on yedinci bardak

3K 523 67
                                    

12 Aralık 2017
11:21

Yapboz parçaları birer birer yerine oturmaya başladığında Namjoon henüz kendisini görmemiş olan Park Jimin'i seyretmeye koyulmuştu. Seokjin ise bu esnada konsantre olmuş bir şekilde elinde sıkıca tuttuğu kağıtlara çatık kaşlarla bakıyordu.

Namjoon kendi kendine bu Park Jimin'in kendisini maddi olarak destekleyen Park Jimin olma olasılığını düşünüyordu. Ne kadar düşünürse düşünsün bir anlam yükleyemedi buna. Kendisine yardım eden Park Jimin'in maddi durumunun iyi olduğu belliydi, o halde ufak bir kahve dükkanında garson olarak çalışmak için hiçbir nedeni olamazdı.

"Seokjin hyung!" Elindeki tepsiyi boş bir masaya bıraktıktan sonra seslenen Jimin, oturmakta olan iki genç adamın dikkatini çekmişti.

Seokjin gözlerini okumakta olduğu cümleden kaldırıp biraz uzakta dikilmekte olan siyah saçlı çocuğa baktı.

"Hesap." Jimin konuşurken Namjoon'a bakmaktan kendini alamadı. Genç çocuk şaşırmış duruyordu. Heyecanlı bir ifadeyle bir süre oturmakta olan adamı seyretti daha sonra üzerindeki önlüğünü çıkardı.

Seokjin başını sallayarak masadan kalktığında Jimin hızlı, ufak adımlarla Namjoon'a yaklaşarak az önce Seokjin'in oturmakta olduğu koltuğa oturdu.

Bunun üzerine Namjoon bu Park Jimin'in o Park Jimin olabileceğini düşündü.

"Merhaba. Ben Park Jimin." Genç çocuk elini kafası bir hayli karışmış olan Namjoon'a uzattı.

"Kim Namjoon."

"Gerçekte çok daha iyi görünüyorsun." Jimin mutlu bir şekilde gülümsediğinde Namjoon'un yarım saattir düşünmekte olduğu teori kendini doğrulamıştı.

"Beni tanıyor musun?" Yine de emin olmak için sordu.

"Tabii ki! Daha önce konuşmuştuk. Canlı yayınlarında kitap evlerinden yeterince destek almadığını söylemiştin... O günden beri elimden geldiğince sana yardımcı olmaya çalışıyorum."

Namjoon gözünün ucuyla kasanın arkasında dikilirken müşterilerle konuşan Seokjin'e baktı.

"Ah... Park Jimin. Hatırladım." Namjoon minnettarlığını gösteren bir gülümseme ile yavaşça başını eğdi.

"Böyle denk gelmemiz büyük şans. Yüz yüzeyken teşekkür etme şansım olmuş oldu."

Namjoon bir yazardı. Tabii, yazar olmasına yazardı ama hiçbir destek almadığından genellikle popüler bir canlı yayın platformunda yayın yapıyor, böylece bir izleyici kitlesi olduğundan platform ona ödeme yapıyordu. Çok sayılmazdı, ama izleyicileri arasında Park Jimin gibi maddi imkanları yerinde olanlar yardımda bulunacak kadar naziklerdi.

İzleyicilerin çoğu Namjoon'un oldukça çabalayan bir yazar olduğundan haberdardı.

Park Jimin de bunu biliyordu.

O yüzden Namjoon'un önünde duran kağıtlara dikkatlice baktıktan sonra ufak bir gülümseme ile tekrar Namjoon'un gözlerine baktı.

"Kitabın kopyası mı?" Ufak işaret parmağı ile kağıtları gösterdi.

"Ah, evet."

"Umarım bir gün okuyabileceğiz." Jimin gergin bir eda ile güldü.

"Ben de öyle umuyorum."

Namjoon bu genç çocuğa neden burada çalıştığını sormak istediyse de kaba gözükmek istemediğinden sustu. Jimin ise sanki Namjoon'un beynini okurmuşcasına konuştu.

"Büyük ihtimalle neden burada çalıştığımı merak ediyorsun."

"Nereden bildin?" Namjoon güldü.

"Eh, sana yüklü bir para gönderdiğimi göz önünde bulundurursak..."

Namjoon dirseklerini masaya dayayarak çocuğa baktı. Bir yandan da gözlerini açık tutmak için çabalıyordu. Odaklanmak ve Jimin'i dinlemek istese de gözü hep Seokjin'e kayıyordu bir de.

"Açıkçası, burayı satın almayı düşünüyorum. Yeterince tercih edilen bir yer olup olmadığını anlamanın en iyi yolu da burada çalışmak."

"Peki bundan Seokjin'in haberi var mı?" Namjoon varını yoğunu bu dükkana vermiş olan adamı düşünerek konuştu.

"Hayır."

"Ama yakında olacak."

Reflection | 남진Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin