilinmeyen | Yazıyor... (20.12)

Bilinmeyen: Bir şey diyeceğim ama yanlış anlama.

Annen kör galiba.


💦

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Ekin'in aldığı hediyeyi de şuraya bırakayım.

Ekin'in aldığı hediyeyi de şuraya bırakayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendinize iyi bakın.

Sizleri seviyoruuum. 🧡

-Yaren

PORTAKALLI SÜT | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin