1.1

6.3K 240 3
                                    

Garson kahveleri önümüze koyup uzaklaşırken on dakikadır yaptığım gibi yine tırnaklarıma odaklıydım.
''Daha ne kadar sürecek?'' Gözlerimi tırnaklarımdan çekip gözlerine çevirdim.
''Ne?'' Gözleriyle ellerimi işaret etti.
''Tırnaklarını diyorum, incelemen daha ne kadar sürecek?'' Gülümsememe engel olamadım.Ellerimi masadan çekip bacaklarımın üstüne koydum ve tamamen ona odaklandım.
''Bitti.''  Başını sallayıp kahvesinden bir yudum aldı.
''Gördüğüm kadarıyla güzel bir vücudun var, neden ponpon kız olmak istemedin?'' Gülerek kahve bardağını elimde çevirdim.
''Güzel bir vücuda sahip herkes ponpon kız olmak zorunda mı?'' Kaşlarını yukarı kaldırıp indirdi.
''Hayır ama seni fazladan birkaç saat görmek, özellikle üstünde kısa bir etek ve göbeği açıkta bırakan bir tişört varken, güzel olabilirdi.'' Bir şey dememe fırsat bırakmadan devam etti
''Bence Daniela Thomson'u çıkarıp seni almalılar.'' Daniela Thomson'un çıkmasına nasıl onay verdiğini algılamaya çalıştım.Kylie Jenner kadar geniş bir kalçası ve dolgun göğüslere sahipti.Okula maçlar ve ponpon kız antrenmanları haricinde geldiğini hiç görmemiştim.
''Neden Daniela Thomson?'' Omuz silkti.
''Aklıma gelen ilk isim oydu.'' 
''Anlıyorum ama onun yerine benim girdiğimi düşünürsek bir kar elde edeceğini sanmıyorum.Kız benden daha-''
''Kızın senden ne kadar daha'sı olduğu ile ilgilenmiyorum Alex, seninle ilgileniyorum.'' Kılını bile kıpırdatmadan müthiş bir sakinlikle söylediği sözler ardından öylece bakakaldım.Kesinlikle bir Harry Styles gibi davranmıyordu.Bu, daha önce onunla hiç iletişim kurmadığım için de olabilirdi ama karşımda onu görmüyordum.
''Her gün farklı kızla yatan Harry Styles nereye gitti?'' 
''Gittiğini kim söyledi ki?''



Arabayı evimin hemen önünde durdurup anahtarı çekti.
''Ne yapıyorsun?'' Yüzüme bakmaya bile çalışmadı.
''Seninle geliyorum.'' 
''Anlayamadım?'' Çoktan kapısını açıp inmişti.Hızlı davranıp ben de indim ve bahçe çitini açıp kapının önünde dikilmesini izledim.
''Seni evime davet etmiyorum.'' Açık bıraktığı bahçe kapısından ben de girip kapıyı kapattım.
''Davetiye beklemiyorum?'' Şaşkınlık içerisinde ona bakıyordum.Sonunda gülmeye başladı ve içimi biraz olsun rahatlattı.
''Şaka yapıyordum, Alex.Bu kadar gerilmene gerek yok.'' Hala gülüyordu ve ben hala içerisine anlam yükleyemediğim  bakışlarla ona bakıyordum.Gülmeyi kestiğinde bana doğru birkaç adım attı ve bugün ikinci kez duvara yapışmama sebep oldu.
Dudaklarıma odaklandığını biliyordum.Ben de onun dudaklarına odaklanmıştım.
Daha fazla sürmedi, eliyle belimi yakalayıp kendine doğru çekti ve dudaklarımızı birleştirdi.O kadar heyecanlıydım ki ayrılmak için hiçbir şey yapmadım.

Ona karşılık verdim.
Elimi yanağı ile ensesi arasına yerleştirdim ve anın muhteşemliğini yaşadım.Ellerini daha sıkı bir şekilde belime doladıktan birkaç saniye sonra onu yavaşça ittirdim.
''Güzel öpüşüyorsun, Alex Alison Matthew.'' Dudak kremimin dudağım dışındaki yerlere de dağıldığını hissediyordum.
''Mm, gitmem...gitmem gerek.Neptün beni bekliyor.'' Anahtarı kapıya soktum.Yüzüne bakmadan içeri girip kapıyı kapatacağım sırada söylediğim tek şey 'sonra görüşürüz' oldu.

saturn // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin