18. Bölüm: Mezuniyet

1.7K 97 6
                                    

Sabah uykumu almışlığın verdiği rahatlıkla uyandığımda esneyerek kendime gelmeye çalıştım. Eve taşındığımızdan beri neredeyse her gün toparlanacak bir şeyler çıkıyordu. Taşınmanın bir kötü yanı da buydu işte. Sürekli bir yerlerden bir şeyler çıkıyordu.

Bu aralar kafe de ayrı bir doluydu. Tabi iyiydi dolu olması ama biz yoruluyorduk işte. Allahtan diğerlerinin okulu bitmişti de hiç yalnız kalmıyordum. Sürekli birlikteydik.

Bugün ise büyük gündü. Akşam mezuniyet töreni vardı. Önce okulda kısa bir diploma töreni olacaktı. Ardından da iki ünlünün katılacağı bir konser yapılacaktı. Bildiğim kadarıyla konser de okulda olacaktı.

Daha önce mezuniyet törenlerinde konser olduğunu duymamıştım ama sanırım bu sadece kendi bölümlerine ait bir konser olacakmış. Diğerleri gelmek isterse biletle giriş yapabileceklermiş. Yani Umuttan öğrenebildiğim kadarıyla böyleydi.

Yataktan kalkmadan önce komodinin üzerindeki telefonuma uzanıp saate baktım. Daha dokuzdu. Öğleden sonra kızlar gelecekti ve onlarla hazırlanacaktık. Yerimden kalkıp yatağımı topladıktan sonra odamdaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltıdan sonra duşa gireceğim için üstümü değiştirmeden odamdan çıktım.

Etraftaki sessizliğe bakılırsa annem ve Eren daha uyuyordu. Oturma odasına geçtiğimde Erenin televizyon karşısında oturduğunu görünce şaşkınlıkla ona baktım.

"Yakışıklım?" diye mırıldandım yanına oturup onu öperken. "Napıyorsun burda sessiz sessiz?"

"Sizi uyandırmamak için sessiz sessiz televizyon izliyordum" dedi gülümseyerek.

"Oh, kuzum benim" dedim bir kere daha yanaklarından öpüp. "O zaman birlikte kahvaltı hazırlamaya ne dersin?"

"Olur" dedi sırıtarak ve ayağa kalktı. Ben de televizyonu kapatıp arkasından kalktım. Birlikte mutfağa girdiğimizde ilk önce demliğe su doldurup ocağa koydum. Ardından dolaptan çıkardığım kahvaltılıkları Erene uzatıp masaya koymasını istedim. Tüm kahvaltılıkları çıkardıktan sonra domates ve salata çıkarıp doğradım.

Çay demlenirken iki tane büyük patates çıkarıp soydum ve doğradım. İyice yıkayıp tuzladıktan sonra kızgın yağın içine alttım.

Kahvaltımız tamamen hazır olduğunda Erenle birlikte ortaya çıkardığımız şahesere baktık. Güzel olmuştu. Bunca yorgun günün ardından hepimiz haketmiştik güzel bir kahvaltıyı.

"Hadi, koş annemi çağır bakalım" dedim Erene. Mutfaktan koşarak çıktığında ben de çay bardaklarımızı çıkarıp tezgaha koydum. Eren çay içmediği için ona bir bardak şeftali meyve suyu koydum.

Erenle birlikte mutfağa gelen annemi görünce gülümseyerek yanaklarına sıkı sıkı öpücükler kondurdum.

"Günaydın, annem."

"Günaydın, güzel kızım" dedi şefkatle yanaklarımı okşayıp.

"Buyrun, Sevgi sultan" dedim sandalyesini çekip. Gülerek yerine oturunca ben de çaylarımızı doldurup yanlarına geçtim.

"Hayırdır? Nerden geliyor bu neşe?" dedi annem imayla bana bakıp.

"İçimden geldi" diye mırıldandım omuz silkip. "Hem aşk olsun, ilk defa mı hazırlıyorum sana kahvaltı?"

"Neden kahvaltı hazırladın demedim ki" dedi sırıtarak. "Nerden geliyor bu neşe dedim. Maşallah yüzünde güller açıyor."

"Akın abinin mezuniyetine gidecek ya ondan bence, anne" dedi Eren de sırıtarak.

Kadere BakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin