Çiftlikte Yaşam

963 125 115
                                    

Baekhyun titreyerek çiftlikten içeri girdiğinde verandada büyükannesinin onu beklediğini gördü. Suratında oldukça sevimsiz bir ifade vardı. Bu da demek oluyordu ki annesi ona her şeyi anlatmıştı. Kafasını eğerek geçip gitmek istedi. Bavulları her neredeyse oraya ulaşmak istiyordu ama büyükannesi eliyle dur işareti yapmış ve "Temizlenmeden içeri giremezsin," demişti.

Ne yapacağını bilemez bir şekilde etrafına baktı ve yavaşça sordu. "Nerede temizleneceğim ki? Ortada duş falan göremiyorum."

Büyükannesi arka tarafı işaret ederek aşağı indi. Önden yürümeye başladığında Baekhyun da onu takip etti. Kapısı zor açılan ahırdan bozma bir yere geldiklerinde bir ocak ve üstünde de bir kazan gördü. Gözleri kocaman açıldı. Hayır, bu olamazdı! Bugün daha kötüye gidemezdi.

Büyükannesi üstü kapalı olan fıçıya benzer bir şeyi göstererek "Bunu banyo küveti olarak kullanabilirsin. Önce odunluktan odun alarak ocağı yakmalısın, sonra da şu ilerideki çeşmeden kazanı doldurmalısın ve harika bir banyo seni bekliyor olacak," dedi ve kocaman gülümsedi.

Baekhyun şaka yapıyor olmalısın bakışlarıyla büyükannesine baktı. Onun ciddi olduğunu gördüğünde sinirle soludu. Bütün bunların koca bir kâbus olmasını falan diledi. Kalktığında hepsinin bitmiş olmasını istiyordu. Hırsla kapıya doğru çıktı.

"En azından bavulumdan banyo bakımım için gereken şeyleri alayım!"

Kocaman ve sert adımlar atarak arkadaki verandaya tırmandı ve kapıyı çaldı. Bir taraftan da bağırıyordu. Demek oyunu böyle sert oynamak istiyorlardı. O zaman Baekhyun da en sert şekilde oynayacaktı.

Kapıyı Maya açtı. Baekhyun'un görüntüsüyle irkilerek geri çekildi. Baekhyun ise gözlerini devirdi. "Orta boy kırmızı bavulumu getir, çabuk ol."

Maya kaşlarını çatarak Baekhyun'un arkasına gelmiş olan büyükannesine baktı. Başıyla onay verince, genç kız bavulu getirmeye gitti. Bu sırada Büyükanne Hei, Baekhyun'un kulağını yakalayıp "Bir daha bu kıza bağırdığını, ters davrandığını görmeyeceğim. Yoksa kulaklarını çeke çeke filkulağına çeviririm, haberin olsun," dedi.

Baekhyun kulağını tutup geri çekilirken şaşkın gözlerle büyükannesine bakıyordu. Bu kadın onu kaç yaşında sanıyordu? Sekiz falan mı? Bavulu getirilir getirilmez hışımla almış ve hızla ahırdan bozma banyoya gitmişti.

Bavulunu kenara koyup dinlendikten sonra hava kararmadan şu banyo işini halletmeyi umdu. Odunluktan aldığı kocaman kocaman odunlarla oturup ateşi yakmaya çalıştı. Ama elbette ki odunlar bir türlü tutuşmadı. Çamur olmasının yanında artık bir de is kokuyordu. Devamlı öksürmesi de cabasıydı. Eğer bugünü sağ salim atlatırsa bundan sonra bir daha bu kadar zorlanacağını düşünmüyordu. Yılmadı tekrar ve tekrar denedi. Ama sonuç hüsrandı.

Artık uğraşabileceğini sanmıyordu. Çok yorgundu ve çıkan duman onu halsizleştirmişti. Kapının kenarlarından sızan turuncu, kızıl ışınlar güneşin batmakta olduğunun habercisiydi. Baekhyun ağırlaşan gözkapaklarıyla olduğu yerde uyuyakalmıştı.

Yüzüne çarpan sıcaklık ve loş ışıkla beraber uyandığında karşısında ateşin yanmış olmasını beklemiyordu.

Şaşkınlıkla yattığı yerden doğrulmuştu. Kolu, üstüne yattığından tutulmuştu. Kolunu ovuşturarak etrafa baktı. Ateşin üstünde su yeni yeni kaynamaya başlamıştı. Hava kararmıştı ve görünürde kimsecikler yoktu. Birisi ona yardım etmişti. Herhalde kuzenlerinden birisi falandı. Yoksa başka yardım edecek kimseyi tanımıyordu.

Çiftlik AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin