💫

198 16 0
                                    

Yeğenimin veli toplantısı vardı. Annesi babası falan çalışıyordu. ''Teyze nolur sen gel.'' deyince mecbur gittim bende. Klasik toplantı geçer biter falan derken. Vakit geldi gittim. Toplantı salonuna indim. Bir tane öğretmen geldi. Neyse öğretmen kadındı susmadı ötüp durdu. Sonra tam toplantı bitti derken bir tane adam geldi elinde kağıtlarla. Herkes yerine geri oturdu haliyle. Adam yeğenimin adını okudu velisini sordu. Gittim yanına. Adam elindeki kağıtları suratıma fırlattı ''Hanımefendi bu kızın notları ne böyle insan biraz ilgilenir kızıyla. Okulun ortalamasını düşürüyor.'' dedi. Ben bir ayar oldum bu adama. ''Lan sen ne diyosun! Sana ne benim yeğenimin notlarından oda bu kadar yapabiliyor işte.'' dedim. Ama yeğenimin notlarından gram haberim yok. Neyse biz bir kavgaya tutuştuk bu adamla herkes başımıza toplandı. Müdür falan geldi. Herkesi dışarıya çıkarttı, bizi odasına çağırdı. Ben adamı boğup öldürcem adam sakin olun deyip duruyo. Dinlemedim tabi çıktım gittim. O bana bağıran öğretmende kaldı orda. Neyse çıktım. Okulun arkasına gittim. Bir yer buldum saklı cennet gibi. Abi görseniz varya nasıl güzel bir yer. Çöktüm yere yaktım bi sigara. Az önce kavga ettiğim adam gelmiş peşimden. Yanıma çökmüş. Tam kalkıp küfür etcektim ki eliyle ağzımı kapattı. ''Ştt sakın bağırma burası çok gizli. Bırak kimse öğrenmesin.'' dedi. Komik geldi salak salak gülmeye başladım. Sonra oda güldü falan. Sessizlik oldu. ''Özür dilerim. Kızınız hakkında hoş şeyler söylemedim. Kusura bakmayın bu aralar pek iyi değilim.'' dedi. Güldüm. Çünkü bende hatayıldım. ''Kurusa bakmayın. Bende biraz tepki verdim.'' dedim. Adam ''Biraz mı?'' dedi. Güldük falan. Velisi olmadığımı söyledim. Sonra sohbet ilerledi adını öğrendim. Hakanmış adı. Hiç evlenmemiş. Matematik hocasıymış. Canının neden sıkkın olduğunu sordum. Sohbet baya ilerledi. Sonra numaralarımızı aldık. Ben artık yeğenimin dersleriyle daha çok ilgilenir oldum. Her hafta yeğenimin derslerini sorma bahanesiyle Hakan'la konuşur oldum. Haftalar birbirini kovaladı. E haliyle duygularımda değişmeye başladı. Okulların kapanmasına son 1 gün kaldı. Son gün yeğenimi almaya okula geldim. Yıl sonu partisi midir her ne haltsa ondan yapmışlar. Hakan'da çıkışta bekliyordu. Yanına gittim selam verdim. ''Seninle bir şey konuşmam lazım.'' dedi. Yeğenim sinsi sinsi gülüp gitti. Hakan önümde diz çöküp elimi tuttu. ''Seni çok seviyorum kavgacı. Benimle bir ömür kavga eder misin?'' dedi. Herkes başımıza toplandı. Yüzüğü çıkardı parmağıma taktı. Ben nasıl ağlıyorum. Kalktı ayağa sarıldık. İlk defa o zaman sarılmıştık. Nişan falan oldu. 8 ay nişanlı kaldık. Sonra evlilik günü geldi çattı. Her şey çok güzeldi. Buraları kısa geçicem evlendik işte pek bir şey olmadı. Planlarımız vardı. İlk iki sene çocuk yapmayacaktık. Rize' ye gitcektik. Türkiye'yi baştan sona gezicektik. Evlilik yıl dönümümüze kadar her şey çok güzeldi. Hakan yıl dönümünden 3 hafta önce annesinin yanına gitmek zorunda kaldı. Ben gidemedim. Çalışıyordum izin alamıştım. Şimdi diyorumda keşke oda izin alamasaydı. Neyse yıl dönümümüz