18.Varlığın Yok Oluşu

46 6 62
                                    

Multimedya: Alvina Günev

#Gothurted-Hopeless

🕳️

Dolmuş gözlerimle ona bakıyor, bakışlarımı gözlerinden çekemiyordum.

"Konuşsana Barış." İşaret parmağını bana yöneltti.

"Tamam," Dedi dudaklarındaki gülümsemeyle, ama bu gülümseme bildiğim o sıcak gülümsemeden uzaktı.

"Yanımdaki bu kadın, eşim Hilal Yılmazay. Şimdi sen tanıtacak mısın kendini bize? Böyle hesap soran kadın kim, biz de merak ediyoruz." Kendimi tutamayarak Barış'a tokat attığımda eşim diye tanıttığı kadın Şokla aramıza girdi. Barış ise yanağını tutmuş, yana düşmüş başını kaldırmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Kim oluyorsun da ona vurabiliyorsun?" Sinirle gülüp kadına saldırmaya yeltenmiştim ki Nazlı beni apar topar yakaladı ve kadından uzaklaştırdı.

"Kim mi oluyorum? Sevgilisiyim ben. Yaklaşık bir senedir kocam dediğin adam benimle vakit geçiriyor. Seni de, beni de kandırmış." Nefes nefese kalmış halde Barış'a baktım. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.

"Ne oluyor burada?" Gökhan kafeden çıkmış benim yanıma gelmişti. Bundan yüz bulan Nazlı beni bırakır bırakmaz kadını da bir yana ittim ve Barış'ın göğsüne ard arda vurmaya başladım. Aynı zamanda durmadan gözyaşı akıyordu gözlerimden. Beni çekeleyen Hilal'di. Gökhan ve Nazlı'nın şu an şokta olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Barış... Barış, yalvarırım şaka yapıyorum de. Barış, yalvarırım sana bunu yapmadım de." Hareketlerim durdu. Başım göğsüne yaslandı. Kazağını sıkı sıkı tutuyor, ayakta kalmaya çalışıyordum. Saçlarımda bir kavrayış hissettim.

"Kızım sen bela mısın? Kimsin nesin, defol git." Benim hiçbir şey yapmama gerek kalmadan Nazlı'nın sesi duyulmuştu.

"Bırak arkadaşımın saçlarını, seni mahvederim." Saçlarımdaki parmaklar çok geçmeden uzaklaştı. Arkada bir gürültü koptu. Nazlı'nın Hilal ile kavga ettiğini tahmin ediyordum ancak gözümü bir an olsun kırpmadan Barış'a bakıyordum. Başka bir yere bakmaktan ve onun kollarım arasında kaybolmasından korkuyordum.

"Kızlar, kendinize gelin." Bu da Gökhan'ın sesiydi. Onları ayırmaya çalışıyor olmalıydı. Nefes almaya çalıştım. Diz kapaklarım titriyordu. Üzerimde Barış'ın aldığı elbiseyle, bugün Barış'ın eşim diye tanıttığı kadın ile karşılaşmıştım.

"Barış..." Dizlerim üzerine düşecekken elleri dirseklerimi kavradı ve benim ayakta kalmamı sağladı. Ancak bu ayakta kalmak sadece bedenen gerçekleştirebildiğim bir eylemdi. Ben bitmişti, ben... Dağılmıştım. Ben kalpsiz kalmıştım. Kalbim Barış'taydı ve geri alacak cesaretim yoktu. Dünyam gittikçe kararmaya başladığında dirseklerimdeki tutuşunun sertleştiğini hissettim. Düşmemem için daha da sıkı tutmaya başlamıştı.

"Barış, beni hiçbir zaman bırakmayacağını söylemiştin." Onun gözlerinin içine son baktığımda bakışlarındaki soğukluk beni bir yıl öncesine götürdü. Üşüdüğüm zamanlara... Tir tir titremeye başladığımda Barış'ın kollarında yığılmıştım.

🕳️

İçimdeki üşümeyle titreyerek yataktan sıçrayarak uyandığımda parmak uçlarımın buz kestiğini fark ettim. Üzerimdeki battaniyeyi atıp odamdan çıktım. Üzerimde hala beyaz elbisem vardı. Çıkartma gibi bir düşüncem yoktu. Çıplak ayak odamdan çıkıp oturma odasına yöneldim. Gökhan ve Nazlı odada uyuyordu. Kapıyı tıklattım sertçe. İkisi aynı anda yerinden sıçradığında mırıldandım.

Fanustaki Balık✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin