-31.12.17
💦
"Sence de bu kadarı yeterli değil mi? Baksana, çocuğun ölüsü çıktı resmen." diyerek beni kınayan Canan'a gözlerimi devirerek baktım."Bir şey olmaz," dedim elimdeki portakal suyundan bir yudum daha alarak. Kafasını iki yana sallayıp derin bir nefes alıp yanımdan kalktı. "İflah olmazsın sen,"
"Sağol canım, sağol."
Beni umursamadan okula doğru giderken, ikinci portakal suyumu açtım. Öğle arasındaydık. Ondan basketbol sahası boyunca ben dur diyene kadar koşmasını istemiştim. İlk başta beni koşmamak için yola getirmeye çalışmıştı fakat ben, ona hiç acımadan derste bile koşturacağım diye tehdit ettiğimde tabanlarını yağlayarak koşmaya başlamıştı. Neredeyse on beş dakikadır koşuyordu.
Göz göze geldiğimizde nefes nefese kalarak bana baktı. Terlemiş ve ayrıca fazlasıyla yorulmuştu. Dudaklarımı büzüştürdüm. Duracak gibi olduğunda elimle devam etmesini işaret ettim. Sinirlenerek daha hızlı koşmaya başladı. Onun bu haline muzırca gülümserken, benim dışımda başka birilerininde kıkırdadığını duydum. Gözlerim hızla benden nerdeyse iki adım uzaktaki kızlara takıldı. Onlar Ekin'e bakıp da mı kıkırdıyorlardı yoksa ben mi yanlış görüyordum?
Gayet de doğru görüyordum.
"Pişt!"
Üçününde bakışları bir anda bana dönerken yerimden kalktım. Hızlı adımlarla yanlarına giderken hiçbir şey olmamış gibi bana bakıyorlardı. "Neye baktığınızı sorabilir miyim acaba? Böyle kıkır kıkır güldüğünüze göre komik olmalı," dedim, biraz daha aralarına sokularak. Üçüde güzeldi anasını satayım, bir ben mi çirkindim şu okulda. Aralarındaki esmer kız bana diklenerek, "Neye güldüğümüz seni ilgilendirmez bücür, görüntümüzü bozuyorsun çekil önümüzden." dedi, ağzındaki sakızı suratıma doğru patlatarak.
Bücür? Ben?
Daha çok sinirlendiğimi hissettiğimde onların önünde kollarımı açarak durdum. "Hadi şimdi bakın da görelim," dedim, önlerinde bir ileri bir geri giderek. Hepsi alay edercesine bana gülerken, beni kolumdan tuttular. Bir anda geri iteleneceğimde sırtıma değen sert bir vücutla yerime sinmiştim. Ekin bileğimden tutup beni yanına çekerken, bu sefer ben alay edercesine kızlara bakıyordum. Tabii onlar bana bakmak yerine Ekin'i süzmeye devam ettiklerinde cidden sabrımın sınanmasına çok az kalmıştı. Ekin'in boynundaki havluyu hızla kavradım. Tüm gücümle onlara atarken havlu bir kızın yüzünde durmuştu. Hınzırca güldüm. Gülmem, fazla uzamadan kızların havlu için kavga etmesiyle son bulmuştu. Ne yapmıştım ben? Hızla yerimden atılıp kızın elindeki havluyu kavradım. Sertçe kendime çekerken o da aynı güçle diğer yandan çekiyordu. Daha fazla üzerine asıldığım sırada havlu bir anda ortadan kaybolmuştu. Ekin havluyu bir köşeye fırlatırken, ben hıncımı alamayarak kızın üzerine atılmıştım. Elime yapışan saçlarıyla yüzümü buruşturdum. "Senin o iğrenç saçlarını kökünden koparmazsam ben de Okyanus değilim, kenafir gözlü böcek! Sen kimsin de benim sevgilimin havlusunu almaya cüret edersin ha? Sokağa atılmış, kokuşmuş leş torbası!"
Kızla birbirimize girerken bir anda belimden tutularak havalanmıştım. Peşi sıra elime yapışan saçlarda geldiğinde iğrenerek elimi silkeledim. Ayaklarımı kurtulmak istercesine sallarken, "Bırakta şunun yağlı saçlarının hepsini tek tek yolayım! Baksana şu elimdeki kayganlığa, bunun kafasında yumurta pişirilir be!" dedim, bir yandan kıza hakaret etmeye devam ederken. Ekin beni kızlardan uzak bir yere bırakırken sinirle saçlarımı karıştırdım.
"Abartma tamam," dedi, gülmemek için kendini zor tutuyordu. Eğlendiği o kadar belliydi ki resmen eline koz vermiştim. "Gül gül, bunun acısını fena çıkarırım ben." dedim, dişlerimin arasından tıslayarak.
Omuz silkip, "Sanki yapmadığın bir şey," dedi alışmış gibi. Sakince nefes alıp verdim. Gözlerim resmen sinirden deliye dönmüştü. Az önce, ne yaptığıma dair hatırlamakta zorluk çekiyordum. "Bakıyorum da sen bu durumdan memnunsun." diyerek gözlerimi kıstım.
"Evet, çünkü sinirlenince sevgili olduğumuzu kabul ettin," dedi, dudaklarını alayla kıvırarak. Gözlerimi belerterek ona bakarken utançla yanaklarım kızardı. "S-saçmalama be, ben öyle bir şey mi dedim? Sen yanlış duymuşsundur." dedim, kendini savunmak istercesine.
Beni onaylamazken, "Boşuna direnme duydum ben duyacağımı," dedi, gülerek bana baktı. Gülmesine bir süre bakakalırken hızla kendime geldim. "Aman be ne duyarsan duy, okula gidiyorum ben." dedim ve ardından bir şey söylemesine izin vermeden hızlı adımlarla yanından geçtim.
Biliyordum, çok fena diline düşmüştüm.
💦
Bölüm geç geldi farkındayım, ama sınavlarım yeni yeni bitti ve kitapların başına anca oturabildim.
Hem finale de az kaldı. 🥺
Neyse yeni bölümü kısa bir zamanda atmaya çalışacağım, şu sıralar İs'in Hissi'ne bölüm yazmak istiyorum. Ona da bakmayı unutmayın. ^^
Kendinize iyi bakın.
Sizi seviyorumm. 🧡
İg: renren_akblt
-Yaren
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKALLI SÜT | Texting
Short StoryBilinmeyen: Portakallı olsun. Ekin: Ne? Bilinmeyen: Süt diyorum, portakallı olsun. Ekin: Hangi galakside böyle bir ürün var acaba? Bilinmeyen: Bilemiyorum. Bilinmeyen: Ama eğer bana iki gün içinde portakallı süt bulamazsan seni affetmem Ekin. ♧ ▪201...