multi ağzımın suyunun akmasına sebep oluyor
Kapı zili çaldığında aynada nasıl göründüğüme bakmaya karar verdim.Christopher'ı umursama derecem o kadar düşüktü ki üstüme bir şeyler geçirip nasıl olduğuma bakmamıştım bile.
Lacivert renk etekli tulumumun içine beyaz salaş bir tişört giymiştim.Altımda da beyaz converselerim vardı.Saçlarım ponpon kız antrenmanına çıkmadan önce yaptığım maşadan dolayı hala dalgalıydı ve omuzlarıma dökülüyordu.
Dürüst olmak gerekirse Christopher'ı bu kadar şık ve derli toplu görmeyi beklemiyordum.Her zaman giydiği farklı ton boyfriend jeanlerini bir kenara bırakıp siyah, neredeyse kumaş bir pantolon ve üstüne beyaz bir gömlek giymişti.Farklılığını belli etmek istercesine başına kırmızının en koyu tonu bir fötr şapka geçirmiş, küstah gülümsemesiyle bana bakıyordu.
''Merhaba.'' Söyleyebileceğim en basit şeyi söylediğimde gülümsemesini büyüttü.Piercingi yine gözüme çarpıyordu.
''Güzel görünüyorsun Alex.'' Ondan bir iltifat duymak hayatımda istemediğim şeyler listesinin başında sayılabilirdi.Yine de teşekkür ettim.Selamlaşmak için elini uzattığımda birkaç saniye duraksayıp elini tuttum ve tokalaşacağımızı sanarak elimi sallamaya kalktım.Oysa beni kendine çekip sarıldı ve burnundan derin bir nefes çekti.
''Çok uzun zamandır birine sarılmamıştım ama seni her gördüğümde kollarımı bedenine dolayasım geliyor.'' İşte bundan hoşlanmamıştım.Beni koklaması Harry'i hatırlatmıştı.Vanilya ve çiçek arası bir şey koktuğumu söylediği an.
''Sırnaşmayı keser misin, seninle sarılmak için bir akşam yemeği yemeyi kabul etmedim ben.'' Ondan ayrıldığımda dışarı çıkıp kapıyı çektim.Çantamı neredeyse unutuyordum ama askıdan almayı başardım.
''Birbirimizi kandırmayalım.Yemek yemeyi kabul etme sebebin onu kıskandırmaktı.Daha doğrusu...acı çekmesini sağlamak.''
''Bunun farkındaysan hemen şimdi arabana binip evine dönebilirsin Chris.'' Adını Chris olarak söylemem onu güldürmüş olmalıydı.Çünkü tam da bunu ima eder gibi bakıyordu.
''İstemiyorum.Sebebin her ne olursa olsun seninle akşam yemeği yemek fena olamaz.''
Geldiğimiz yere şaşkınlık içerisinde bakıyordum çünkü burada sanki Christopher'dan beş yüz tane daha varmış gibiydi.Herkes onun gibiydi.Piercingli, dövmeli ve laubali.
Kırmızı saçlı bir çocuk hemen yanımıza geldi ve Christopher'ın elini sıktı.
''Nasıl gidiyor Chris?'' Christopher başını salladı ve güldü.
''Kusursuz.'' Gözlerini benden çekmeden söylediği kelimeye karşılık göz devirdim.Bu kesinlikle iyi bir akşam yemeği olmayacaktı.
Telefonumun melodisi zar zor kulağıma ulaştığında cebimden çıkarıp ekrana baktım.
harry: iyi eğlenceler alex
harry: tüm gece seni izleyip
harry: gecenin sonunda yanındaki piçi dövdüğümde
harry: emin ol ben de eğlenmiş olacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saturn // hs
Fanfictionxiamsaturnx: lütfen, tanrı aşkına bana oyun bildirimi göndermeyi kes.