Alışverişe çıktığımızda üstüme tam olarak oturan tek elbise üzerimdekiydi.Oldukça koyu bir siyah rengindeydi.Uzun bir elbiseydi ve tıpkı eteği gibi kolları da uzundu.Derin sayılabilecek bir göğüs ve bacak dekoltesine sahipti.Elbiseyi giydiğimde işte bu, demiştim.Başka bir şeyin daha güzel olmayacağından emindim.
Saçlarım su dalgası halinde omuzlarımda şekillenmişti.Ayağımda ise yüksek topuklu siyah ayakkabılar vardı.
''Sanırım bu olabilir.'' Dedi Hannah.Elinde tıpkı elbisem kadar düz siyah bir maske tutuyordu.Üzerimde parıldayan tek şey sağ elimin işaret parmağındaki yüzüktü.İstediğim gibiydim.İddialı ve ilgi çekici.
İlk defa baloya katılan biri olarak heyecanlıydım.Heyecanımın sebebi kral ve kraliçe olayından çok Harry ile yaşayacaklarımızdı.Baloya bir kavalye ile gittiğinde ne olduğunu biliyordum.Hiç olmadığın kadar yakınlaşmak durumunda kalabiliyordunuz ve bu benim istediğim bir şeydi.Ona yakın olmak beni iyi hissettiriyordu.
''Ölü balık gibi olmaman için eklemem gereken bir şey var Alex.'' Hannah kırmızı elbisesinin eteğini sağa doğru savurdu ve elindeki kırmızı rujla bana gülümsemeye başladı.
Nefesimi kesecek kadar yakışıklı olmuştu.Siyah ceketi, siyah gömleği ve siyah pantolonuyla efsanevi görünüyordu.O kadar güzeldi ki dokunmak bile istemedim.Sanki dokunursam bu kusursuz puzzle'ı bozacakmış gibi hissediyordum.
Elimi tuttu ve beni kendi çevremde döndürdü.
''Çok ama çok...güzel görünüyorsun.Ne diyeceğimi bilemiyorum.'' Güldüm.Aynı şeylerin çok daha fazlasını onun için söylemiştim.Söylenmeyecek gibi değildi ki.
Elimi eline kelepçe misali kenetledi.
''Benim kızıma başka birinin bakmasına izin veremezdim.Yanımdan çok ayrılmamaya dikkat etsen iyi olur Alex.'' Gülerek benim için açtığı kapıdan arabaya bindim.Çok şanslıydım.Emin olduğum tek şey buydu.
Okula geldiğimizde arabanın torpidosundan siyah maskesini çıkardı.Benimki gibi keskin bir maske değildi.Bu gayet normaldi.
Maskesini takmaya çalıştığında ona yardım ettim.Maske yakışıklılığını örttüğü için mutlu olmuştum.Onu paylaşamayacak kadar benim gibi hissediyordum.
''Hoş geldiniz.'' Parti alanının girişinde duran mavi elbiseli ve mor maskeli kız bize gülümsedi.İnsanları ayırt etmek gerçekten zordu.Göz çevresi ve burun kapandığı için insanları tanımakta zorlanıyordum.
''Vay canına, hiç böyle hayal etmemiştim.'' Dedim.Bu doğruydu.Herkes çok şık görünüyordu.Bu kadar rengin arasında bu kadar siyah kaldığımız için ilgi çekeceğimizi düşündüm.Yan yana iki kara bulut gibi görünüyorduk.Oysa etrafımızdaki herkes gökkuşağının bir rengini sahiplenmişti.
Harry az sonra elinde şampanya ve viski ile geldi.Gülerek şampanyayı aldım.Hava çoktan kararmıştı.Spotlar ve şarkı eşliğinde bir sağa bir sola oynayan renkli ışıklar olmasaydı önümüzü bile göremezdik.
''Her şeyi boş verip partiden ayrılmak istiyorum.'' Kaşlarımı çatıp ona döndüm ama o kaşlarımı çattığımı göremezdi.Maskem kapatıyordu.
''Neden bunu istiyorsun?'' Yanağıma çok güzel bir öpücük konudurdu ve elini belime doladı.
''Çünkü spotlar gözümü alıyor.Seni rahat izleyemiyorum.'' tam bu sırada gözümüzün önünde bir flaş patladı.Yüzümü buruşturmaya fırsat bile bulamamıştım.Asla beklemediğim bir şeydi.
''Kusura bakmayın, papparazi gibi olduğunun farkındaydım ama çok güzel görünüyordunuz.Okul yıllığında bu fotoğraf kesinlikle olmalı.'' Fotoğraf çekmek için görevlendirilmiş çocuk ikimize gülümsedi.Hoşuma gitmişti.
''Bir poz daha alabilir miyim?'' Harry benden önce başını salladı.
''Nasıl bir poz verelim?'' Dedim.Çocuk başını salladı.
''Siz karar verin.'' Harry'e ne pozu vereceğimizi soracaktım ama buna gerek kalmadı.Dudaklarıma yapıştı, ellerini belime doladı.Şaşkınlığımdan sıyrılıp tek elimi yanağına koyduğumda flaşın sesini ve ışığını hissettim.Ondan ayrıldığımda rujumu elimle hafifçe düzelttim.Hannah böyle söylemişti.
''Kırmızı ruj öpüşürken kolay dağılır.Düzeltmeyi unutma.'' Bunu söylediğinde gerçekten çok utanmıştım.O ise çok normal bir şekilde bunu söyleyip işine devam etmişti.
''Teşekkürler.Bu gecenin kral ve kraliçesi kesinlikle siz olmalısınız!''
Romantik bir şarkı çalıyordu.Belki şarkıyı normalde dinlesem bu kadar beğenmezdim ama kulağıma bir büyü gibi gelmişti.Harry'nin elini tuttum ve piste sürükledim.Dünden razı gibi hemen pozüsyon aldı.Elleri belimdeydi.Ben de iki elimi onun omzuna koydum.Bir süre böyle devam ettik ama sıkıldığımda ona sarıldım.Sarılarak dans etmek dünyanın en güzel şeyiydi.
''Seni çok seviyorum Alex, gerçekten.'' Baş parmağımla ensesini okşadım.
''Hiç kimseye bu kadar değer vermemiştim.O lanet oyunu oynamak hayatımdaki en büyük şansımdı.Senden sonra.'' Boynunu öpüp belli belirsiz bir ruj izi bıraktım.Konuşmak içimden gelmiyordu.Bu kadar güzel bir anı bir daha yakalayabileceğimi sanmıyordum.
Ama tabii ki şarkı bitti.Küfür etmek istedim.O kadar güzeldi ki üzerinde durduğum yüksek topuklu ayakkabıların ayağımı ne kadar ağrıttığını hissetmemiştim bile.
''Evet sayın misafirlerimiz, hiç oturmayın.Çünkü şimdi, tam bir yıl sonra, okulumuzun kral ve kraliçesi yeniden açıklanacak!'' Harry ile göz göze geldik.Artık maskesini çıkarmak istiyordum.Gözlerini daha yakından görmek.
''Ama önce, geçen senenin kral ve kraliçesini buraya davet ediyorum.Yeni kral ve kraliçeye taçlarını takacak olan kişi onlar.Alice Washington ve Michael Darkness, sizi buraya alabilir miyim?'' Ah, tam da beklediğim gibi.Alice bir klasiği bozmamıştı ve yine bordo bir elbise giymişti.O hep bordoyu tercih ederdi.Michael ise lacivert bir takım elbise giyiyordu.
Alice kızın ona verdiği tacı ve çiçeği elinde tuttu.Michael ise kral tacı ile çiçeği tutuyordu.
''Sizleri daha fazla merakta bırakmak istemiyorum.Okulumuzun yeni kral ve kraliçesini önce bugün onlara taktığımız lakapla çağıracağım.'' Kısa bir sessizlikten sonra tekrar konuştu.
''Siyahın sahipleri, sizleri sahneye alabilir miyim? Okulumuzun yeni kral ve kraliçesi, Alex Alison Matthew ve Harry Edward Styles!''
- 7 Yıl Sonra-
''Harry, buraya gel.Ne bulduğuma inanamayacaksın!'' Heyecanla albümü elime aldım.Üstü tabii ki tozlanmıştı.
''Ne oldu?'' Merdivenleri indi ve hemen yanıma oturdu.Arkasından Neptün de geldiğinde gülümsüyordum.Albümü havaya kaldırdım ve onun da yüzünde oluşan gülümsemeyi izledim.
''Vay canına, nereden çıktı o?'' Kahkaha attım.O kadar heyecanlanmıştım ki istemsizce gülüyordum.Hemen yanımdaki koltuğa oturdu.
''Kitaplarımın en altında buldum.O kadar fazlalar ki albüm aralarında kamufle olmuş resmen.'' Albümün ilk sayfasını açtım ve okulun kısa tanıtım yazısını okumadan atladım.Dört yılımı zaten orada geçirmişken tanıtımını okumama gerek yoktu.
Tüm öğrencilerin fotoğrafları vardı.Dört yılı kapsayan bu albümün sadece son yılında bulunmam efsaneydi.Ponpon kız antrenmanlarımdan birkaç fotoğrafı gördüğümde güldüm.
''Ne kadar amatör olduğuma bir bak.O zamanlar buna esneklik diyormuşum.'' Yanağımdan bir makas aldı.
''Veterinerlikten vakit bulduğun tüm zamanlarda jimnastik yapan sensin.Tabii ki o zamanlardan çok daha esnek olacaksın!'' Gülerek birkaç sayfa daha çevirdim.En sevdiğim kısımlara gelmiştik.O gün kamermanın bizi çektiği fotoğraflara bakıp gülümsedim.Birbirimizi izlerken habersizce çekildiğimiz fotoğrafın ardından öpüştüğümüz fotoğraf geliyordu.Altına süslü bir yazıyla kral ve kraliçe yazılmıştı.Birkaç sayfa daha başka çiftlerin fotoğrafları vardı.
Gecenin sonunda kral ve kraliçe taçlarıyla kameraya bakarak verdiğimiz pozlar çok hoşuma gidiyordu.İkimizin de omzundan göğsüne doğru asılmış kuşaklar vardı.Üstünde sahibi olduğumuz unvanlar yazıyordu.Elimizde kocaman birer buket çiçek vardı.
Görkemli taçların şimdi durduğu yere baktım.Salonun en güzel köşesinde üstlerde bulunan bir rafın üstünde duruyorlardı.
Merhabalaaar, bu hikayeyi final yapmış olabilirim ama texinglerim kesinlikle bu kadarla sınırlı değil canım okuyucum!
Birkaç gün sonra yayımlayacağım yeni hikayemden haberdar olmak istiyorsan beni takip etmeyi unutma! :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saturn // hs
Fanfictionxiamsaturnx: lütfen, tanrı aşkına bana oyun bildirimi göndermeyi kes.