Okula daha önce hiç bu kadar erken geldiğimi hatırlamıyordum.
Doğruca içeri girip okula gelip gelmediğini anlamak için dolabıma ilerledim.Kitaplarım tam dolabımın önünde duruyordu.Kitaplarımı dolabın önünden değil bizzat Harry'den almanın bana daha iyi hissettireceğinin farkındaydım ama elimden gelen tek şey onu bulup düzgün bir açıklama yapmaktı.
-Harry Styles
Eğilmiş bağcıklarımı bağlarken koçun gür sesi spor salonunda yankılandı.
''Hadi beyler seri olun, ısınma koşusu!'' Takımdaki herkes ayaklandığında bağcıklarımı henüz bağlamıştım.Çöktüğüm zeminden kalkıp diğerlerine yetiştim ve koşmaya başladım.Bu sırada koç her gün duymaya alıştığımız, artık kimsenin dinlemeye tenezzül etmediği moral bağırışlarını yapıyordu.
''Senin neyin var?'' Zayn, hemen yanımda benimle aynı hizada koşmaya başlamıştı.
''Hiçbir şeyim yok, neyim var gibi görünüyor?'' Omuz silkti.
''Bilmiyorum, sinirli gibi görünüyorsun.'' Kesinlikle sinirliydim.Alex'e gerçekten çok sinirliydim.Bana inanmayışı her düşündüğümde daha çok sinirlenmeme sebep oluyordu.Yine de Zayn'e veya diğerlerine hiçbir şey söylemeyecektim.O kendi arkadaşlarına bahsetmiyorsa, benim arkadaşlarımın da onun varlığından haberdar olmasına gerek yoktu.
''Harry Styles!'' Koç adımı haykırdığında koşmayı kesmedim ancak koça odaklandım.Gelmemi işaret ettiğinde koşudan çıktım ve spor salonunun diğer ucuna ilerledim.
''Efendim koç?'' Her zamanki gibi son derece dikkatle yüzüme baktı.
''Müdür seni çağırıyor.'' Koşuya devam etmek için arkamı dönmek üzereyken koç kolumu tuttu.
''Acil.'' Ses tonu şaşırmama sebep olmuştu.Kim olursa olsun asla antrenman saatleri içinde kimseye dışarı çıkması için izin vermezdi.
Spor salonunun çıkış kapısına doğru ilerledim ve kapıyı açtım.Tuvaletin önünden geçecekken bir el kolumu yakaladı ve o tarafa dönmeme sebep oldu.
-Alex Alison Matthew
Ne diyeceğimi, nasıl başlayacağımı beş yüz kere kafamda toparlamama rağmen gözleri beni delerken cümleye başlamak çok zordu.Sertçe yutkundum.
''Harry, beni dinlemen gerekiyor.'' Kolunu geriye doğru çekerek elimin kayıp gitmesine sebep oldu.
''Çünkü?'' Gözlerindeki meydan okuma kaçıp gitmek istememe neden oluyordu.Birbirimize meydan okurduk, ama ben daha önce bu kadar ciddi olanıyla karşılaşmamıştım.
''Çünkü arada bir yanlış anlaşılma var ve...ben sana değer veriyorum.'' Bir an, çok kısa bir an gözlerinin yumuşadığını fark ettim.Ancak meydan okuma yeniden gözlerinde yer etti.
''Öyle mi?''
''Bana inanmadığını söylerken öyleymiş gibi görünmüyordu.'' Saçımı kulağımın arkasına ittim.Deri ceketimi fırlatmak istiyordum.Onun karşısındayken terlemekten hiç olmadığım kadar nefret ediyordum.
''Orada söylemek istediğim şey şuydu,'' Bekledi.Gerçekten açıklamamı bekledi ve ben o anda kafamda kurduğum saçma sapan ve gerçeklikten uzak senaryoyu bir kenara ittim.
''Bak, lise hayatımda seni gördüğüm ilk andan beri senden hoşlanıyorum, tamam mı?'' Tepkisini bekledim.Şaşırmışa benzemiyordu.Yerinde olsam ben de şaşırmazdım.
''Üç yıl, Harry.Üç.Sana uzaktan bakmaya o kadar alışmışım ki...konuşuyor olmamız garip geliyor.Beynimi buna inandıramıyorum.'' Elini göğsümün bir parmak üstüne koydu.
''Beynini değil, burayı, kalbini inandırman gerekiyor Alex.'' Başımı salladım.Burada şu konuşmayı yapıyor olduğuma bile inanmıyordum ama ona bundan bahsetmeyecektim.
''Evet, ama o an biraz saçma konuştum.Farkındayım.Seninle aramda mesafe olsun istemiyorum.Böyle yapmanı da istemiyorum.'' Gözlerini dikmiş bana bakarken içimden ne geliyorsa onu yaptım.
Parmak uçlarıma yükselip dudağından öptüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
saturn // hs
أدب الهواةxiamsaturnx: lütfen, tanrı aşkına bana oyun bildirimi göndermeyi kes.