üçüncü bardak

5.1K 706 88
                                    

9 Ekim 2017
21:46

Orada öylece oturuyordu.

Ortam gereğinden fazla sessiz ve ıssızdı ancak aldırış etmedi. Onu içeri aldığına bile şükretmeliydi.

Kafedeki tek adam ona istediği yere oturmasını söylemiş, Namjoon'un çamurlu ceketini hiçbir şey sormadan alarak bir kenara asmıştı.

Cilalı, ahşap masanın ortasında duran bir yığın ıslak, yumuşak kağıt tomarı Namjoon'a şüpheci gözlerle bakıyordu adeta.

Arka cebinden ıslanmadığı için çok mutlu olduğu telefonunu çıkarttı. Etrafında kimse olmadığından emin olduğu saniye ön kamerasını açarak ne tarz bir karmaşa göreceğini merak etti.

Gördüğü karmaşa, gördüğü en korkunç karmaşaydı.

Saçları bir ıslak kedinin sert tüylerine benziyor ve gözleri ufak kara delikleri anımsatıyordu kendisine. Saçlarını düzeltmeye tenezzül bile etmeden telefonunu masaya geri koydu.

Biraz sonra, onu içeriye alacak kadar nazik olan adamı yanı başında buluverdi.

"Bir şey içmek ister misin?" Yabancı sordu. Namjoon uzun uzun adama baktı. Belli bir şey dikkatini çektiğinden ya da bir şey aradığından değil de, ona bakmaktan keyif aldığındandı. Oldukça iyi görünümlüydü her şeyden önce. Uzun boylu, geniş omuzlu ve dolgun dudaklıydı.

Namjoon ufak uykusundan uyanıverdi.

"Sadece kahve. Espresso."

"Kahve mi? Bir şişe sojuya ihtiyacın var gibi duruyorsun." Namjoon'a acıdığını belli eden ufak bir gülümseme ile baktı.

"Menüde soju olduğunu bilmiyordum."

"Menüde yok ama dolapta var." Adam omuz silkti.

Namjoon cevap olarak sadece hafifçe güldü.

Ve adam gözden kayboldu.

Reflection | 남진Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin