🥀 11 ∆ Love

3.4K 308 108
                                    

Medya; Imagine Dragons - Believer

"Bu ne?" dedim şaşkınlıkla.

Jennie anlamaz bakışlar atarak beni itti ve kapı deliğinden dışarıya baktı. O da en az benim kadar şaşırarak geriye çekildiğinde konuştu.

"Bunların ne işi var burada?"

"Kim gelmiş?"

Kızlar oturma odasından çıkıp yanımıza geldiklerinde Jennie yanındaki duvara yaslandı ve kızları süzdü.

"Bangtan gelmiş, evin adresini nereden biliyorlar?"

Jisoo gülümsedi. "Ben belki Taehyung'a mesaj olarak atmış olabilirim de biraz.."

"Biraz mı?"

Kafamı şuan duvarlara vurmak istiyordum. Evet, bunu cidden yapmalıydım. Ya da Jisoo'nun kafasını da duvarlara vurabilirdim, hatta bu daha mantıklıydı. Zilin on beşinci kez çalmasıyla isyan ederek kapıyı açmıştım.

"Of, nerede kaldınız be ağaç olduk dışarıda." dedi Jin umursamazca içeriye dalarken.

Diğerleri de onu takip etmişti. En son içeriye giren Jimin durdu ve bize güzelce gülümsedi.

"Gecenin bu saatinde buraya habersiz geldik ama, yakın bir yerlerdeydik o yüzden bir uğrayalım dedik. Sorun olmaz umarım?"

"Sorun yok, gelebilirsiniz tabi."

Sanki ev onunmuşcasına cevaplayan Lisa'nın kafasına bir tane geçirip ben de onlarla birlikte içeri girmiştim. Hayır, Jimin en azından diğerlerine oranla daha kibar davranıp, sorun olup olmayacağını sormuştu. Diğerleriyse bizle konuşma gereği bile duymadan içeri girmişlerdi. Dingonun ahırı zaten burası!

Çok kalabalık olduğumuzdan bana koltukta boş yer kalmamıştı. Sinirle gözlerimi kırpıştırarak Lisa'nın önüne, yere, oturduğumda herkes çoktan koyu bir sohbete dalmıştı. Niye ben her defasında itilmişle kakılmış gibi böyle yalnız kalıp, küçük emrah sendromu yaşıyorum bilmiyordum. Bunun verdiği bıkkınlıkla kafamı iki yana salladım ve geriye yaslandım.

"Şişe çevirmece oynayalım!" Lisa heyecanla konuştuğunda onu onaylayan mırıltılar yükselmişti.

Bu sefer herkes benim gibi yere oturmuştu. Jisoo kaşla göz arasında mutfağa gidip şişe getirmişti, diğer elinde de abur cuburlar vardı. Ofladım. Umarım saçma salak şeyler sorup beni herkesin içinde rezil etmezlerdi. Ben ve Lisa yiyecekleri tabağa dökerken, Moonbyul ve Irene da içecekleri hazırlıyordu. Sonunda Jennie şişeyi çevirdiğinde şişe Taehyung'un, Hoseok'a soracağı şekilde durmuştu. Taehyung hınzırca gülümsedi.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Doğruluk."

"Hyung, sevdiğin kişiyi tarif et bize!"

Şaşkınlıkla etrafıma baktığımda, Moonbyul'un da en az benim kadar şaşırdığını görmüştüm. Biz merakla Hoseok'un tepkisini izlerken Hoseok'un yanakları kızarmıştı.

"Ya! Tae, böyle soru sorulur mu?"

"Başka ne sorsun, hyung?" diyerek Taehyung'un avukatlığını üstlendi Jimin. O ikisi Hoseok'un düştüğü zor durumdan eğleniyor gibi görünüyorlardı.

"Pekala.. Açıkça size söylemem fakat, o uzun zamandır sevdiğim birisi. Dışarıdan bakınca soğuk gibi görünse bile içinde sıcacık bir kalbi olduğunu biliyorum, bunu sadece benim biliyor olmam beni mutlu ediyor. Bana özel olduğunu hissediyorum. Onu izlerken; gözlerinde, yüzünde, saçlarında kayboluyorum. Sadece benim olduğum bir gezegende, benim için gökyüzü gibi."

real or not ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin