Vampir Sevgili

Okul Çıkışı

Soğuk bir kış günü okuldan çıkmış yine evime yürüyordum. Havanın yağmurlu olmasından olacak ki saat daha  17.00 iken hava kararmaya başlamıştı. Kulaklığim da kulagimdaydi. Erkek arkadaşım pardon ESKİ erkek arkadaşım Sebastian'in beni aldatması yüzünden ayrilmistik.  Canım yanıyordu tabii ki ama dışa vurmuyordum. Bunu başkalarına gösterip kendimi onlara acıtmak,  gözlerinde küçük görünmek istemiyordum. Eğer ben Isabelle Mary Sunshine isem. Güçlü kalacaktim.

Ben bunları düşünürken ara sokağa dalmışım.  Farketmemistim. Korkmuyordum ama arkamdan gelen seslere de kulak vermemek oldukça aptalca olurdu. Resmen bir şey beni takip ediyordu. Insan olduğundan bile emin değildim.
                 Nedenini bilmiyorum ama içimdeki bir ses bana kosmami söyledi.  Eve koşarak girdiğimde küçük erkek kardesim Christian bana bakıyordu.  Gözlerinde " Bir şey mi oldu? " sorusu vardı. Ben ise nefesimi düzene sokarak " Hey Chris, Naber? Okuldan geliyordum ve köpek kovaladı. Neredeyse beni yakalıyordu!  Çok korktum ufaklık. " dedim ve gülümsedim. Christian ise hiç kendini bozmadan " Sen köpeklerden korkmazsin. " dedi. Haklıydı.  Korkmazdim hatta çok severdim.Bu kucucuk çocuk ne kadar zekiydi. Aynı ablası gibi .(!) " Christian daha fazla soru sorma ki sana şeker alabileyim. " Çikolata deyince hemen güldü ve içeri gitti. Ben ise 2. katın en sonundaki olan odaya yani odama çıktım. "

        Sabah kalktigim zaman saat 8.15 di.Dersim saat 8.40 da başlıyordu ve benim hazirlanmam en az 1 saat sürüyordu.  Tanrım inanmıyorum. Geç kalmıştım. Hemen üstüme bir şey giyip çıktım.  Merdivenlerden bağırarak iniyordum. Ayakkabimi giydim ve koşmaya başladım. Okulun kapısına vardigimda saat 8.45 di. TEKRAR geç kalmıştım.

      Ders kimyaydi. Sınıfa girdiğimde sansliydim.  Mr. Elijah daha girmemişti. Hemen yerime oturdum.Iki dakika sonra Mr. Elijah ve bir çocuk geldi. Mr. Elijah yanındaki çocuğu tanıtmaya başladı " Günaydın arkadaşlar.Yanimdaki arkadaşınızın adı Justin.  Ve evet hadi Justin kendin  kendini anlat." Justin denilen serseri tipli çocuk konusmaya  başladı" Justin Drew Bieber. 20 yaşındayım. Kanada'dan geliyorum. Neden yaşın 20 diye sorarsanız ki sormayın çünkü ilk ve son kez söyleyeceğim sınıfta kaldım ve okuldan atıldim. Tavsiye istiyorsanız benimle uğraşmayin,takilmayin.  Kızlar sıra size gelirse aşık olmayın.Caninizi acitirim. " dedi ve oturacak sıra bakmaya başladı. Her yer doluydu yanımda oturan George baktı ve kalkmasını emretti. George Hayır dedi ve aman Tanrım onun gözlerine ne oldu!? Bal rengi gözlerinin rengi açıldı. Şaşkınlığımi sanırım gizleyemedim ki dönüp bana baktı ve " Ne var? " dedi. George ise kalkıp gitmişti. " Gözlerin... Onlar ne renk? " "Sanane? İşıne bak." dedi. Resmen kestirip atmisti.

              Ders bitiminde dolabimin olduğu yere gittim. Birkaç kitap aldım. Dolabimin içerisinde Sebastian ve benim fotografim asiliydi. Bize baktım. Güzel ve eğlenceliydik. Duygusallasmaya gerek yoktu. O beni tercih etmemişti benim onu tercih etmeme gerek yoktu. Resmi alıp yirtmaya çalışırken elimden düştü. Hiç beklemediğim biri ise o resmi alıp tuttu. " Hoş resim" dedi. " Hoş falan değil. " "Bak az önceki derste fazla kötü davrandim. Afedersin. " "Önemli değil. Alışkınim öyle tiplere. " " Nasıl tiplere?" " Burnu havada olan tiplere.Her neyse.  Gözlerin...  Hala bir cevap vermedin Justin." "Genetik " dedi ve göz kirpti. Ben ise gülümsemekle yetindim.  Kesinlikle bunun altında bir şey vardı.