29. Bölüm

1.7K 147 551
                                    

15K kelime ile en uzun bölüm olsa gerek. Normal kitap formatında 60-70 sayfa yapıyor :) İyi okumalar!

Zeo Jaweed - Kabus

Eftal fark ettirmeden elinde ki telefondan bir numara çevirdi Tolga'ya bakarak. Hemen sonra telefonu cebine attı. Beni bırakmak istemiyordu ama Tolga'ya da yaklaşıp hakkından gelmek istiyor gibiydi. Bu durum tıpkı şuna benziyordu, hayatta iki şeyden nefret edip birisinin ırkçılık diğerinin zenciler olması gibi. Yada şekerli çay sevip gittiği misafirlikte şeker olmadığı için istemeye çekinen birisi gibi. O kadar çelişki ve gel gitler içerisindeydi.

Kararı beni bırakmamakta buldu. Tolga cık cıklayarak güldü. "Bana saldıran kıza bak sen, kedi gibi pısmış." Dediğinde ona baktım Eftal'ın omuzunun üzerinden. Olduğum yerden çıkıp ona haddini bildirmek istiyordum ama ne yazık ki böyle bir girişimde bulunduğumda dahi kellem gidebilirdi. Sadece sustum. Oysa Artemis Lina olsaydı şimdi Tolga dediklerinin virgülünü bile kullanamıyor olurdu.

"Diline sahip çık yoksa ben o dili kopartıp çok güzel sahip çıkacağım." Diye tehdit etti Eftal onu. Ama Tolga'nın umurunda değil gibiydi.

"Benden iyi tanımadığın kızı korumaya çalışman komik, Eftal. Çünkü biraz sonra gururuna yeni düşecek ve ağıma atlamaya hazır bir balık haline gelecek." Dedi alay ederek.

"Ne o? Onu kim daha önce gördü, kim daha iyi tanıyor muhabbetine girip sidik mi yarıştıracaksın? Ayrıca yanında ben varken ona zarar verebilme ihtimalinin hayalini kurmanı kutluyorum. Güzel cesaret." Eftal'ın sesi küçük düşürücüydü. Tolga'dan korkmuyor gibiydi. Melez olduğunu biliyordum ama ne tür güçlere sahip olduğu konusunda meçhuldü bilgilerim.

"Lina," dedi Tolga onu umursamayan bir tavırla kafasını yan yatırıp benimle göz teması kurmaya çalışarak. "Beni öldürmeye çalışıp güç gösterisinde bulunan kız nerede? Erdem'in intikamını almak isteyen kızı göremiyorum ben." Diyerek beni hırslandırıp kendisine yem etmeye çalışıyordu. Başarıyordu da.

Sinirle Eftal'ın arkasından atladım öne doğru. "Onun adını sakın ama sakın iğrenç ağzına alma!" diye bağırıp ona koşacaktım ki Eftal belimden tutup hızla beni geriye çekti. Tolga da bir atakta bulunmamıştı zaten. Amacını biliyordum ben onun. İlk işi beni sinirlendirmekti. Çünkü Tolga buydu. Avının her zaman öfkeli olmasından yanaydı tercihi.

Bir taksi geçerken Eftal beni bırakmadan tek elini çekip taksiyi durdurdu. Beni hızla bindirip bir şey demeden kapımı kapatıp geri çekildi. Taksici gaza bakarken hemen arkama dönerek camdan baktım. Tolga sırıtarak arkamdan bakıyordu. Aç bir kurt gibi anlık harekete geçmek yerine kurnaz bir tilki gibi kafasında kurduğu planına sadık kalıyordu.

Ben camdan arkaya bakarken her şey karanlığa bürünmüştü. O sırada taksicinin konuşmasıyla önüme döndüm.

"Öndeki arabayı takip edeyim mi abla?" diye sorduğunda kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

"Öndeki araba mı?"

"Öyle bir heyecan ve aceleyle bindin ki taksiye, yıllardır bu anı bekledim." Dedi heyecan içinde. Sabır dileyerek kafamı cama çevirip karanlık yolu izlemeye başladım sessizce. Şehir merkezine gelene kadar takside ölüm sessizliği vardı adeta. Aklımda dönüp dolanan Eftal'ın başına bir şey gelme olasılığı tüylerimin diken diken olmasına neden oluyordu.

Merkeze gelince evin adresini verdim. Çok sürmeden gelmiştik. Parayı ödeyip taksiden indikten sonra gecenin ıssız yoluna adımlarımı yerleştirerek önce evin bahçesine daha sonra eve girdim. Gece vakti olduğu için herkes uyuyordu.

BENDEN ÖTESİ |   m i m o z aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin