yirmi altıncı bardak

2.8K 526 270
                                    

Y/N: Yorumlarınızı bekliyor olacağım. :')

---

26 Aralık 2017
11:56

Namjoon bilgisayar ekranına bakarak çoktan bitmiş bir kitabı yazmaya çalıştığını kendine itiraf etmekten çekiniyordu. Kitap bittiğinden beri kendini bir boşlukta hissediyor, sanki önemli bir şeyi evde unuttuğunda ceplerini yokladığı gibi bilgisayarı açıyor, son bölümü tekrar tekrar okuyordu.

Neydi onu bu kadar bağlayan?

Yazdığı her şey, 'kendimi özlüyorum' demenin bir farklı yoluydu. Bir zamanlar olduğu, bir daha asla olmayacağı insanı binlerce parçaya bölüyor, her bir parçayı yeni bir karakterin avucuna bırakıyordu.

"Bu artık senin bir parçan."

Bunu yapmasının tek bir amacı vardı, yaşamak. Eskiden olduğu insanları bile yaşatmaya devam etmek. Onların bir yerde olduklarını bilerek huzur içinde uyumak...

Öyleyse neden karakterini öldürmüştü? Kendinden taşıdığı parça o kadar mı yaşatılmaya değmezdi?

Namjoon soğumuş kahvesinden koca bir yudum alarak yüzünü ekşitti. Soğumuş, bayat kahveden nefret eden birisi için fazla soğuk kahve içiyordu. Her seferinde masanın köşesine bıraktığı fincan unutulup gidiyordu çünkü.

Dün gece koltukta rahatsız bir şekilde uyuyakaldığı için tüm vücudu tutulmuştu ve Namjoon her kasın ağrısını, her kemiğin sızısını tek tek hissediyordu. İçkiyi çok kaçırmalarının hediyesi olan baş ağrısı asla gitmek bilmeyen bir misafir gibiydi.

Sandalyeden kalkmadan önce kitabının son cümlesini bir kez daha okudu.

"Kimsenin açmayacağını bilse de, Seung Jae'nin kapısını yine de çaldı."

Realistlerin sevilmemeleri nedendi?

Yazmanın en büyük amaçlarından biri de yazarken hissettiklerini insanlarla paylaşmaktı elbet. Ancak insanlar duyguları büyük kelimelerin, uzun, süslü cümlelerin içinde ararken kaybolur, duygudan uzaklaşırlardı.

İnsanlar ufak cümlelerin arkasındaki büyük hisleri göremez olmuşlardı.

Bu Namjoon'un suçu değildi.

Biraz sonra genç adam olabildiğince sessiz bir eda ile evini turlamış, siyah saçlı çocuğun güvenli bir şekilde uyuduğundan emin olmak istemişti. Yatak odasına yaklaşarak aralanmış kapıdan içeriye baktığında Jimin'in uyanık olduğunu, yattığı yerden tavanı seyrettiğini görerek gülümsedi.

Kapıyı nazikçe tıklatarak başını kapıdan içeriye uzattı.

"Günaydın."

Jimin yerinden sıçrayarak oturur pozisyon almış, hızlıca gözlerini ovuşturmuştu.

"Günaydın Hyung."

Dün gece birlikte içtiklerinden, ikisi de inanılmaz kafayı bulmuşlardı. Jimin'in arabası kafenin önünde olsa da arabayı sürecek kimse yoktu. Çünkü Jimin çoktan yüzünü ahşap masaya yapıştırmış, derin bir uykuya dalmıştı. Namjoon Jimin'i bırakın, kendisini bile taşıyacak halde değildi, genç çocuğun nerede oturduğunu da bilmiyordu. O yüzden sarhoş haliyle en iyi seçeneğin bir taksi çağırarak Jimin'e kendi yatağını vermek olduğu sonucuna varmıştı.

"Beni kafede bıraksaydın da olurdu. Sana yük olduğum için özür dilerim."

"Saçmalama Jimin." Namjoon güldü. Namjoon'un kahkahası genç çocuğun gerginliğini söküp atmıştı bile.

"Sen elini yüzünü yıka. Banyo koridorun sonunda. Kahveni nasıl içersin?"

"Ah, kahve sevmiyorum."

"Jimin, seninle ilgili her şey çok ironik, biliyor muydun?"

Çocuk sadece gülümsedi.

"Benim için bir şey hazırlamana gerek yok. Birazdan çıkarım. Önce eve oradan kafeye uğramam lazım. Seokjin Hyung hala evdeyse kimse kafeyi açmamış demektir."

Namjoon tanıdık adamın adını duyduğunda bile tüylerinin diken diken olduğunu hissetti.

Biraz sonra Namjoon kendisine tekrar kahve yapmak için mutfağa, Jimin de banyoya ilerlemişti. Bu kez soğumadan kahvesini içeceğine dair söz veren Namjoon, kahve suyunu koyduğunda telefonuna gelen bildirimin sesiyle uyandı.

Mail kutusunun üzerindeki "1" işareti ilgisini hızlı bir şekilde çekti.

"Ethereal Yayın Evi."

"Başlık: Kitabın hakkında..."

Namjoon neden böyle bir mail aldığını bilmiyordu. Bu "Ethereal Yayın Evi" hiçbir şekilde tanıdık gelmemişti kendisine, kesinlikle iletişime geçtiği yayın evlerinden biri değildi.

Hızlıca mail'i gözleriyle taradı.

"Değerli Kim Namjoon..."

Aradaki cümleleri okumaktan ziyade onları sanki yutuveriyordu.

"Değerli arkadaşımız Kim Seokjin ile yaptığımız görüşme üzerine kendisinin istek ve önerileri doğrultusunda kitabınızı gözden geçirdik ve..."

"...kitabınızın basımı için bir tarih belirlemek istiyoruz."

Reflection | 남진Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin