15.İnsan Bedenine Dönüşen Düşünce

45 7 63
                                    

Multimedya:Alvina Günev&Nazlı Kayalı

#Lewis Capaldi-Someone You Loved

🕳️

Nazlı ve Gökhan ben eve döndükten yaklaşık bir saat sonra gelmişlerdi. Nazlı, dövmeme aşık olmuş ve on dakikada bir elimi kendine çekip dövmeme bakıyor ve güzel olduğuna dair iltifatlar ediyordu. Gökhan ise 'uğur böceği'nin anlamının Barış olduğunu duyunca kıskanç bir abi gibi huysuzlanmıştı. Daha Barış'ı görememiş olmak onu huzursuz ediyordu. Babamın fedaisi olduğuna inanıyordu.

"Çağırsana Barış'ı, madem birlikteydiniz o niye gelmedi?" Nazlı başını göğsümden kaldırsada kollarını belimden çözmeden Gökhan'ı cevapladı.

"Yedi yirmi dört beraber olamazlar ya Gökhan. Kaç yaşında adam, işe gitmiştir." Gökhan yediği keki uzanıp Nazlı'nın ağzına tıktı.

"Alvina'ya soruyorum ben. Atlama oradan, sazan." Nazlı homurdana homurdana ağzına tıkılmış olan keki çiğnemeye başladığında başını yine göğsüme yasladı. Temas bağımlısı olduğuna yemin edebilirdim. Otururken asla benden ayrı oturmaz, illa sarılı pozisyonda dururdu.

"Nazlı doğru söylüyor. İşe gitti benden ayrılınca. Yeterince işinden vakit ayırıyor zaten benim için. Birde ekstra aktivitelere nasıl katılsın?" Gökhan omuz silkti.

"Tamam ya, demedim bir şey. Tanışmak istemiştim sadece." Nazlı doğruldu hemen.

"Evet ya... Ne zaman tanışacağız bu yakışıklı sevgilinle?" Aklıma gelen fikirle ellerimi çırptım.

"On sekiz eylül onun doğum günü. Yani hiç konuşmadık ama aramızda kutlarız büyük ihtimal. Siz de gelirsiniz. Dördümüz oluruz." Nazlı heyecanla ellerini çırptı.

"Kızım dediğin güne daha iki ay var. Ne olacak önceden görsek? Seni sevdiğimden endişeleniyorum." Bacağına vurdum tersçe.

"Ne diyorsam o." Diyip konuyu kapanmasını umdum. Küçük bir çocuğun annesine küsmesi gibi kollarını göğsünde birleştirdi ve ayağa kalkıp odadan çıktı.

"Bak sen ya... Küstü mü şimdi?" Nazlı bacağıma dostane bir şekilde vurdu bir iki kez.

"Ben bakayım ona." Tam yanımdan kalkmıştı ki bileğini yakaladım.

"Çok uzun süre kalmayın." Kaşları çatıldı.

"Ne oldu?" Başımı sağa sola salladım ve mırıldandım.

"Sesleri duymak istemiyorum." Nazlı'nın omuzları düştü.

"Doktora git demiştim, gitmedin mi? Bir aralar kafanı öyle çok bozdun ki derslerle. Nefes bile alamıyordun. Sana diyordum gel biraz, çık dolaş, eğlen diye... Ama nerede..." Seslerden kastım kafamın içinde dönüp duran düşüncelerdi. Üstelik doktora gitmiştim. Saçmalaması dışında başka hiçbir şey olmamıştı. Söylediklerinin hiçbiri yaşadığım şeyler değildi. O da tıpkı herkes gibi beni anlamamıştı. Nazlı kolunu kendine çekti.

"Üç dakikaya geleceğim. Gökhan'ı ikna etmek, üç dakikadan fazla sürmez." Tebessüm ettiğimde yanağımı okşadı ve şakağımı öpüp odadan çıktı. Telefonumun melodisi odada yankı yapmaya başladığında biraz eğildim ve sehpada, sigara paketimin yanında duran telefonumun ekranına baktım. Annemle olan fotoğrafımızı görür görmez yazıyı okumaya uğraşmadım. Annem arıyordu.

"Efendim?" Diyerek açtım telefonu. Birkaç gün önce bayağı büyük kavgaya tutuşmuştuk. Beni anlamayan hiç kimseyi çekecek takatim kalmamıştı. Beni anlamayan herkesin bana zarar vereceğini düşünecek noktaya gelmiştim. Barış ve Gül teyze anlıyorsa demek ki herkes anlayabilirdi, anlamayan varsa bunu gıcıklığına yaptığını düşünüyordum. Bakımsız tırnaklarımı inceledim. Artık kesmek yerine kemirerek yoluyor, kısaltıyor bazen kanatabiliyordum. Artık Barış ile buluşacakken bile duşa girmediğim, sadece saçımı yıkadığım günler oluyordu. Ojelerimi çöpe atmıştım. Kıyafetlerimi yıkamayı unutuyor, günlerce makinanın içinde durduğu oluyordu.

Fanustaki Balık✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin