Cariye Song Nam, güneş ışıklarını görmesine rağmen küçük olanın kendisine mühür getirmeyişine şaşırmıştı.
Jongin'i kazanmak için her şeyi yapabileceğini düşünmüştü. Küçük konutunda hızlıca dolanırken kralın yanına gönderdiği cariyesi dönmüştü.
'' Hanımım, suçu başka birisi üstlenmiş. Nedime Ye Seul. Yarın sabah idam edilecek kişi o. ''
Cariye Song Nam, duyduklarıyla şaşkınlığa uğramıştı. O kıza ihtiyacı vardı.
'' Krala gidelim. ''
-
Kralın konutuna geldiklerinde; Kral, cariyesini hemen kabul etmişti. Cariye Song Nam'ın her dileği, kral için emirden farksızdı.
Kendisini tahta çıkarmayı sağlayan kişi bu kadınken nasıl onu sevmezdi? Kimseye göstermediği güler yüzünü takındı kral.
'' Sizi buraya getiren sebep nedir? ''
Cariye, eteklerini topladıktan sonra kralının önünde eğildi. Kralın, altın sarısı rengindeki masasının yanına ilerledi ve oradaki mindere oturdu.
Kral, gülen yüzüyle onu izledi ve o da onun yanına adımladı.
'' Sizi dinliyorum. ''
Cariye, yüksek sesli bir nefes aldıktan sonra konuştu.
'' Nedime Ye Seul'u öldüremezsiniz. ''
Kral, kahkaha atmaya başlamıştı. Aslında bu, sinirlerinin bozulduğunun göstergesiydi. Geceden beri rahatlıkla uyku çekemiyordu.
Önce kendisinden nefret eden kraliçesi önünde diz çökmüştü, şimdi de hiçbir çalışanını önemsemeyen hırs küpü cariyesi bir çalışanını kurtarmak istiyordu.
Sahiden neler oluyordu da o göremiyordu?
'' O nedenmiş? ''
Cariye Song Nam, kralın nasıl bir tepki vereceğini bilemediği için yerinde tepinip duruyordu. Kralını hazırlamalıydı belki de. Bu yüzden kralının, kraliçeye olan nefretini de kullanmayı ihmal etmedi.
'' Biliyorsun ki evladımızın ani ölümünden sonra, Yu Ri çok değişti. Eskisi gibi değil. Çok üzüldü. ''
Kral, oğlunun haylaz ve hayta olduğunu duymuştu oysa çalışanlarından. Yine de bozuntuya vermedi ve kafasını sallamakla yetindi.
'' Kurtuluşu, hayatı önemsememekle buldu. ''
Kral, bu konuşmanın nereye gideceğini çok merak etmeye başlamıştı.
'' Ye Seul, hamile. Karnında Yu Ri'nin çocuğunu taşıyor. ''
Cariye Song Nam, gözlerini yumdu. Kralın tepkisinden oldukça korkmuştu... Song Nam, oğlunun yaptığı her işi bilirdi elbette. Oğlunu takip etmek, hatalarından döndürmek kendi işiydi. Oğlunun yattığı tüm hizmetlilerin kim olduğunu da bilirdi. Kimlerin oğluna ne niyetle yaklaştığını da anında öğrenirdi.
Bu salak kızın oğluna aşık olduğunu anlamıştı. Diğerleri gibi istekte bulunmuyordu çünkü. Prensi tehdit eden bir nedime bile olmuştu. Oğlu, sürekli kendi mücevherlerini kaçırtarak susması için bu kadına veriyordu. Song Nam, oğlunun kullanılmasına daha fazla dayanamadı ve o hizmetçiyi gece uykusunda öldürdü.
Ye Seul'u de biliyordu.. Kimseye zararı olmayan aptal aşıklardan biriydi yalnızca. Oğluyla birlikte olduktan üç hafta sonra Ye Seul'u çamaşırhanede baygın bulmuşlardı. Song Nam, hekimin onu muayene etmesini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JONGIN OC ︱1550. ✔
FanficTarih:1550. Sen, Tarihteki ilk zihinsel engellilerden biriydin. Jongin ise, Şamanlığı; Konfüçyanizme karşı korumaya çalışan son insan. Tek bir sorun vardı, senin kötü bir ruh olduğuna inanıyorlardı. ︱Bitiş: 17.11.2017 ︱