Jongin, kralın emri ile çarşıya gitmişti. Haydutlardan birinin, krala isyan çıkaracağı ile ilgili bir söylenti yayılmıştı.
Jongin, kraliyet muhafızlarını atlarına yerleştirdikten sonra komutayı eline almıştı. Şimdi çarşıda atlarını dört nala koştururken, çevresindeki çoğu insanı yararak geçiyorlardı. Arkalarında toz bırakarak gisaeng evine geldiler. gisaenglerin satıcısı konumunda olan bir adamın haydutlarla iş birliği yaptığı istihbaratını almışlardı.
Jongin, diğerlerine eliyle dur işareti verip atından aşağıya indi. Orta yaşlarının sonunda gözüken adamın yanına ilerleyip selam verdi esmer olan.
'' Buralarda hatrı sayılır birisin. ''
Adam, konuşmanın nereye varacağını tahmin ettiğinden olsa gerek ilerlemeye çalıştı. Jongin, fırsatını bulup kılıcını adamın boynuna götürdüğünde oldukça soğukkanlı gözüküyordu.
'' Kraldan, ölüm emri aldığıma emin olabilirsin. ''
Jongin, alaylı sırıtışını yüzüne yerleştirdiğinde şimdi oldukça korkunç görünüyordu.
'' Gimpo limanında. ''
Jongin, kılıcını yeniden kabzasına yerleştirirken alayla konuştu.
'' Ufak bir blöf her işi halledebilir. ''
Psikolojik olarak düşmanını çökerttikten sonra yeniden atına bindi ve hızla limana doğru ilerledi.
-
Kayığa binmek üzere olan adamı uzaktan durdurabilmek için yayını gerdi ve okunu fırlattı Jongin. Adamın yaşaması gerektiği için karnını hedef almıştı. Kayığı süren kişi, adamın vurulduğunu anlayınca onu kıyıya fırlattı ve diğer kaçaklarla birlikte yoluna devam etti.
Jongin'in aradığı kişi, boylu boyunca kumlara uzanmıştı. Jongin ve peşindeki beş muhafız koşarak adamın yanına geldiler. Jongin, iki parmağını adamın burnuna götürüp nefes alıp almadığını kontrol etti. Yaşayan adamı muhafızlarıyla birlikte atlara sürüklerken üzerine kan bulaştığına yemin edebilirdi.
-
Küçük kız, kendisine verilen getir götür işlerini yapmaya uğraşıyordu. Kraliçenin konutuna doğru ilerlerken daha önce hiç tanımadığı hizmetlilerden biri önüne çıktı.
'' Cariye Song Nam sizi çağırıyor. ''
Küçük olan, cariye ismini duymuş muydu hiç anımsamıyordu. Eğer konuşulduysa bile çoktan unutmuştu. Gözleri şaşkınlıkla aralanırken nedime onun kolundan çekiştirmeye başladı.
'' Aa-a-ama b-ben k-kraliçeye h-h-izmet e-e-ediyorum. ''
Diğer nedime küçük olanı hiç dinlemiyordu bile. Onu sürüklemeye devam ediyordu. Hava kararmak üzereydi. Güneş, son kızıllıklarını saraya yansıtıyordu. Küçük olan endişe duymaya da başlamıştı.
Etrafında Jongin ya da kraliçe yokken kendisini çok değersiz hissediyordu.
Kraliçenin konutuna nazaran daha küçük olan konuttan içeriye yaka paça atıldığında çok şaşırmıştı küçük.
Cariye Song Nam, hacimli saçlarından kalın örgüler ördürmüştü. Fuşya renkli ve gümüş işlemeli hanboku ile ihtişamlı duruyordu. Yüzündeki sırıtıştan hiç hoşlanmadı küçük olan.
'' Kraliçenin yeni gözdesi sensin demek, hım? ''
Küçük olan, kendisine hızla yaklaşmakta olan bu kadının konuşmalarını anlayamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JONGIN OC ︱1550. ✔
FanfictionTarih:1550. Sen, Tarihteki ilk zihinsel engellilerden biriydin. Jongin ise, Şamanlığı; Konfüçyanizme karşı korumaya çalışan son insan. Tek bir sorun vardı, senin kötü bir ruh olduğuna inanıyorlardı. ︱Bitiş: 17.11.2017 ︱