10.İnsan Kalmayı İstemek Cesaret İşidir

77 9 87
                                    

#Can Ozan&Deniz Tekin-Baktın Olmuyor

🕳️

"Söylesene, nasıl gidiyor hayatın?" Nazlı bağdaş kurmuş, bana pür dikkat bakıyordu. Sanki gözlerini kırpsa söyleyeceklerimden birini duymayacakmış gibi diken üzerindeydi.

"Niye bu kadar merak ediyorsun?" Kucağındaki yamuk tabağı içindeki mısırların düşmemesi için düzeltti.

"Ben her zaman meraklıyımdır, bunu bilmemek senin ayıbın." Dedi suratıma sahte kınayıcı bakışlar atarken. Gözlerimi kıstım.

"İşte sömestr tatilindeyiz falan. Kaldığım derslerin bütünleme sınavlarına girdin kurtuldum derken böyle geçti günlerim." Gözlerini kısıp mısır kasesinde üç beş tane mısır aldıktan sonra onları suratıma doğru attı.

"Ne gıcıksın. Aşk hayatını soruyorum. Anlat azıcık ya, minicik." Baş parmağı ile işaret parmağını aralarında ufacık boşluk kalana kadar yakınlaştırdı.

"Barış'ı niye bu kadar merak ediyorsun anlamıyorum?" Bana attığı mısırları kucağımdan alıp ağzıma attım.

"Merak ettiğim şey Barış değil aslında, sen ve Barış. İlişkinizi merak ediyorum. Gıybet yapalım, anlat azcık." Kendimi tutamayıp güldüm.

"Tamam tamam, yani şimdi öncelikle çok yakışıklı." Heyecanla ellerini çırptı.

"Instagram hesabı var mı?" Dudak büktüm.

"Koskoca mimar,instagrama gönderi atmakla mı uğraşacak? Şirketin hesabı var ama. Orada var birkaç fotoğrafı, bak göstereyim." Sehpaya uzanıp telefonumu aldım ve takip ettiğim profile girip aradan Barış'ın olduğu fotoğrafı buldum. Takım elbiseliydi ve yanında iki üç tane adam daha vardı. Ekranı Nazlı'ya çevirdim ve tırnağımdaki neredeyse kalmamış ojeyi kemirerek konuştum.

"Tam ortada duran, kıvırcık saçlı." Dudakları kıvrıldı ve bir süre bakıp telefonu bana uzattı.

"Bayağı da yakışıklıymış kız, durdun durdun turnayı gözünden vurdun vallahi." Omzuma vurdu dostane bir tavırla.

"Şu taktığın sarı bereyi o aldı değil mi? Hep soruyorum onayla artık, içimde kaldı." Telefonun ekranını kilitleyip yeniden sehpaya bıraktım.

"Nazlı..." Diye mırıldandım sorduğu soruyu es geçerek.

"Ben her zaman balık olmayı istiyordum ya, eğer balık olursam Barış'tan ayrılmam gerekecek. Değil mi?" Dudaklarını ağzına hapsetti ve kucağındaki tabağı sehpaya koyup bana baktı.

"İnsansın sonuçta şu an. Neden insan olmayı, sevmeyi denemiyorsun?" İnsna kalmayı istemek, cesaret işi. Benim o kadar fazla cesaretim yok.

"Dünyada bu kadar kötü insan varken, nasıl insan olmayı sevebilirim." Ocak ayının soğuğuna rağmen evim sıcaktı, babamlar eskisine nazaran biraz daha fazla para gönderebiliyordu. Kendilerini mi sıkıştırıyorlardı yoksa babam zam mı almıştı maaşına, bilmiyordum. Eskisi gibi ilgilenmiyor, soramıyordum. Kafam doluydu ve yapmak istediğim tek şey yatıp uyumak ya da Barış ile vakit geçirmekti. Eskiden ders çalışıp seminerlere katılan ben, finallerde ve bütlerde çok zorlanmıştım. Son yılın sadece bahar dönemi kalmışken niye bu kadar salmıştım her şeyi bilmiyordum ama duşa girip temizlenecek isteği ya da ojelerimi yenileyecek keyifli bile kendimde bulamıyordum.

Barış ile tanışalı üç ay olmuştu. Sevgili veya arkadaş... Aramızdakinin bir adı yoktu. Sadece araba sürüyorken onu izlediğimde içimde 'izlerken yakalanma' korkusu yoktu. İstediğim zaman, istediğim kadar bakabiliyordum. Gözlerimi ayırmadan baksam dahi, doya doya bakamıyordum. Ne kadar bakarsam bakayım, ona doymuyordum. Bakışlarımı ondan ayırır ayırmaz onu özlüyor ve üşümeye başlıyordum. Beni ısıtanın, onun varlığı olduğunun farkındaydım.

Fanustaki Balık✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin