Medya; Suzy - I Love You Boy
Okula geldiğimden beri kızların etrafında dolaşıyor ve BTS diye bağırıyordum. İlk başta gece uyurgezer olup kafamı bir yerlere çarptığım gibi onlarca senaryo üretip endişelenmişlerdi. Ama şimdi sıkılmış biçimde boş bakışlarla beni izliyorlardı.
"Kızlar cidden bana şaka yapıyorsanız bu hiç hoş değil," aynı konuşmayı beşinci kez yapıyor olduğum için artık tepki bile vermiyorlardı.
"Ya Lisa senin telefonunda yüzlerce Jungkook fotoğrafı var!"
Bana şaşkınlıkla bakan Lisa'nın elinden zorla telefonunu almış ve galerisine girmiştim. Tek tek bütün galerisini incelememe rağmen tek bir Jungkook fotoğrafı bile bulamamıştım. Artık ben de kendi akıl sağlığımdan şüphe duymaya başlayınca bıkkınlıkla sırama oturdum.
"Rose," diyerek utançla başını eğmiş, etrafta bizi duyan biri olup olmadığını anlamaya çalışmıştı. "Ben de niye onun fotoğrafları olsun?"
Lisa'nın yanaklarının kızarması dikkatimden kaçmamıştı ve şaşırmama neden olmuştu. Ne diye utanıyorsa? Sonradan düşen jetonumla gözlerimi şaşkınlıkla açtım. BTS'i bilmiyorsa, Jungkook'u nerden biliyordu?
"Bak, bak nasıl kızardı!" Jisoo ve Jennie'nin fısıldaşıp gülüşmesi üzerine Lisa iyice sinirlenmişti ama onları umursamadım.
"Hatırlıyorsun onu değil mi?" dedim tekrar bir umutla. "BTS grubunun vokali."
Hiçbir tepki vermeden bana bakmaya devam ettiklerinde dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Yoksa gerçekten kafayı mı yiyorum, diye düşünmeden edemiyordum.
"Daha dün," dedim ağlayacakmış gibi bir sesle. "Nasıl hatırlamazsınız daha dün logonun ve BTS'in açılımının değişmesiyle ilgili konuşmuştuk."
Jennie, Jisoo ve Lisa bana kafayı yemişim gibi bakmaya devam ederlerken git gide umudumu yitiriyordum. Oflayıp neler olduğunu anlamaya çalışırken, sinirlerim gittikçe bozulmaya başlamıştı. Biri bana kamera şakası falan mı yapıyordu? Nereye el sallayacaktık? Birkaç dakika kendi kendime güldüm ve sonunda sinirlenip bağırarak ayağa fırladım.
"Lisa sen Jungkook'u nerden biliyorsun? Ya siz nasıl hatırlamazsınız! BTS diyorum size! Bangtan Boys,"
Aniden kızların gözleri büyümüştü ve büyük bir rahatlama ile birbirlerine bakıp başlarını sallamışlardı. Sonunda anladıklarını düşünerek derin bir nefes aldım ve yüzümde bir gülümseme oluştu.
"Baştan deseydin ya Bangtan diye!" dedi Jisoo gülerek.
Onunla beraber ben de gülmeye başladım. Evet, kafamda hala yüzlerce soru işareti vardı ama en azından kızlara anlatabilmiştim. Yani, en azından ben öyle sanıyordum.
Jennie bakışlarını sınıf kapısına doğru çevirdi ve heyecanla gülümsedi. "Bak, Rose geldiler işte."
Ne olup bittiğini anlamayarak Jennie'ye uyup kapıya çevirdim bakışlarımı. Ve o an sırada oturuyor oluşuma şükrettim. Çünkü her an olduğum yere bayılabilirdim ya da fenalık geçirerek panda gibi koridorlarda yuvarlanabilirdim. Karşımda tam olarak dört yıldır, yani onlar çıkış yaptığından beri, delicesine fanı olduğum, her şarkısını ayrı ayrı sevdiğim grup BTS duruyordu.
Ve ben tam anlamıyla uzaylı görmüş gibi onlara bakıyordum. V bunu üzerine alınmış olacak ki, bana gülümseyip el salladı. Artık bunun rüya olduğuna emin olarak kendimi tokatlamaya başladım. Mükemmel bir rüyaydı ama bir an önce uyanmazsam, sonum akıl hastanesi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real or not ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Seni neden bu kadar seviyorum, bilmiyorum." + Kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır. Başlangıç: 14.07.2017 Bitiş: 09.04.2018 ©nemesislau2017