Sokak Lambası

30 4 2
                                    


Kader onlara bambaşka sürprizler hazırlıyordu şimdi.

******************

Gece, elinde müvekkilinin dosyasını tutuyordu, ve onu inceliyordu, sayfaları gezerken en son sayfada ki isimler gözüne takıldı.

Davacı , Neşe Arsin

Davalı, Arat Arsin.

Gece, bu davada Arat Arsin'i savunacaktı.

Gece, o gün köprüde gördüğü, yeşil gözlü soğuk yabancıyı savunacaktı. Arat Arsin, Gece'nin bir avukat olarak kendini savunacağından, Gece de Arat Arsin'in o gün köprüde gördüğü , intihar etmesini engellediği yabancı olduğundan habersizdi...

Kader onları ıssız bir ormanda büyük bir ağacın önüne bağlamaya hazırlanıyordu, bundan sonra birbirlerinden asla kaçamayacakları, bir iple birbirlerine yavaş yavaş bağlanıyorlardı, kader onların İpini doladıkça...

Belki birbirlerinin felaketi olacaklardı bu iki asi ruh, belki de küllerinden doğacaklardı...

Onlar birbirlerine iyi mi gelecekti, yoksa hiç karşılaşmamaları mı gerekirdi?

********************

Arat, kahvesini içtikten sonra , kupayı mutfak masasına koydu ve tekrardan karanlık kafesim dediği odasına girdi, ve odanın kapısını sonuna kadar kapattı, kusursuz karanlığıyla yalnız kalmak istiyordu anlaşılan...

Yatağının üstüne attı kendini bu genç adam ve akşama kadar uyudu , gördüğü kabuslarla uykusu bölünse de güzel bir uyku çekmişti.

Gözlerini her zaman aniden, dehşetle , korkuyla açan bu genç adam bu sefer ruhunda bir dinginlik, bir ferahlık hissediyordu , ve gözlerini yavaşça, ağırdan alarak , nefes nefese kalmadan açtı.

Uyandığında , dışarıdan gelen yağmur damlalarının sesini duyuyordu , bu ferahlıktı galiba onu dinginleştiren, rahatlatan...

Bu yeşil gözlü yakışıklının en sevdiği ses yağmur sesiydi, Arat karanlık kafesim dediği odasındayken dışarıdaki yağmuru dinlerken büyük keyif alırdı, hatta çevresindeki herkes güneşli havaya bayılırken Arat, güneşli havayı hiç sevmezdi, özellikle yakıcı sıcaktan nefret ederdi, güneş yerine yağmuru tercih ederdi, yağmurlu ve kapalı hava Arat'ın içinde kaybolduğu , hiç çıkmak istemediği anlardı...

Arat, yalnızlığın dibini görmek istediği onlardan birindeydi şimdi, içindeki manyak hiç beklemediği bu zamanda ortaya çıkmıştı. Yataktan kalktı .

Ayakkabılarını giydi , ve siyah uzun paltosunu giyerek dışarı çıktı...

****************

Gece de aynı Arat gibi yağmurun gel çağrısına daha fazla dayanamadı ve o da en sevdiği renk olan mor renkli , dizlerine kadar uzanan bir palto giydi ve uzun çizmelerinin formlarını çekerek hazırlandı.

Ve ikisi de evlerinden aynı istek yüzünden çıkmıştı, ikisi de yağmurda yürümek, kendilerini dinlemek istiyorlardı.

Şemsiyelerini ise bilerek evde bıraktılar, yağmurda doyasıya ıslanmak için... Birbirlerinden habersizdiler, ama ruhları aynı şeyleri arzuluyordu delicesine...

***************************

Sokak lambaları yağan yağmurun şiddetini gösteriyordu, sağanak sağanak, coşkulu , hızlı, ve oldukça asi bir şekilde yağıyordu yağmur, tıpkı Gece gibi...

Asi, ve damla damla ...

*****************

Arat, yürürken yağmurda, bugün evinin girişindeki posta kutusuna bırakılan tebligatı düşünüyordu, bu tebligat Arat'ın davalı olarak mahkemeye gitmesi gerektiğini haber veriyordu davacı ise Neşe Arsin, yani Arat'ın üvey annesiydi...

******************

Arat, Neşe Arsin'i küçüklüğünden beri bir kere görmemişti, babası annesini bu iğrenç ve şırfıntı kadın için bırakıp gitmişti, bu ne olduğu belirsiz kadın yüzünden Arat'ın annesi çok sevdiği eşinden ayrılmak zorunda kalmıştı ve Arat'ın babası Neşe ile Fransa'da evlenmişti. Evlendikten sonra Fransa'daki tüm şirketlerini , servetlerini bu yuva yıkan kadın zorla kendi üzerine yaptırmıştı, ve yetmemiş şimdi de LEA Holding'in geriye kalan şirketlerini istiyordu bu doymak bilmez, görgüsüz eğitimsiz, aç gözlü kadın.

Arat ise yüzünü bir kez bile görmediği, ondan babasını çalan kadından ölesiye nefret ediyordu, ancak mahkeme günü geldiğinde karşılaşacaklarını, o lanet olası kadın ile göz göze geleceğini düşündükçe çileden çıkıyordu.

Zaten Fransa'daki tüm her şey onun üzerindeydi, beceriksizliğinden elindeki şirketleri birer birer batırdı, şimdi derdi ne bu beceriksiz , görgüsüz şırfıntının, diye düşünüyordu Arat.

Ama annesinden ona kalan tek şeyi bırakmaya asla niyeti yoktu. LEA holding için savaşacaktı. Ne olursa olsun annesi ile babasının kurduğu kalan bu son şirket için savaşacaktı.

Bir süre sonra yağan şiddetli yağmur kesildi ve yerini serin bir gökyüzüne bıraktı...

*********************


GİZEMLİ ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin