Okula geldiğimiz de direk sınıfa çıktım ama Burak'lar çoktan sınıfta yerlerini almışlar ve yine gizlice birşeyler konuşuyorlardı. Onlara hiç bakmadan sırama oturdum ve dersin başlamasını bekledim içeriye bir çocuk girdi bizden büyük olduğu her halinden belli oluyordu ve ayrıca 9. Sınıf olmayacak kadar havalıydı da hatta okulun en havalı çocuğu bile diyebilirim Burak'ın yanında ki kızın gözleri birden açıldı ve direk ayağıya kalktı. Ne yapışık bir kızdı öyle. Çocuk kızı geçip Burak'ın yanına geçti ve konuşmaya başladı çocuk anlattıkça Burak daha çok gülmeye başladı demek onun işine gelen birşeyler söylüyorlardı. Daha sonra Burak'ın yanında kız sesli bir şekilde bir şartla dedi havalı çocuk ona soru sorar gibi baktı. -Benimle bir hafta çıkarsan. Çocuğun gözleri şaşkınlıkla açıldı daha sonra bu bakışlar aşağılayıcı bir hal almaya başladı ama kız hiçbir tepki vermeden sadece yüzüne bakıyordu. Burak araya girdi kıza bakarak saçmalama dedi ve -karşılığında bize birşey vermezsen yapamayız dedi çocuk cüzdanına uzandı Burak tam o sırada kahkaha atmaya başladı daha sonra ciddileşti ve çocuğa dik dik baktı -senin parana ihtiyacımız olduğunu mu düşünüyorsun? İstediğimiz birşeyi yapacaksın anladın mı? Çocuk iyice sinirlenmeye başlamıştı tamam der gibi kafasını salladı. Burak'ın yüzünde tekrar bir gülümseme oluştu ve 3. Ders bizden haber bekle dedi çocuk kafasını sallayıp çıktı sınıftan. Mert olaylara hiç karışmamış veya yorum yapmamıştı. Sadece arkadan onları izlemişti aslında içlerinde en çok o temiz kalpliydi biraz saftı ama iyi biri gibiydi. Hoca sınıfa girince herkes sırasına oturdu. Arka sırada Burak'lar o kadar ses yapıyordu ki hoca yer değişikliği yaptı ve bilin bakalım ne oldu evet Burak yanıma oturdu. Derse kendimi tam kaptırmışken Burak'ın sesini duydum -o kalemi yemeye devam etmeyeceksen alabilir miyim kalemim yokta dedi şaşkın bir şekilde ona baktım daha sonra ağzımda ki kalemi uzattım ve teşekkür edip kağıda birşeyler yazmaya başladı. Bende çaktırmadan ne yazdığına baktım yazısı o kadar kötüydü ki hiçbirşey anlamadım. Zil çalınca yanımdan hızlıca çıktı ve aşağıya indi arkasından mert ve o kızda. Çok merak etmiştim mert ve o kızın peşinden aşağıya indim okulun arkasına gidiyorlardı. Sessizce duvarın arkasına saklandım mert ve o kızın ne yaptığına bakarken arkamda birini hissettim. Döndüğümde Burak bana bakıyordu -kalemin bende kalmış onu almaya geldin sanırsam. Şoka uğramış bir şekilde sadece Burak'a bakıyordum benim onları takip ettiğimi nasıl anlamıştı. Kalemi elinden aldığım gibi hiçbirşey demeden sınıfa çıktım. Zil açılınca sınıfa geri girdiler ve yanıma yine oturdu. Bu sefer elinde kağıtlar yoktu ben deftere birşeyler karşılarken sessizce -sana birşey teklif edebilirmiyim?diye sordu . Kafamı çevirip ona baktım konuşmaya devam etti- bir planda bize yardımcı olur musun? -ne planı diye sordum. Güldü ve plan işte dedi bu sefer de gülümsedim -benim sizin gibi kötü biri olduğumu nerden biliyorsunuz -kötü kötüyü nerde görse tanırmış bilmiyor musun dedi. Kafamı hayır der gibi salladım -kim demiş bu sözü. Burak biraz daha gülmeye başladım -ünlü filozof Burak özen. Şimdi ben kahkaha atıyordum. Burak bana doğru baktı -bu evet anlamına mı geliyor? -kafamı evet anlamında salladım ne kaybederdim ki en azından belki bu çocuklarla arkadaş olurdum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA İHTİYACIM VAR
Novela JuvenilPlandan başka birşey bilmeyen ve herkesin arkasından bir iş çeviren bir çocuk ve onun için herşeyi yapabilecek bir kız tek sorun plancı çocuğumuz aşka inanmıyor 😊