Küçük kız ve onun tabiriyle esmer çocuk, güneylerinde olan tapınağa gitmişti. Esmer çocuk, kötü ruhla konuşmayı istemiyordu.
Kötü ruhların, insanlara musallat olacağını bildiğinden, karşısındakine insan gibi değil kötü bir ruh gibi davranacaktı.
Küçük kız, tapınakta gezdirdi gözlerini. Büyüktü. Kendi evleri, küçüktü. Babasını çok özlemişti... Sahi, babası ne yapıyordu? Ağlama isteğini bastırdı. Bunun yerine, güzel gülümsemesini yerleştirdi yüzüne. Ağlarsa, esmer arkadaşı ona üzülürdü.
Esmer çocuk ise, kızla göz göze gelmek bile istemiyordu. Takdir edilmesi gerekir ki şaman olarak kötü ruhlardan haz etmezdi.
Küçük kız, yeni arkadaşı için Mugunghwa toplamaya başlamıştı. Topladığı çiçekleri iki ayrı buket haline getirmişti.
Esmer çocuk, bugün ilk aşamasını yapacağı ayin için hazırlanıyordu. Küçük kız, yüzünde büyük bir gülümsemeyle içeri girdi ve elinde tuttuğu bir buketi çocuğa uzattı.
Esmer çocuk, şaşkınlığını gizleyememişti.
'' A-arkadd, h-ed ''
Küçük kız, konuşamayınca gözlerinin dolduğunu hissetmişti. Babası olsa, onu her zaman teselli ederdi. O daha cümleye başladığında onun için anlayan bir babası olurdu. Arkadaşı için güçlü durmak istese de yüzü düşmüştü bir kere.
'' Kötü ruh sana çok mu zarar veriyor? Konuşamıyorsun bile.. ''
Esmer çocuk, bu kötü ruhun gizlendiği bedenin asıl sahibine çok üzülmüştü. Bedenin, konuşmasına bile izin vermeyecek şekilde bedene eziyet ediyordu. Yere çömeldi ve kızın ellerini tuttu. Küçük kız, bu yakınlıktan irkilmişti.
'' Kötü ruh... Tüm şamanların ahı üzerine olsun ki bu kızı senden kurtaracağım ve sana çok acı çektireceğim. ''
Acı kelimesi, küçük kızı her seferinde korkuturdu. Elbisesinin kollarına sakladığı buket yere düşmüştü. Esmer çocuk, şaşkınlıkla bakmıştı yerdeki bukete.
'' Bunu neden sakladın? ''
'' B-b-babaya. ''
Esmer çocuk, şimdi sinirlenmişti işte. Tuttuğu eli bırakıp hemen ayağa kalktı.
'' Sen bu bedenin sahibi bile değilsin. O adam senin baban değil, böyle sahiplenmen doğru değil. ''
Küçük kız, sesini yükselten bu çocuktan korkmuştu. Elleriyle, kulaklarına siper aldığında esmer çocuk bu ruha daha da bir kin beslemişti.
'' Son vakitlerini iyi geçir kötü felaket, ben kazanacağım. ''
Jongin, kızı burada bırakıp Şaman kıyafetlerini giyinmek üzere ayrıldı. Jongin, ayin zamanında giyebileceği özel kostümlerini üzerine kuşanmaya başlamıştı.
Manyak adındaki paltosunu giydikten sonra maskesini ve başlığını geçirdi kafasına. Ayakkabısını giyip, demir levhasına uzandı. Papağında karga motifi vardı. Bir şamanın kıyafetine zarar gelirse, öleceğine inanılırdı. Jongin bu yüzden titizce giydi kıyafetlerini. Davulunu da aldıktan sonra ayrılmıştı odadan. Tapınağın, ayin odasına geldiğinde ise küçük kızın bıraktığı yerde, bıraktığı şekilde oturduğunu gördü. Onun omzuna dokunmasıyla, küçük kız Jongin'i gördü ve ağlamaya başladı.
Jongin ise, kötü ruhu daha ayin başlamadan korkuttuğu için mutluydu. Kız, ağlamaya ve çırpınmaya başladı.
Jongin kabul ediyordu... Şamanların kıyafetleri, korkutucu olurdu ama bunları da hizmet ettikleri ruh seçerdi. Kızın kaçmayacağına emin olmak için kapıları kilitledi. Şaman ayinini terk etmek, mutlaka kötü bir olaya sebebiyet verirdi çünkü. Köşeye çöken kız, hayatında ilk kez çığlık atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JONGIN OC ︱1550. ✔
FanfictionTarih:1550. Sen, Tarihteki ilk zihinsel engellilerden biriydin. Jongin ise, Şamanlığı; Konfüçyanizme karşı korumaya çalışan son insan. Tek bir sorun vardı, senin kötü bir ruh olduğuna inanıyorlardı. ︱Bitiş: 17.11.2017 ︱