💫

413 27 0
                                    


Telefonda konuşuyorlardı. Kadın biraz durgun gibiydi, adam da her zamanki gibi hareketli. Güzel şeylerden konuşuyorlardı. Gelecekten, hayallerinden. Adam kadının durgun olduğunu fark etti fakat bir müddet sormadı neden diye, belki bilerek yapıyordur diye düşündü. Sonradan anladı ki kadın gerçekten kötüydü, bir şeylere içlenmişti ve şefkate ihtiyacı vardı. Adama ihtiyacı vardı. Bazen bu durum adama yük gibi geliyordu, kadın her zaman adamın ilgisine muhtaç gibiydi çünkü. Aslında kendisi de öyleydi ama bununla baş edebiliyordu. Hattın diğer ucundaki kadına dokunmak istedi bir an, keşke şimdi sımsıkı sarılabilseydi, bu hem kadına, hemde kendisine iyi gelecekti. Kısa bir sessizlik oldu, kadın iç çekiyordu. Adam da iç çekip sessizce "neyin var" dedi. Kadın birkaç saniye bekledi ve konuşmaya başladı. "ne zaman göreceğim seni" dedi, "ne zaman ellerine dokunabileceğim, ne zaman sarılacağım sana". Adamın içine bir şeyler girdi ve tüm organlarına zarar verdi, "bilmiyorum ama ölmeden önce göreceksin" dedi yalnızca. Kadın bu cevabı bekliyordum dercesine nefes aldı. "beni hissetmiyor musun" dedi adam, sesi elinde olmadan çatlamış, kırgın çıkmıştı. Kadın adamı incitmeyi asla düşünmezdi, "hayır" dedi, "hayır, hissediyorum ama yanımda olmalıydın" dedi. "buna ihtiyacım var". İşte, adamın parçalandığı andı bu, kadın ağlamaya başlamıştı. Sesini kendini, tüm hücrelerini düzelterek, kendini ona vererek bir şeyler dedi. "Bunca mesafeye rağmen beni hissediyorsun. Seni hissediyorum, hemde en derinde. Yanında olmak istiyorum ve yanındayım merak etme". Kadın hıçkırdı ve dudaklarından birkaç kelime döküldü, adamın canı acıdı. "Bu kadar hissetmek yetmiyor artık, sadece rüyalarımda görmek yetmiyor, yanımda istiyorum seni, tam burada işte, yanımda, kalbinin atışını dinlemek istiyorum. Nefes alışverişini. Artık rüyalar yetmiyor, lütfen gel."

Tumblr HikâyeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin