O Zaman Dans!

824 105 245
                                    

Jongin, Baekhyun onu bir tarafına takmadan ortadan kaybolduğunda peşinde koşmaktan yorulmuştu bile. Gecesini ona bebek bakıcılığı yaparak mahvetmeyecekti. Bugün özel bir gündü. Yaz, resmi olarak bugün başlamıştı. Her Cuma, Küçük Song'un yerinde olan dans bugün meydana taşınmıştı.

Normalde ailelerin hep birlikte katıldığı bir dans olmasına rağmen son zamanlarda çoğunluk gençlerden oluşuyordu. Herkes ya sevgilisiyle buluşmak için ya da birini bulmak için geliyordu. Küçük bir kasaba olduğundan gençler için çok fazla aktivite olduğu söylenemezdi. Ama kasaba halkı bunu değiştirmek için festivaller, danslar ve balolar düzenlerdi. Birçok genç dışarıda okumasına rağmen her seferinde bu küçük kasabaya geri dönerdi. Buraya işini taşıyan birçok kişi vardı. Hemen hemen huzurlu bir yer olarak kabul edilirdi.

Jongin yanından geçtiği herkese selam vererek kalabalıkta ilerlemiş ve arkadaşlarına bakınmıştı. En yakın arkadaşı Sehun ortalarda gözükmüyordu. Kasabada çıkmadığı bir kız bulabildiyse onunla birlikte çamlıkların arkasında seviştiğine adı gibi emindi. 

Sehun uzun boylu, keskin bir çeneye sahip yakışıklı bir adamdı. Geniş omuzlarıyla kasabada bir yürüdü mü herkes çıkıp ona bakardı. Hoşuna giden herkese de asılırdı. Kaç anne, onu damadı olarak görmek istemiş ama bu hayal olmaktan öteye geçmemişti. Sehun'a göre her çiçekten bal almak varken tek bir çiçeğe talim olmak büyük saçmalıktı.

Herkes eşini bulmuş, yavaşça salınırken Jongin bir kez daha etrafını taramıştı. Sanırım bugün için bir dans eşi bulamayacaktı. Dans etmeyi bu kadar severken hem de.

Gözleri kardeşlerini aradı. Belki Maya ya da Hara'yı ikna edebilirdi. Ama hiçbiri ortalıkta gözükmüyordu. Jeonghan'ın onları almayı unutmamasını dileyerek kendini kalabalığın dışına attı. Baekhyun ile uğraşırken herkes kapılmıştı işte. Bunun için Baekhyun'a en güzel küfürlerini yollamadan geçememişti. Kuzeni tam bir baş belasıydı.

Bir içki almak için aşağıda kurulan içki standına gitti. Yukarıdakine gitmek epey zor gelmişti. Sojuları doldurup doldurup kafasına dikerken çoktan bir şişeyi bitirmişti bile. Birkaç kızın ona doğru gülmesiyle yüzünde yakışıklı bir gülümseme oluşmuştu.

Ah bu kızları tanıyordu. Liseden arkadaşlarıydı. Onlarla epey takılmışlığı vardı. Ama ikisi de sevgili bulunca ondan uzaklaşmışlardı. Yüzündeki gülümseme düşmüştü. 

Kızlar gülerek yanına gelmişlerdi. Biri uzun kahverengi saçlı, diğeri ise kısa ve siyah saçlıydı. Yüzü muzip duran uzun saçlı kız "Hadi ama bu yüzünün hali de ne böyle?" diyerek yanına oturdu. Diğeri de Jongin'in yanına geçti. İkisi de kendilerine birer bira sipariş etti. Jongin standı arkasına alarak ters döndü. Dans eden insanlara baktı.

"Benimle konuşmak istemediğinizi sanıyordum."

İki kız da kıkırdadı. Kahverengi saçlı kız da onun gibi dönerek kollarını standa yasladı.

"Jongin, kıskanılacak bir insan olduğunu biliyorsun, değil mi? Sevdiğimiz adamları üzecek değildik ya."

Jongin puflayarak güldü. "Saçmalık." Birinin sevgisine güvendikten sonra böyle düşünmek özgüvensizlikti. Ama onlara bunu söyleyecek değildi.

Kısa saçlı olan sessizliğini bozarak "Evleniyoruz," dedi. Jongin şaşırarak bakınca "Sen de gelmelisin," diyerek o da döndü ve arkasını standa yasladı.

"Tebrik eder-..."

İleride gördüğü tanıdık sima ile cümlesini bile bitirememişti. Dikkati hemen ona kayarken ayağa kalktı. Hesabı ödeyip kızların bir şey demesine izin vermeden tanıdık siluetin arkasından gitmişti. Kızlar ise hiç şaşırmamış gibiydi.

Çiftlik AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin