on üçüncü bardak

3.5K 588 97
                                    

26 Kasım 2017
20:18

Yine yağmur yağıyordu.

Dışarı çıkarken şemsiye almamış, şimdi hafif yağan yağmurun altında ıslanıyordu. Namjoon aldırış etmedi. Hatta bulutlara biraz imrendi. Gözyaşları ile dolmuşlardı, onları durduran kimse yoktu. Böylece onlar da hüzünlerini yeryüzüne serbestçe bırakmışlardı ve Namjoon bu hüznü her damlayla hissedebiliyordu.

Eğer şimdi ağlasaydı kimse fark etmeyecekti.

Bir şey olmamıştı. Kendini neden bu melankolinin içinde boğulurken bulmuştu o halde?

Kulağa garip gelebilir ancak Namjoon'un kendisini yıkayıp geçen bu hüzne ihtiyacı vardı. Son zamanlarda hiç olmadığı kadar mutluydu ve bu neden sadece on iki sayfa yazdığını açıklamaya yeterdi.

Mutluyken, mutsuzluk, umutsuzluk ve imkansızlıklar ile dolu bir aşkın hikayesini yazmak imkansızdı.

Evet, Namjoon bulutlara müteşekkir idi.

Ancak yine de ağır yağmur botları onu tanıdık genç adamın iş yerine götürüyordu. Mutluluk, tadını aldığı anda vazgeçemeyeceği bir şey olmuştu.

Seokjin, ufak bir doz idi.

Uyuşmuş, mutsuz, kayıp, dolu ve isteksiz bir Namjoon'a mutluluk vahasını yaşatan tek şey...

Gök gürültüsü, bir iki sokak ötede havlayan köpeklerin sesleri ile birleşmiş, Namjoon'un zihninde yerini etmişti. Derin bir nefes aldı, verdi. Ağzından çıkan dumanın gökyüzüne yükselmesini seyretti.

Gözleri bir süre bulutlara takıldı, daha sonra sokak lambasına ilişti. Başını ağrıtan ışıktan uzağa baktı. Kafenin tabelasına bakarak gülümsedi.

Namjoon bu geç saatte kafenin içinde birilerinin olmasını garipsediyse de bir şey demeden bir iki adım daha attı. Genelde kapanmaya yakın kimse olmaz, Seokjin mekanı toparlıyor olurdu.

Tıpkı tanıştıkları akşam gibi.

Namjoon gülümsedi.

Ancak gülümsemesi kısa bir süre sonra yüzünden düştü. Eğer orada olsaydınız mutluluğun yüzünden kayarak yere düşüşünü, kırılışını duyabilirdiniz bile.

Genç adamın karşısında Namjoon'un tanımadığı bir adam oturuyordu. Elini rahat bir şekilde Seokjin'in kavuşturmuş olduğu ellerinin üzerine koymuş, ona sıcak bir gülümseme veriyordu.

Namjoon, Seokjin'den görmeyi umut ettiği gülümsemeyi görmüştü.

Ancak uzakta, sokağın köşesinde, hızlanmakta olan yağmurun altındaydı ve gülümseme kendisi için değildi.


---

Y/N: Yeterince iyi bir bölüm olmadı, üzgünüm.

Aklımda Chester Bennington vardı. Umarım kanatlarına kavuşmuştur.

Reflection | 남진Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin