onuncu bardak

3.5K 618 79
                                    

I couldn't say even this one word
with confidence
that was even quicker than breathing
I'm a coward that always just hides

12 Kasım 2017
18:57

"Namjoonie? Neredesin?"

Namjoon telefonu açtığında Seokjin'in dışarıda olduğunu fark etmişti. Genç adamın ipeksi sesine eşlik eden trafiğin ve rüzgarın sesi, yastıkların arasında gömülmüş Namjoon'u daha derin bir uykuya itiyordu adeta.

"Evdeyim. Sen neredesin?" Namjoon yarı açık gözleri ile tavanı seyrederken konuştu.

"Ah, markete kadar gitmiştim. Yemek yedin mi?"

Namjoon gülümsedi.

"Hayır... Aslında en son ne zaman yemek yedim emin değilim." Guruldayan karnı Namjoon'a katıldığını belli edercesine sesini yükseltti.

"Ya! Senin gibi bir gencin bol bol yemek yemesi lazım." Seokjin gülerek konuştu.

"Alt tarafı benden üç yaş büyüksün." Namjoon tembel bir tavırla cevapladı.

Diğer hattan bir bir süre ses gelmedi.

Namjoon kendini bilinmez bir ateşin içinde yanarken buldu. Seokjin'i görmeyeli bir iki gün olmuştu. Kimi kandırıyordu ki? Tam beş gün olmuştu, aklındaydı.

"Diyordum ki..."

"Henüz ben de yemek yemedim."

"Eğer misafirim olmak istersen-"

"...bir tabak fazla pişirebilirim."

Namjoon sağındaki yastığa yüzünü gömdü. Göğsünden yayılan sıcaklık hissi tüm vücudunu kaplamış, yanaklarında çocukça bir pembelik bırakmıştı.

Yine de kendini kocaman gülümsemekten alıkoyamadı.

Reflection | 남진Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin