real or not ❅ bts•bp ✓

🥀 25 ∆ Need

Medya; BTS - Don't Leave Me

"Bugün cumartesi," dedi Seulgi telefonda. Rose öylece yatağında yatıyor ve her zamanki gibi Yoongi'yi düşünüyordu. "Hep beraber bişeyler yapsak?"

"Ne gibi?" dedi Rose yattığı yerden doğrularak. Yoongi'yi sadece iki saat görmese özlüyordu. Ve şimdi de, sabah beraber kahvaltı yapmalarına rağmen onu özlemişti.

"Yüzmeye gidelim birlikte, diğerlerine de haber veririz."

"Harika!" Rose ayağa fırlamış ve ne giymesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı. "Ben kapatıyorum o zaman, diğerlerine haber vermeliyim."

"Tamam."

Seulgi telefonu kapattı ve oturduğu koltukta iyice büzüştü. Bu aralar canı çok sıkkındı. Buraya uyum sağlamıştı kesinlikle ve kızları da çok sevmişti ama Jimin onun sinirlerini bozuyordu. Umursamamak istiyordu ama bu da pek mümkün görünmüyordu.

Birkaç dakika daha öylece yatmaya devam etti. Sonra, telefonundan gelen bildirim sesi onu yattığı yerden kalkmaya zorlamıştı. Telefonu eline aldı. Jimin'den bir mesaj vardı.

'Sanırım beraber bir şeyler yapacağız. Seni almaya gelebilir miyim?'

***

"Uzun zamandır yüzmemiştik, bu kesinlikle harika olacak!"

Rose kafasını aşağı yukarı sallayarak Lisa'yı onayladı. Birazdan Yoongi ve Jungkook, Yoongi'nin arabasıyla onları almaya geleceklerdi.

"Garip hissediyorum Lisa." dedi aniden Rose.

"Neden," diyerek telaş içinde arkadaşının yanına koştu genç kız. "Yoksa hasta mısın?"

"Hayır, değilim ama-"

Aniden çalan zil, Rose'un konuşmasını bölmüştü. Lisa hızla kapıyı açtı. Gelen kişiler elbette Jungkook ve Yoongiydi.

"Hadi Rose!" dedi Lisa. "Geldiler."

"Tamam, geliyorum."

Rose evin anahtarını çantasına koyarak kapıya ilerledi. Yoongi'yi görünce yüzünü güzel bir gülümseme kaplamıştı. Yoongi de ondan farksız değildi.

"İyi misin?" dedi Yoongi kolunu genç kızın omzuna atıp kendine çekerken. Rose, kesinlikle şimdi daha iyi hissediyordu. "Solgun görünüyorsun."

"Hayır, hayır iyiyim."

"Rose," diyerek genç kızı durdu Yoongi ve ellerini omuzlarına yerleştirdi. "İstiyorsan şu yüzme işini erteleyelim ve bir hastaneye gidelim. Doktora görün, olur mu? Gerçekten endişe ediyorum."

"Hayır, gerek yok cidden." Rose kollarını Yoongi'ye doladı. "Bana gereken tek şey sensin."

Yoongi hafifçe gülerek Rose'un sırtını sıvazladı ve saçlarına birkaç öpücük kondurdu. "Benim için de öyle. İhtiyacım olan tek şey, sensin."

"Öhöm," dedi Jungkook. "Eğer romantizm saatiniz sona erdiyse artık gidebilir miyiz geç kalıyoruz da?"

Lisa Jungkook'un karnına dirseğini geçirirken, Rose'un yanakları kıpkırmızı olmuştu. Yoongi gülerek sürücü koltuğuna geçti. Yan tarafına Rose, arka koltuklara da Jungkook ve Lisa oturmuştu.

"Müzik açabilir misin, Yoongi?"

Yoongi, Lisa'yı onaylarak radyoyu açtı. If it's you isminde bir şarkı çalıyordu. Eski bir şarkıydı, ama çok güzeldi. Hatta Rose'un en sevdiği şarkılarındandı. Çok güzel bir tesadüf diye düşündü Rose ve hafifçe mırıldanmaya başladı.