-Birinci Bölüm.

1.7K 165 212
                                    

'' Baksana, boş boş bakıyor gözleri. Kesin kötü bir ruh bu! ''

Küçük çocuk, arkadaşlarını da örgütleyip taş atmaya başlamıştı küçük kıza. Kız ise, olan şeylere bir türlü anlam veremiyordu. Aptal olduğunu söylüyorlardı. Çokça kez de annesinin kendisi yüzünden ağladığını işitmişti.

İnsanlar, onun farklı biri olduğunu düşünüyorlardı.

Kötü bir ruh olduğu

Başka bir dünyadan geldiği

Gereksiz bir aptal olduğu duyduklarıydı sadece.

Anlayamıyordu ki.. Kötü bir ruh nasıl olur bilemiyordu, ya da kötülük nasıl olur anlayamıyordu. Dünyası, sadece gülümsemeye ve gülümsetmeye programlanmıştı.

Bu yüzden, 4 sene evvel 13 yaşındayken öldüresiye dövüldüğünde yine gülümsemişti. Canının acısını hissetse de onunla oyun oynuyorlar diye düşünmüştü bu yüzden gülümsedi.

Annesi, keşke seni doğurmasaydım dediğinde de gülmüştü. Çünkü, annesi onunla konuşmuştu. Kendisiyle konuşmaya çalışan annesi, hiç kötü bir şey söyler miydi ona?

Yaptıkları doğru değil miydi? O güldüğü zaman daha da acımasız oluyordu diğerleri. Küçük kız, bunun farkında değildi.

Evlerinin bahçesinde dolaşıyor, kendisine taş atmaya çalışan çocuk için çiçek seçmeye çalışıyordu. O çocuğun kendisiyle oyun oynadığını sanıyordu.

Gizlice bahçeden çıkıp oyun oynayan çocukların yanına geldi ve az önce kendisine taş atan çocuğa sıkıca tuttuğu çiçeği verdi.

Çocuk, şaşkınlıkla kendisine çiçek getiren kıza bakıyordu.

'' Ben söyledim size... Bu kız aptal! ''

Çiçeği alıp yere attığında, küçük kız bunun hediyeyi kabul etme yöntemi olduğunu düşündü. Gülümsedi yine kendince.

Küçük çocuk ise, daha çok sinirlendi bu duruma.

'' Hadi Kang Mo içeriye gel. ''

Küçük çocuk, annesinin sesini duyunca hızla ayrıldı oradan. Genç kız ise evine doğru yürümeye başlamıştı.

Kapısının önünde babasıyla karşılaştı.

'' Nereden geliyormuş benim güzel kızım? '' 

Babası, kendisi gibi gülümsediğinde kalbi büyük bir heyecanla doldu. Diğer insanların sevgisini hissediyordu ama babası... Onun kendisini sevdiğini daha bir çok hissediyordu. Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldığında babasının kucağına attı kendisini.

'' B-ben, çiç-ek.. v-ermeye... ''

Kız, cümlesinin yarısında yorulduğunu hissetmişti. Konuşamasa da babası cümlenin tamamını anlayacak kadar tanıyordu kızını. Gülümsedi, yanaklarından öptü. 

'' Hadi gel yemek yiyelim. ''

Anne, baba, kız yemek yemeye çalışırlarken küçük kız sürekli üzerine döküyordu ve anne bundan oldukça fazla rahatsızdı.

'' Bıktım artık! ''   Kadın söylenmişti.

Baba, ilk kez sesini yükseltti kadına karşı.

'' O bizim evladımız... Nasıl bir anne kendi evladını sevmez! ''

Küçük kız, ilk kez babasından korktu. Bağırıyordu çünkü... Hemen annesinin yanına gitti.

JONGIN OC ︱1550.   ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin