-Dokuzuncu Bölüm.

1K 129 214
                                    

'' Götürün bu adamı. Kötü ruh, onun içine girmiş. ''

Kralın talimatı üzerine, birkaç adam Jongin'in kollarını tutup götürürken, en azından tek ben ceza alacağım diye düşündü Jongin.

Kraliçe, şaşkın gözleriyle kralı izlemeye devam etti. 

Küçük kız, Jongin'in peşinde koşturmaya başlamıştı. Düşüyor, dizi kanıyordu. Devam etti. Jongin, peşi sıra gelen küçüğüne baktı.

'' Geri dön. Benim gelmemi bekle. ''

Küçük kız, ilk kez ona itaat etmek istemiyordu. Deli gibi peşinden koşuyor, ona ulaşmaya çalışıyordu. Kanayan dizi, Jongin'in ondan uzaklaşmasından daha önemli değildi.

Küçük kız, ağlaması şiddetlenirken kraliçenin kolları tarafından tutuldu.

'' Yeter. ''

Kız, kraliçenin de kendisinin peşinden geldiğini fark etmemişti.  Kraliçe, küçük kızın omuzlarından tuttu ve onu yukarıya kaldırdı.

'' Gidelim. ''

Küçük kız, Jongin'in sıcaklığını şimdiden özlemişti. Kraliçeyi gören yardımcıları, kraliçe ile bu kızın bu kadar yakın olmasını anlayamamıştı bir türlü. 

Otuzlu yaşlarının başında olan kraliçe, ilk kez birine böyle sevgiyle yaklaşıyordu. İlk kez, saygı gibi durumlar onun için önemli değildi.

Tapınağa geri dönen kraliçe ve küçük kız, bahçedeki divanın üzerine oturdular.

'' Sarılıp ağlayabilirsin. ''

Kraliçenin lafı üzerine, şaşkınlıkla ona doğru baktı küçük kız. Hiç, kraliçe gibi davranmıyordu. Aslında, ona göre olması gereken buydu zaten ama Jongin'in sözlerine dayanarak söylüyordu ki bu kadın hiç de kafasındaki kraliçe modeli gibi değildi.

Kollarını kraliçeye doladı ve ağlamaya devam etti.

'' O-o-o, b-benim k-k-kurtarıcımdı. ''

Kraliçe, kızın parçalanmış dizine baktı. Kafile, korku içerisindeydi. Daha bu sabah küçük kızı hor görmüşlerdi ve şimdi kraliçeleri, onu koruması altına almıştı.  Yardımcılarından birini yanına çağıran kraliçe, ondan küçük kızın yaraları için malzeme getirmesini istemişti.

Küçük kız, yüksek mevkili birinin kendisiyle ilgilendiğine inanamıyordu. Bir an için, Jongin'in çok uzaklarda olduğunu unutmuş gibiydi. Annesi bile onunla böyle ilgilenmemişti. Birden, kraliçeyle buluştu gözleri. Ufak bir tebessüm bırakmıştı kraliçe.

'' B-benimle n-neden i-i-lgileniyorsunuz? ''

Kraliçe, güzel kahkahasının tapınakta yankılanmasına izin verdi.

'' İlgimi çektin. ''

Küçük kız, yarasını hem üfleyen hem de üzerinde bir şeyler yapan kraliçeyi dikkatle izliyordu. Sanki, anne şefkatini hissetmişti küçük kız. Kısa bir süre için. Üstelik, hiç bilmediği bir şeyi ona nasıl benzettiğinin bile farkında değildi.

'' B-beni, J-jongine g-götürür m-müsünüz? ''

Kraliçe, bakışlarını kızın üzerinde gezdirdi.

'' Her güzel şeyin bir sonu vardır, küçük. Onu unutmalısın. ''

Kraliçe, kafilesiyle birlikte geri dönmeye başladığında, küçük kız yine yalnızdı. Her gece, hep ona acı çektirmeden oyun oynayan bir arkadaş dilerdi. Bulmuştu. Jongin, onu hiç incitmeden severdi. Peki şimdi, neden yoktu?

JONGIN OC ︱1550.   ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin