3.9

3.6K 154 10
                                    

Kapının girişinde durmuş, elinde yığınla kart olan kız gülümseyerek bana da bir tane uzattı.Onu daha önce gördüğümü sanmıyordum ama o kadar samimiydi ki gülümsemeden edemedim.Elinden kartı alırken gözlerimin içine içine baktı.
''Mutlaka gel, Alex.Seni de orada görmeyi istiyorum.'' Pembe kartı gelişigüzel elimde çevirdim.

Bir geleneksel!
Okulumuzun geleneksel maskeli balosu bu yıl da tekrarlanıyor!
Gece sonunda kral ve kraliçe seçilip gerekli ödül verilecektir, tüm okul davetlidir!
                                                                                  Cuma günü eğlencesine hazır olun...

Balo yarından sonraydı.Sanırım bunlardan evimde üç tane daha vardı ama hiçbir zaman gitmemiştim.Hatırladığım şeyler elbette vardı.Alice, Hannah ve Beth her zaman bu balolara giderlerdi ve Alice üç gün boyunca bana baloyu anlatırdı.
Ne kadar eğlendiklerini, ne kadar içtiğini, kiminle dans ettiğini ve kimle öpüştüğünü.İki kez kraliçe bile olmuştu.Onun adına gerçekten mutlu olduğum günleri hatırlamak istemediğimi fark ettim.O bunları asla hak etmemişti.
Kıza gülümsedim.
''Söz veremem ama belki gelirim.'' Okula girdiğimde beklediğim manzarayla karşı karşıyaydım.Panolara aynı kartın rengindeki afişler asılmıştı ve simli, pullu yazılarla çok eğlenceli olacağı yazıyordu.

Dolabımı açtım ve kitaplarımı aldım.Dolap şifremi değiştireli birkaç gün oluyordu ve şifremi bilen tek kişi Harry'di.Bunu bana ısrarla sorduğunda cevaplamıştım.Ondan beklediğim şeyi yapmış ve dolabın raflarından birine dörtlü meyveli çilekli yoğurt koymuş ve üstüne de postit yapıştırmıştı.

Benden alınan, en az benim kadar muhteşem bir hediyeyi görünce günün daha güzel geçer diye düşündüm güzelim :))
Dipnot: Notu bulduğunda spor salonuna gel.


Gülümseyerek paketteki meyveli yoğurtlardan birini kopardım ve üstüne yapıştırılmış kaşığı elime alıp yemeye başladım.Kitaplarım kolumun altına sıkıştırılmış haldeydi.Spor salonuna inen merdivenlerden indim ve onu gördüm.Voleybol topu parmak uçlarında kontrollü bir şekilde sekiyordu.Arkası bana dönüktü.Kitaplarımı en yakın banka bıraktım ve bitirdiğim meyveli yoğurt kabını da çöpe attım.

Çıkardığım sesleri duymuş olmalıydı.Arkasını dönüp bana gülümsedi.Topu yerden duvara doğru gönderip bana doğru ilerledi.Kollarımı boynuna doladım ve sarıldık.Dün antrenman saatlerinin farkı yüzünden görüşememiştik.
''Nasıl gidiyor bakalım?'' Güldüm.
''Daha iyisi olamazdı.Meyveli yoğurtlar için teşekkürler.'' Eliyle saçını geriye doğru attı.Böyle yaptığında videosunu çekmek istiyordum.
''Rica ederim.Sevdiğini biliyorum.'' Bir süre bakıştık ve bakışlarını çeken ilk o oldu.
''Aslında seni buraya çağırmamın nedeni bir şey sormak istemem.'' Kaşlarımı kaldırdım.Banklardan birine oturdu ve üstündeki spor atleti düzeltti.Büyük harflerle Styles yazan forması bedeninde adeta sergilemesi için giydirilmiş gibi duruyordu.
''Sor.'' Hemen yanına oturdum ve elimi tuttu.Nadir el ele tutuşurduk.Genelde o elini omzuma atardı ve ben de elimi onun beline dolardım.
''Heyecanlıyım.İlk defa böyle bir şey yapıyorum.'' Elimde olmadan gülümsedim.Gerçekten de heyecanlı görünüyordu.
''Benimle...baloya gelir misin? Senden daha iyi bir kavalye bulabileceğimi sanmıyorum.'' Sorduğu soru kanımın damarlarımda hızlanmasına ve ısınmasına sebep oldu.Ben de ilk defa böyle bir soru alıyordum.Bu soruyu özellikle ondan duymak beni mutlu etmişti.Cevap vermek için önce derin bir nefes aldım.Uzun zamandır sevgiliydik ve ben hala bazen onunla nasıl konuşacağımı bilemiyordum.
''Tabii ki gelirim.'' Diyebildim.Gülümsedi ve rahatladığını belli edercesine derin bir nefes verdi.Ardından mutlulukla ayağa kalktı.
''Oraya gidelim ve kral/kraliçe unvanını alıp geri dönelim bebeğim!''

saturn // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin