Uyarı: Hakaret içeren yorumlar silinecektir. Sabırla bölümü sonuna dek okuyun, kızıp üzülecek bir şey olmadığını göreceksiniz.
Medya; Sia - Angel by the Wings
Rose
Başım feci bir ağrıyla sarsılıyordu. Nerede olduğumu tahmin etmek zor değildi. Burnuma o hastanelere özel koku geliyordu. Yavaşça gözlerimi aralamaya çalıştım. Görüntü önce bulanıktı ama yavaş yavaş düzelmeye başladı. Gözlerimi tamamen açtığımda karşımda bana endişeyle bakan Lisa, Jennie ve Jisoo ile karşılaşmıştım.
"Rose," dedi Lisa sevinçle. Ağlamış görünüyordu. Jennie ise muhtemelen doktora haber vermek amacıyla koşarak odadan dışarı çıktı.
"Ne oldu bana?" dedim zorlukla. Ağzım ve dudaklarım kuruydu, sesim de çatlamıştı ama umursamadım bile.
"Önemli bir şey yokmuş," dedi Jisoo saçlarımı okşarken. "Sadece kan şekerin düşmüş, bu yüzden bayılmışsın."
Kafamı onaylar biçimde aşağı yukarı salladım. "Peki, Yoongi nerede?"
"Kim?" dedi Lisa şaşkınlıkla.
"Yoongi," dedim telaş içinde yerimden doğrulurken. "Min Yoongi."
"BTSdeki Yoongi'den mi söz ediyorsun?" diyerek anlamaz gözlerle bana baktı Jisoo.
Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde yandaki komidinden Lisa'nın telefonunu aldım ve internete girerek 'BTS' yazdım. Her şey buradaydı. Tüm bilgileri, tüm şarkıları, tüm konserleri, tüm ödülleri.. Her şey buradaydı ama ben o kadar büyük bir eksikliğin içine düşmüştüm ki, telefonun öylece elimden kayıp gitmesine seyirci kaldım.
2 Ay Sonra ~
Evde sırtımda aldığım battaniyeyle gezmeyi sürdüyordum. Mutfaktaki üst üste dizilmiş mısır gevreği kaselerine baktım ve umursamamayı seçerek, televizyonun karşısındaki kanepeye oturdum.
Mahvolmuştum. Darmadağındım. Kalbim o kadar kırıktı ki ne zaman artık toparlanmalıyım desem daha kötü parçalanıyordum. Eksiktim, çok eksiktim ve kalbimdeki o boşluk bir türlü dolmuyordu. İki aydır asla kaçırmadığım konserlerine gitmemiştim. İki aydır, fanları için yaptıkları buluşmalara katılmamış, hiçbir BTS şarkısı dinleyememiş ve hiçbirinin, özellikle Yoongi'nin, fotoğrafına bakma cesaretini gösterememiştim.
Kimseye hiçbir şey anlatamıyordum. Rüya olduğunu söyleyeceklerdi, hatta deli olduğumu düşüneceklerdi. Ama ikisi de değildi, biliyordum.
"Rose, biz geldik!"
Lisa'nın sesini duyduğumda koltukta duruşumu biraz daha düzelttim. Benim için çok endişeleniyorlardı. Neler olduğunu da çözemedikleri için, bu onlar için daha zordu. Bu yüzden en azından iyiymişim gibi rol yapabilirdim. Elimden geldiği kadar.
"Hoşgeldiniz," dedim. Sesimin neşeli çıkmasını ummuştum ama saçma bir yapmacıklık vardı yüzümde.
Jisoo yanıma oturup bana sarıldığında ben de sarılışına karşılık verdim. Yanımda beni böylesine destekleyen dostlarımın olduğunu bilmek çok güzeldi. Ayrıca, ben onlar için de çok üzülüyordum. Onlar bilmiyorlardı. Fakat ben onların, Jungkook, Namjoon ve Taehyung'un olduğu o.. Neyse ne, daha mutlu olduklarını biliyordum. Eğer bir rüyaysa diye düşünmeye başlamıştım. Eğer bir rüyaysa, keşke hiç uyanmasaydım.
"Bugün BTS'in fan buluşması varmış." dedi Jennie. "Hep beraber ona gidelim diyoruz."
"Kızlar," dedim aceleyle. "Bensiz gitseniz olmaz mı? Pek iyi hissetmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real or not ❅ bts•bp ✓
Fanfic"Seni neden bu kadar seviyorum, bilmiyorum." + Kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır. Başlangıç: 14.07.2017 Bitiş: 09.04.2018 ©nemesislau2017