Hata

703 76 167
                                    

Jongin elindeki abur cubur poşetini kavrayarak diğer eline de küçük saksıyı aldı ve ıslık çalarak Park Çiftliğinin yolunu tuttu. Dün, gönül işlerinde ondan daha iyi olan Sehun'a çaktırmamaya çalışarak arkadaşların neler yaptığını sordu. Kendini aptal gibi hissediyordu. Kyungsoo'ya karşı nasıl davrandığını kendi de kestiremiyordu. Birinden öğrenmeliydi. Kwangsoo'nun düğünündeyken normal olmaya çalışarak Kyungsoo'ya yaklaşmıştı ama eli ayağına dolaşmıştı. Nasıl davranacağını bilememişti. Arkadaş olmadıklarını göstermek çok zordu.

Sehun'a arkadaşların neler yaptıklarını sorduğunda ona gülmüştü ve "Biz de arkadaşız işte ne yapıyoruz?" diye sormuştu.

Jongin, kaşlarını çatarak "Ne yapıyoruz? Ben de onu soruyorum işte," demişti.

Sehun alnına vurarak arkadaşına acınası bir bakış atmıştı. Bazen bu çocuğun cidden zeki mi yoksa aptalın teki mi olduğuna karar veremiyordu.

"Ne demek ne yapıyoruz? Takılıyoruz, konuşuyoruz falan filan işte."

Jongin umutsuzca omuzlarını çökertti. Aklına gelen fikirle aniden tutup Sehun'u yanağından öptü. Sehun şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Islak yanağını sildi. Iyy sulu sulu öpmüştü.

"Arkadaşlar birbirini öpmez, değil mi?"

"Ulan sen bana mı yürüyorsun yoksa?"

"Iyy saçmalama."

"O zaman bu saçma sapan tavırlar ne?"

"Sadece arkadaş mıyız diye kontrol ettim."

"Sen ne tür manyaksın?"

Jongin dudağını büküp kollarını birbirine bağladı. Sehun seslice iç çekti. "Tamam, yardım edeceğim. Ama önce bana düzgünce ne istediğini, neden istediğini söyle."

Jongin bu sefer arkasını döndü. Sehun "Kyungsoo ile alakalı değil mi?" diye sordu. Jongin soruyla somurtarak Sehun'a döndü ve kafasını salladı.

Sehun seninle ne yapacağız dercesine bir bakış attı ve "Doğru yere geldin," dedi. Sonra da omzuna elini koyarak "Bak arkadaşlar birbirini öpebilir ama yanaktan. Dudaktan değil. Ayrıca arkadaşlar senin Kyungsoo'ya baktığın gibi bakmazlar," dedi.

"Nasıl bakıyormuşum?"

"Onu birazdan yiyiverecekmiş gibi. Yani Sohyun'un seni aç bir kurt gibi görmesi çok normal."

"Bunları geçebilir miyiz? Sadece arkadaş olmadığımızı biliyorum, tamam mı? Ona da bunu nasıl gösterebilirim? Bunu söyle bana."

"Önceden kendini tuttuğun ne varsa bırak gitsin. Tüm sevgini göster. Eninde sonunda anlayacaktır."

"Emin misin?"

"Tabii ki hadi göreyim seni."

İşte aldığı bu gazla gitmiş, Kyungsoo'nun en sevdiği abur cuburları almış, bunu normal arkadaşların da yapacağını bildiğinden ormana gidip ona papatya da getirmişti. Arkadaşlar birbirlerine durduk yere çiçek getirmezlerdi, değil mi? En azından Sehun için hiç çiçek getirmek istediğini hatırlamıyordu.

Elindeki küçük saksıyı poşetin içine yerleştirdi. Şimdi tuzakları geçerken dikkatli olmalıydı. Hepsini bir bir atlattıktan sonra oturma odasının penceresine yaklaştı. Yazın her zaman açık olurdu. Kyungsoo'nun odası ikinci kattaydı. Dümdüz duvarı tırmanmasının mümkünatı yoktu. En kısa zamanda buraya ağaç dikmeliydi ya da bir merdiven getirmeliydi. Yoksa bir gün kesinlikle yakalanacaktı.

Çiftlik AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin