1.Yolun Ortasındaki Kadın

544 30 149
                                    

#NF-Paralyzed

🕳️

Ve kadın git gide soğuk suya gömüldü.

Bu cümleden sonrasını duymak için, bir sene geriye gitmeniz gerek. Alvina'yı tanımanız, Barış ile göz göze gelip tebessüm ettiği her ana şahit olmanız gerek.

Bir senenin sonunda, tanıştığımız bu cümlede veda etme zamanımız gelecek.

⏳BİR SENE ÖNCE⏳

Eşyalarımı toplamaya başladım. Ders sonunda bitmişti. Başımdaki ağrı gerçekten öyle fazlaydı ki, bir ara çıkıp gitmeyi düşündürecek kadar şiddetlenmişti.

"Seminere gitmeyi düşünüyor musun?" Hemen yanı başımda Nazlı'nın sesini duyunca ürktüm. "Evet." Çantamın fermuarını kapatıp omzuma astım ve başımı ona çevirdim.

"Gideceğim. Çok yarar sağlayacağını düşünüyorum." Burun kıvırdı.

"Gökhan da ailesiyle olacakmış haftasonu, beraber bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm." Omzunu sıvazladıktan sonra yürümeye başladım.

"Sen de seminere gelmeye ne dersin? Sonuçta bu seminer senin de yararına. Bu bölümü okuyorsun diye biliyorum." Onunla alay etmemin karşılığı olarak kısık gözlerle baktı.

"Komik değilsin Alvina. Seminere falan gidemem ya, tüm hafta yoğun ders tempom var zaten. Birde haftasonumu mu heba edeceğim? Oldu canım." Başımı sağa sola sallayıp bu haline tebessüm etmekle yetindim sadece.

"İyi o halde. Sende Gökhan gibi aileni ziyaret et." Onunla bir kez daha alay ettiğimde huysuzca omzuma vurdu. Onun bu vuruşuyla bir adım öne sendelediğimde gözlerini kıstı. Yaşadığı şehirde üniversite tutturduğu için zaten ailesi ile yaşayan biriydi. Bu durumdan ise oldukça şikayetçiydi. Ailesi baskıcı bir aile değildi ama yine de yalnız yaşamanın rahatlığı ile kıyaslanamazdı. Gökhan ve benim gibi istediği saatte rahatça evine dönemiyor, ya da evden dilediği saatte ayrılamıyordu. Nazlı gelemiyor diye ertelenen bir sürü planımız olmuştu.

"Atla da bırakayım seni." Dedi az önceki alaylarımı görmezden gelip arabasının kilidini açtığında.

"Beni sapık amellerine alet etmeyeceksen, atlarım." Sürücü kapısını açıp sabır diledikten hemen sonra koltuğa yerleşmişti bile. Onun bu sinirli haline gülüp bende kapıyı açtım ve oturup kapıyı kapadıktan sonra söylendim.

"Aman ya, sen de şaka kaldıramıyorsun." Arabayı çalıştırıp yola çıktığında konuştu.

"Şaka kaldırıyorum, alay kaldıramıyorum." Elimi havada salladım ve onu geçiştirdim.

"Semineri kim veriyormuş, biliyor musun?" Omuz silktim, bilmiyorum anlamında. Hoca ismini söylemişti fakat o sıra başımı ovmakla meşgul olduğumdan duymamıştım. Zaten ismi değil, anlatacakları önemliydi benim için.

"Valla işte yarın öğlen bir gibi olacağı söylendi, gidip göreceğim. Adresi aldın mı sen?"

"Kızım dersi dinlemiyordum ki ben, son on beş dakikası koptum. İsmi bile sana soruyorum, adresi nereden alacağım?" Ona yorgun bakışlarım dışında hiçbir cevap vermedim. Biraz kopuk, deli dolu bir kızdı. Yaşam enerjisi, benimkinin yanında ekstra yüksekti. Hatta bazı zamanlar enerjisi taşar, yerinde duramazdı. Açıkçası kıpır kıpır, neşeli bir kızdı.

Gökhan'ı tarif etmem gerekirse yine aynı kelimeleri kullanırdım ancak tabii ki Nazlı kadar değildi. Ağırbaşlı olup, abimiz gibi davrandığı bir sürü nokta olmuştu. Bize göre daha mantıksal hareket ediyordu. Daha fazla hayata dair fikri ve bilgisi vardı.

Fanustaki Balık✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin