Wu YiFan kadim Ejderha soyunun Prensi'ydi. Kendisi ve içindeki Ejderha yenilmesi zor güçteydi.
Ve bu Ejderha'nın kendi Anka Kuşunu seçmesi gerekiyordu. Fakat olmaması gereken bir şey oldu. Ejderha bir Nihil'i seçti. Yani seni.
Wu YiFan x Sen.
-Yaza...
*Puer: Evlat/Evladım **Lux Coronam:Işık Tepesi ***Cor Meum: Kalp Kelimelerin hepsi Latince. ***
Ejderha hala huzurlu iç çekişlerle kafası eline yaslı bir şekilde duruyordu.
Anka Kuşları şaşkın ve öfkeli bakışlar ile seni süzerken halk şoktan küçük dilini yutmuştu. Kral ve Kraliçe tahtlarından kalkmış anlayamaz gözlerle bakıyordu.
Nasıl olurda Kadim Ejderha bir Nihil'i seçebilirdi?
"Bu saçmalık!" Anka Kuşlarından biri öfkesine yenik düşüp bağırarak bir adım öne çıktı. Ejderha rahatsız olup gözlerini açtı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözleri alev alev parlıyordu. Sinirli bir nefes aldığı zaman öylece duran elini hareket ettirip alnını okşadın. Gözlerini sana çevirip sinirle aldığı nefesi huzurlu bir şekilde geri verdi.
"Burada biz varken bir nihil'in seçilmesi saçmalık! O mistik değil! Ülke ruhunun bunu kabul edeceğini mi sanıyorsunuz?"
Ejderha tekrar sinirli bir nefes alıp hareketlendiğinde Kahin olduğu yerden bir adım öne çıktı.
"Puer* yapma. Kadim Ejderha'nın kararına karşı gelmemelisin" Anka Kuşu alev almış elleri ile kahin'e döndü. Hiç dinleyecekmiş gibi durmuyordu.
O sırada üzerinde bir gölge hissettin. Kafanı kaldırıp baktığında abin Chanyeol'u gördün. Tamamen dönüşmüş bir şekilde üzerinde uçuyordu.
"Bu lanetli kız yüzünden hepimiz öleceğiz! Bunu kabullenmemi mi istiyorsun Kahin?!" Anka Kuşu tekrar bağırdığında Ejderha öfke ile kükredi ve ona döndü. Halk endişeli sesler çıkararak gerilerken sen olduğun yerde duruyordun. Tao seni kendi ile birlikte geri çekmeye çalışmış fakat başarılı olamamıştı.
Ejderha burnundan soluyarak Anka Kuşuna yaklaştı ve ateş püskürterek gökyüzüne doğru kükredi.
Işlerin kötüye gideceğini anlayan Kraliçe öne çıkarak oğluna seslendi.
"Yifan! Hemen Ejderhanı durdur!" Kraliçe ne kadar emir verici bir sesle konuşsa da Prens Yifan onu duyuyormuş gibi durmuyordu. Aksine Anka Kuşunun üzerine yürümeye devam ediyordu.
Sinirle Anka Kuşuna saldıracağı zaman bilinçsizce bir kaç adım attın ve seslendin.
"Majesteleri!" Sesin alanda yankılanınca Ejderha durakladı arkasını dönüp sana baktı. Sinirden alev alev olan gözleri seni görünce yatışmıştı. Az önce sinirle bağıran fakat şu an korkudan geri sinmiş olan Anka Kuşuna tekrar baktı ve homurdandıktan sonra tekrar sana dönüp sakin adımlar ile yaklaştı ve yine önünde eğildi.
Fakat bu sefer selamlamak için değil, sırtına binmen için eğilmişti.
"Şunu al ve onunla git." Kadın muhafızlardan biri yanına yaklaşıp elindeki hasır iplikten yapılmış olan çantayı sana verdi.