gelip çatmıştı. Hakan ortalarda yok. Gelicek diye evin her yerini süslemiştim. Dünyalar güzeli bir masa hazırlamıştım. Süslenmiştim. Kuaför işlerini hiç sevmeyen ben 4 saat boyunca sırf oan güzel görünmek için kuaförde beklemiştim. Evdeyim bekliyorum Hakan gelcek diye. Unutmasının imkanı yoktu. Abi beklerken uyuya kalmışım ertesi gün uyandım. Masa falan her şey aynı duruyor. Kimse gelmemiş. Hemen Hakan'ı aradım. Ulaşılamıyor. Akşamki makyajımla yüzümü bile yıkamadan otobüse bindim. Tamı tamına 12 saat mini elbiseyle, topuklu ayakkabıyla, dağılmış makyajla yolculuk ettim. Hakan'ın annesinin evine gittim. Hakan hastanedeymiş. Ne olduğunu sormadan, iyi mi kötü mü diye sormadan, sadece hastanenin adını sorup gittim. O topuklu ayakkabılarla, o şiş ayaklarla gittim. Ayakkabıımın topuğu kırıldı, çıplak ayakla gittim. Ayaklarımın altı kanadı, yinede pes etmedim. Sonunda hastaneye vardığımda herkes bir tipime, birde ayaklarımın beyaz yerde bıraktığı kirli kana bakıyorlar. Hakan'ın odasını sordum. Koştum gittim. Kapı aralıktı. Baktım bir kızla Hakan öpüşüyor. Sonra ne mi oldu? Sonra her şey boşa gitti. Yıl dönümü, hazırlıklar, 4 saat kuaför cefası, 12 saat yolculuk, ayaklarımın acısı... Ne zaman çok yol yürüsem ayaklarımın altı yine sızlar benim. Neyse, hiçbir şey yapmadım, yapamadım. Orda öylece kaldım. Baktım onlara. Sonra Hakan beni fark etti önce bir şey der gibi oldu. Sonra gelmemi işaret etti. Oturdum sandalyelerden birine. Karşımda kocam, yanında elini tutan bir kadın... Neden yaptığını bile sormadım. Anlattı her şeyi. Aşık oldum dedi abi. Bana 1 kere bile aşık oldum dememişti. Anlattı her şeyi. Gittiği gün araba çarpmış. Çarpan bu bayanmış.Hastaneye kaldırmışlar. Kadın vicdan azabı çektiği için tamı tamına 3 hafta boyunca başından ayrılmamış. Hakan bana haber vermek istememiş telaş yapmayayım diye. Sonra olan olmuş. 3 haftada kadına aşık oluvermiş. Bana bir 3 yıl boyunca aşık olamayan adam, o kadına 3 haftada aşık olmuş. Sadece tek bir şey sordum. ''Bana aşık olmuş muydun?'' dedim. Başını eğdi, ''Hayır, seni sadece sevdim. Bu hissettiklerim çok daha büyük.'' dedi. Beni sadece sevmiş... Başka bir şey demedim. ''Biz bir ömür kavga edemedik, siz edersiniz artık.'' dedim. 1 saat boyunca onların dediklerine ağlamayan ben, bu cümleyi kurduktan sonra 1 damla göz yaşımı bıraktım o odaya. Tam çıkacakken, ''Boşanma işini ne zaman halletcez?'' dedi Hakan. Bir şey demeden öylece gittim. Ne denir ki abi? 3 yılımı adadığım adam, gelmiş bana burda aşkını anlatmış, boşanma işini soruyor. Evimize gittim. Eşyalarımı topladım. Tam evden çıkacakken yıl dönümümüzde hazırladığım masayı gördüm. Bir tane mum son damlalarını döküyordu. Nerdeyse 2 gündür sönmemişti. Söndürmeye gittim. Ve masanın üzerinde, uykum geldiği zaman yazdığım mektubu buldum; ''Hakan, şuan muhtemelen uyuyorumdur. Çünkü bu yazıyı yazarken bile uyukluyorum. Canım uyuduğum için özür dilerim. Sen açsındır muhtemelen. Masanın üzerindekileri yeme. Gelince beni uyandır, ben sana bir şeyler hazırlarım. Yıl dönümümüz kutlu olsun canımın içi.''

Tumblr HikâyeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin