20.Gölün İçindeki Balığa Veda

132 7 61
                                    

Multimedya:Alvina Günev

#Aron Wright-I Surrender

🕳️

Sarı saçlı kadın sabırsız adımlarla apartman girişine geldi ve arkadaşının dairesinin zilini çaldı. Dakikalar geçmesine rağmen kapı açılmadı. O esnada arabayı park eden arkadaşı da yanına geldi.

"Açmıyor mu kapıyı?" Kaşları çatıktı. Arkadaşı için endişeleniyordu.

"İki gün geçti, açsın açmasın bir şekilde içeri girmek ve ona sarılmak istiyorum Gökhan. Beni kolumdan tutup dışarı da atsa gitmeyeceğim bu kez. Doldu yalnız kalma süresi. Ne Barışmış... O Barış denen adamı da elime geçirirsem döveceğim. Evli barklı adam kalk sen arkadaşımla... Bir sene birde. Sabır." Gökhan arkadaşını kenara itip zile parmağını yasladı ve hiç çekmeden öylece durmaya başladı.

"Neyse ne, Alvina iyi olsun da. Barış'ın çaresine sonra bakarız. Sen aldın mı Alvina'nın en sevdiği tatlıyı?" Nazlı poşeti tutan elini havaya kaldırdı ve salladı.

"Evde mi değil acaba? Niye açmıyor kapıyı?" Birden Nazlı'ya baktı.

"Kendine bir şey yapmamıştır, değil mi Nazlı?" Kadın birden omzuna vurdu arkadaşının.

"Kötü kötü şeyler söyleme, nasıl gireceğiz içeri onu düşün." Gökhan yüzünü sıvazladı ve endişeli sesini saklama gereği duymadan mırıldandı.

"Şu Barış denen adamın yanına mı gitti acaba? Evde olmadığı besbelli, evde olsa açardı kapıyı." Kadının omuzları düştü. Burada böyle kapıyı açıp boş evle karşılaşarak vakit kaybetmeleri gereksizdi. O an aklına gelen detay ile birden hararetle konuşmaya girişti.

"Hilal! Hilal mimarlık. Orada çalışıyor bu adam. Bir şekilde ulaşıp sorabiliriz." Gökhan oyalanmadan telefonunu çıkarıp internet üzerinden ofisin numarasına baktı. Hiç beklemeden telefon işaretine basıp kulağına götürdü. Aynı zamanda burun kemerini sıkıp sakinleşmeye çalışıyordu ki telefon çok geçmeden açılmıştı.

"Hilal mimarlık, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Barış Yılmazay ile görüşebilir miyim?"

"Kendisi şu anda ofiste değil efendim, dilerseniz sizin için bir randevu ayarlayabilirim." Gökhan sinirle telefonu fırlatmamak için kendini sıkıp sakinleşmeyi diledi.

"O zaman bana onun özel numarasını ver. Onunla görüşmem gerekiyor."

"Maalesef, özel numarasını vermem mümkün değil." Nazlı, Gökhan'ın gözlerinin kızardığına şahit oldu. Kalbinin sıkıştığını hissetmesiyle elini kalbine yasladı ve diğer eliyle de duvardan destek aldı.

"Numarasını almazsam, oraya polis ile geleceğim. Arkadaşım kayıp ve yanında olabileceğinden şüpheleniyorum. Numarayı vermezseniz işler daha da karışacaktır. Polislerle değil de Barış Yılmazay ile halletmek istiyorum." Bir süre sessizlikten sonra kadın pes ederek mırıldandı. Eğer böyle bir kargaşa çıkarsa Barış Bey'den azar yeme düşüncesi onu korkutmuştu.

"Size iş için kullandığı numarasını vereceğim." Diyip numarayı söylediğinde telefonu kapamışlardı. Gökhan söylediği numarayı aramaya başladığı an yanındaki kadın telefonuna uzandı.

"Ben konuşayım mı? Lütfen." Bakışları bayıktı. Ayakta zor duruyor gibiydi. Telefon üçüncü çalışta açıldığında Nazlı'nın parmakları arasındaydı.

"Alo, Barış Yılmazay ile mi görüşüyorum?" Eşi ile bir lokantada yemek yiyen genç adam kaşlarını çattı. Öğle yemeğinde iş telefonunun aranması hoşuna gitmesede aramaları mecburen cevaplıyordu.

Fanustaki Balık✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin