Gecenin karanlığında birbirimizi görmüyorduk bile.Odayı çok az aydınlatan ay ışığı boydan pencereden içeri sızmıştı.Kolları bedenime sarılıydı.Burnumu boynuna gömmek istemiş ama yapmamıştım.Yapmak istediğim tek şey onu izlemekti.
Kendimi ondan saklamadım.Nasıl davranmak istiyorsam öyle davrandım.İstediğim gibi.Olması gerektiği gibi.
Her şeyi bir anda unutmuştum sanki.Fotoğrafları, yaşananları, okula gitmediğim o iki buçuk haftayı.Onunla olmak istiyordum.Onu her şeyden çok seviyordum.Kendimden bile.
Ona soğuk davranamayacak kadar bitkin ve mahçup hissediyordum.Hayatıma burnunu sokmaması gerektiğini onu azarlayarak belirtmiştim.Ama o olmasaydı belki de şuan o leş odada çıplak bir şekilde ağlıyor olacaktım.
''Seni seviyorum.'' Diye fısıldadım.O da aynı ses tonuyla bana cevap verdi.
''Ben de seni seviyorum.'' Yatakta doğrulup dudaklarımı tam kulağına getirdim.
''Seni affediyorum, Styles.Belki yarın bunun için pişman olacağım ama seni gerçekten, tam da bugün affettim.'' Hızlı ve benden beklenmeyen bir hareketle kasıklarına oturdum.
''Bir şeye bakmak istiyorum.'' Başını salladı.Parmaklarımı üstündeki tişörtün ucuna getirip yavaşça kaldırdım.Dövmesi karşımdaydı.Parmaklarımı hayranı olduğum dövmenin üstünde gezdirirken tepkisini ölçtüm.Gözleri kapalıydı.Boynundan gerildiğini hissediyordum.Neredeyse gülecektim.
Parmak uçlarımı teninden kaldırmadan göğsünün üstündeki minik kuşlarda dolaştırdım.Her biri kusursuz teninde bir imzaydı.
''Alex...beni deli ediyorsun.'' Fısıldadığında eğilip kanatların üstüne ıslak birer öpücük kondurdum.Gergindi.Tüm vücudu gerilmişti ama ben durmadım.
Hedefim kasıklarındaki yapraklardı.
''Tenine yazılmış her yazıyı, her imzayı okumak, görmek istiyorum.'' Yapraklarda bir süre oyalandıktan sonra kollarını ele geçirdim.
Tüm vücudu bir yay gibiydi.Kendime engel olmaya çalışmadan dudaklarımı dudaklarının üstüne örttüm.Bunu bekliyormuş gibi sert bir şekilde karşılık verdi.Ellerimi saçlarına doladım.Kıvırcık saçları ellerimin arasındaydı.
Tişörtümü çok az sıyırıp ellerini belime koydu.Eli ilk kez tenime temas ederken ürperdim.O gerçekten muhteşemdi.
Aramızdaki çekime engel olacak değildim.Beni alta geçirip kendisi üste çıktığında dudaklarını boynuma bastırdı.Boynumdaki o noktayı emmeye başladığında oluşacak morluk için heyecanlı bile sayılabilirdim.Bacaklarımı beline dolayıp onu daha çok hissettim.
Heyecanlı ve sert öpüşü dudaklarımdan adının inleme olarak çıkmasına neden oldu.Bu onu hızlandırmıştı.Öpmediği hiçbir yerin kalmamasını ister gibi köprücük kemiklerimin her noktasını keşfetti.Elimi tişörtüne götürüp tamamen çıkarttım.Elimin teker teker sahip olduğu tüm dövmelerle buluşmasını istiyordum.
Ama o durdu ve az önceki yerine uzandı.Hiç bitmemesini istediğimi fark ettim.Hayal kırıklığıyla karışık şaşkınlık bedenimde dolandı.
Nefes nefeseydi.
''Daha fazla sakin kalabileceğimi sanmıyorum.'' Ondan sakin kalmasını istememiştim.
''Alex, daha ilerisine hazır olmadığını biliyorum.Eğer yaparsam yarın bunun pişmanlığını yaşayacağım.'' Kolunu tekrar bana doladı.Bu sefer burnumu boynuna gömdüm ve gözlerimi kapattım.
O bir şaheser gibiydi.Ben bir daha bu şaheserden uzak kalmak istemiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
saturn // hs
Fanfictionxiamsaturnx: lütfen, tanrı aşkına bana oyun bildirimi göndermeyi kes.