Tebrik Ederim

740 94 207
                                    

Jongin, Büyükanne Hei onu Baekhyun'a bakması için gönderdiğinden dolayı çok mutluydu. Çünkü Baekhyun'un peşinden giderken çiftlikten çıkan Kyungsoo ile çarpışması bir olmuştu. Buna kader mi deniyordu?

Kalbi heyecandan dışarı fırlayacak gibi atarken Kyungsoo'nun çatık kaşları ve bir fırtınaya sahiplik yapacakmış gibi duran bulutlu gözleriyle durakladı. Kyungsoo ise şu an biriyle karşılaşmanın şanssızlığıyla daha fazla sinirliydi. Hiçbir şey demeden, Jongin'e de söz hakkı tanımadan hızlıca ormana doğru yürümeye başladı.

Jongin çiftlik kapısına baktı. Genelde peşinden kız kardeşi de çıkardı ama Sohyun ortalarda görünmüyordu. Bu demek oluyordu ki Kyungsoo'yu yalnız bırakmayacak kişi kendisiydi. Tekrar kapıya korkak bir bakış atıp arkasından koştu. Fark edilmeyecek bir boşluk bırakarak onu takip etti.

Orman yoluna sapmış ve tepecikleri de aşarak şelalenin olduğu yere gelmişti. Üstündekilerden hızla kurtulurken çırılçıplak buz gibi suya girmişti. Şelalenin döküldüğü yere doğru giderek orada bir süre durmuştu. Sonra da bağırmaya başlamıştı. Suyun sesinden anlaşılmıyordu fakat bir şeyler dediği belliydi.

Jongin bir süre onu uzaktan izledi. Yanına gitmek istiyordu ama çok acı çekiyor gibi görünüyordu. Ona nasıl yardım edeceğini bilmiyordu. Sanki sabun köpüğü gibiydi. Dokunsa patlayacak kadar hassas, bir o kadar güzel...

Bu yüzden kendine hâkim oldu ve bir süre daha uzaktan izledi. Kalbi bunu kaldıramıyordu. Gözlerini kapattı ve sesini dinledi. Çikolata gibiydi. Bazen bitter, bazen sütlü ama çok tatlıydı.

Biraz daha gözleri kapalı oturduğunda elinden hiçbir şey gelmeyişi canını çok fazla sıktı. Ayağa kalktı. En azından ona sarılabilirdi. Ama arkasını döndüğünde sesin kesildiğini ve Kyungsoo'nun görünmediğini fark etti.

Nasıl olduğunu anlamadan suya doğru koştu ve "Kyungsoo!" diye bağırdı. Biraz bile düşünmeden içine atladığında delirmiş gibiydi. Dibe daldı, çıktı. Yoktu! Tekrar ve tekrar... Delirecek gibiydi!

Nefes alabilmek için tekrar yüzeye çıktığında Kyungsoo'yu karşısında kıyafetlerini giyinmiş bir biçimde buldu. Ona garip garip bakıyordu. İşaret diliyle iyi olup olmadığını sordu. Endişelenmiş görünüyordu.

Jongin endişelenecek bir şey olmadığı konusunda telkin verdikten sonra kalbini tutarak suyun içinden çıktı. Kendini çimenlere atarken biraz üşüyordu. Rahatlamıştı. Bir şeyi yoktu.

Kyungsoo sanki biraz önce sinir krizi geçiren o değilmiş gibi olağanca sakinliğiyle tepesine gelmiş bakıyordu. Durulduğu belliydi. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağladığını anlamak için Einstein olmaya gerek yoktu.

Jongin titreyerek yattığı yerden doğruldu ve Kyungsoo'ya yanını göstererek pat patladı. Kyungsoo onun üşüyen haline baktı. Dudaklarını birbirine bastırarak ellerini yumruk yaptı. Zor bir karara varıyormuş gibi görünüyordu. Sonunda yavaşça Jongin'e yanaştı. Yanına oturmak yerine Jongin'in bacaklarını açarak arasına oturdu ve ona sarıldı. Bu hareket Jongin'i daha fazla titretmişti. Neden bilmiyordu ama ateşinin yükseldiğini hissediyordu. 

Kyungsoo, ıslak bedenine yapışmış siyah tişörtü ve oturunca daha da fazla açılan siyah şortuyla kucağındaydı. Islaklığı ve suratına çöken masumlukla o kadar güzeldi ki... Jongin'in kalbi hop etmişti.

Kyungsoo, kırmızısı biraz akmış saçlarından süzülen sularla geri çekilerek yüzüne baktı. Jongin, kiremit gibi suratı ve şaşkın bakışlarıyla Japon balığına benziyordu. Bu onu istemsizce gülümsetti.

Ona yer açmak ve şaşkınlığını gidermek için geri çekilecekti ki bir çift kol belinden sararak kendine daha çok yaslamıştı. Bu sefer balık olma sırası Kyungsoo'daydı. Bu Jongin'i güldürürken yüzüne doğru yaklaşarak burnuna dokundu. Kyungsoo'nun yuvarlak büyük gözleri refleksle kapanırken dudaklarına hafif bir tebessüm oturmuştu. Bu da haliyle Jongin'i epey keyiflendirmişti. Bu yüzden yüzünde dokunmadık yer bırakmamıştı. Sonunda kendilerini böylesine saçma bir şeye kahkahalarla gülerken bulmuşlardı. Dokunma sırası Kyungsoo'ya geldiğinde Jongin önce geri kaçmış, yüzünü elletmemek için şekilden şekle girmişti. Neşesi yerine gelen Kyungsoo inatla Jongin'e dokunmaya çalışmış sonunda ise kendini yerde, üzerinde de kollarından tutan bir Jongin bulmuştu.

Çiftlik AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin