Ödeşmek (Sürahi)

896 76 190
                                    

Ertesi gün ve onu takip eden günler artık Luhan için acı dolu günler demekti. Büyükanne Hei, sabahın beşinde başına dikildiğinde Luhan gözünü açamayacak bir haldeydi. Büyükanne Hei, Renjun'i kucağına alıp çoktan rahatça uyuyabilmesi için başka bir odaya götürmüştü.

Luhan uyanmayınca bir sürahi buzlu suyu yüzüne boşalttı. Luhan öksürerek yattığı yerden doğrulurken küfretti. Büyükanne Hei kaşlarını çattı. Uyanmasına rağmen Baekhyun'un yanı başında duran sürahiyi de Luhan'a boca etti. Luhan, ikinci yediği su dalgasıyla "Uyandım, yeter!" diye bağırdı. Büyükanne Hei, "Üçüncü sürahi su belki büyüklerinle nasıl konuşman gerektiğini öğretir," diyerek seslere uyanan Baekhyun'a baktı ve boş sürahileri göstererek doldurmasını rica etti. Luhan, gözlerini kocaman açarak "Hayır! Anladım. Bir daha dikkat edeceğim," dedi.

Büyükanne Hei gülümseyip kollarını birbirine bağladı. "İyi öyleyse üstünü değiştir ve buraları toplayıp ıslakları da as," deyip odadan çıktı. Luhan bir kâbusun içinde olup olmadığını anlamak için arkadaşına baktı. Ama Baekhyun, büyükanne çıktıktan sonra kahkahalarını serbest bırakmıştı. Luhan sudan çıkmış bir balığa benziyordu ve çok iyi biliyordu ki bu daha iyi günleriydi.

Luhan işlerini bitirip mutfağa girdiğinde Sehun'un gelmiş olduğunu gördü. Büyükanne Hei'nin gönlünü almak için diller döküyordu. Büyükanne Hei yumuşamış gibi görünüyordu ta ki Luhan'ı görene kadar...

Masaya oturup kahvaltılarını sessizce ettikten sonra Büyükanne Hei, masayı Luhan ve Sehun ikilisine toplatmıştı. Açıkçası bütün bunlar fena halde Luhan'ın sinirine dokunuyordu. Her şeyi bırakıp gitmesine ramak kalmıştı. Renjun'i onlara bırakıp gitmeyi bile düşünüyordu.

Büyükanne aklını okumuş gibi ona bakmış ve önüne bir kâğıt parçası atmıştı. Açıp baktığında babasının adıyla beraber iş numarasını görmüştü. Bu duraksamasına neden olmuştu.

"Aradın mı?"

Büyükanne Hei, bakışlarını donuklaştırdı. "Henüz değil."

Luhan, büyükannenin beklediğinden daha sakin tepkiler veriyordu. Büyükanne Hei şüpheyle gözlerini kıstı.

Luhan kâğıdı parçalara bölüp çöpe attı. Sehun, tam olarak neler olduğunu anlamıyordu. O yüzden sessiz kalmayı seçti.

Luhan kotunun iki yanını sıvazlayıp büyükanneye baktı. "Benden ne yapmamı istiyorsun?"

Büyükanne Hei, ikisine de kapıyı göstererek önden çıktı. "Birini davet etmiştim. Gelmiş olmalı. Sadece o, ne derse onu yapmanızı istiyorum. İkinizin de."

Luhan ve Sehun da peşinden bahçeye çıktıklarında ortada dikilen ve gülümseyen kadınla duraksadılar. Luhan onun yüzünü birine benzetse de kim olduğunu çıkartamadı. Ama Sehun kadını tanıyor gibi görünüyordu. Çünkü sessizliğini "Hayır, bu olamaz! Büyükanne ne olur, sen ne istersen yaparım ama beni onun eline verme!" diye feryat etti. Büyükanne Hei, misafiriyle birlikte şeytani bir şekilde güldü.

Baekhyun ise Renjun ile birlikte dışarıda çıkan gürültüye bakmak için çıkmıştı.

"Tavşancık ile minik şirin de buradaymış." Nayeon ikisine deli gibi el sallayıp gülerken Baekhyun eğilerek selam verdi.

Büyükanne Hei, ellerini birleştirerek "Komşumuz Nayeon, sizin içinizdeki fazla gelen enerjiyi faydalı işlere yöneltecek. Belki böylece sorumluluk sahibi olursunuz." dedi.

Sehun, hala yalvarıyordu. "Öldür daha iyi beni büyükanne. Böyle kafama daya silahı çek tetiği daha az acı çekerim. Bizi süründürerek öldürecek!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çiftlik AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin