9. Ateş 🔥

7.1K 599 574
                                    

Kalbin boğazında atıyormuş gibi bir hisle gözünü karanlığa açmıştın. Etrafa bir hiçlik hakimdi. Ses yoktu, ışık yoktu, en ufak bir his bile yoktu.

Tedirginlikle etrafına baktığında çatallı bir ses işittin.

"Hoş geldiniz Majesteleri." Şahmeran önünda belirip saygıyla seni selamladığında kaşların şaşkınlıkla havalanmıştı. Şahmeranı çizimlerinden ve anlatılan efsanelerden biliyordun. Fakat şimdi neden onu bu hiçliğin ortasında gördüğüne anlam veremiyordun.

"Neden buradayım?" Şaşkınlıkla konuştuğunda Şahmeran'ın yüzü parlak bir gülümseme ile aydınlandı.

"Bedeniniz iyileşme sürecini tamamladı. Uyanma vaktiniz geldi. Cor Meum'dan size iletilmesi gereken bir mesaj var. Bu sebeple buradasınız." Şahmeran tekrar saygıyla selam verdiğinde derin bir nefes aldın.

"Uzun zamandır uyuyor muyum?" Şahmeran sorunu kafasını sallayarak onayladığında üzüntü ile kafanı eğdin. Yifan ve abin çok endişelenmiş olmalıydı.

"Bu içinizdeki gücün uyanması için gerekliydi. Ayrıca bedeninizin iyileşmesi gerekti. Kadim Ejderha biraz endişelense de bu gerekliydi." Şahmeran sakin bir tonda konuştuğunda kafanı kaldırıp ona baktın.

"Cor Meum'un bana mesajı nedir?" Meraklı bir ses tonu ile konuştuğunda Şahmeran'ın yüzü tekrar gülümseme ile aydınlandı.

"Cor Meum'un ve Kadim Ejderha'nın seçimine ihanet edenler siz uyanınca cezasını bulacak. Ve çok yakında içinizdeki güç uyanacak." Son cümleyi duyduğunda nefesini tutarak Şahmeran'a baktın.

"Ben bir nihilim." Kesin bir ses tonu ile konuştuğunda Şahmeran kafasını yana eğdi.

"Hayır efendim. Siz Cor Meum'un kıymetlisisiniz. Içinizdeki gücün uyanması biraz uzun sürdü çünkü ülkenin dört bir yanına dağılan küllerinizi toparlamak biraz zordu." Şahmeran hayranlıkla seni izleyip konuşurken senin duyduğun her cümle ile şaşkınlığın bir kat daha artıyordu.

"Küllerim?"

"Siz küllerinden yeniden doğansınız efendim."

***
Bir anda az evvel içinde olduğun karanlıktan çekildin. Gözlerinle birlikte ağzında aralanmıştı ve sen ağzından çıkan kıvılcımları gayet net bir şekilde görmüştün.

Senin gibi Şifacı Yixing'de görmüştü. Yixing'in gözleri kocaman olmuş ve dudakları aralanmıştı. Kendine gelmek için hafifçe yanağına vurdu ve silkelendi.

"Efendim! Iyi misiniz?" Yanına yaklaşıp ateşini kontrol etmek ister gibi elini alnına koyduğunda yutkundun. Boğazın kurumuştu. Garip hissediyordun.

"Yifan nerede?" Beklediğinden sağlam ve pürüzsüz ses tonu ile konuştuğunda buna şaşırmıştın. Çünkü boğazın aksini iddia edermiş gibi kupkuruydu.

"Nereye gittiğini bilmiyorum efendim. Fakat çağırmak istiyorsanız onu düşünmeniz yeterli." Gözlerini yumup derin bir nefes aldın.

"Yifan yanıma gel." Bunu içinden kaç kez tekrar ettiğini bilmiyordun. Umutsuz bir şekilde gözlerini açtığında eş zamanlı olarak şifahane'nin de kapısı açılmıştı.

"Işığım." Yifan özlem dolu bir ses tonu ile konuştu ve hızlı adımlar ile yatağına yaklaşıp diz çöktü. Sol elini tutarak kafasını eline yasladı.

Diğer elini omzuna koyup geri çekilmesini sağladığında gördüğün manzara hiç hoşuna gitmemişti. Yifan kilo vermişti. Gözleri çok yorgun ve bitkin bakıyordu.

Selection of the Dragon¹ (Wu YiFan OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin