The Carrie Diaries

461 18 2
                                    

Hatırlatma

"Evet!  Nerede kalmıştık . Heh ne kadar kalacaksın? " Nathan utanmısti. Nedenini bilmiyorum. Sonunda konuşmaya başladı "2 Hafta buradayım ancak ondan önce sana bir şey itiraf etmem lazım. " Basımı aşağı yukarı sallamistim. Evet Nat?" " Isabelle ben... ben...

Nathan'in bana dediğinden önce söyle  bir şey anladım: Arkadaşımızı kendimiz secemiyoruz. Nathanla tanıştığım zaman ikimiz de 5 yasindaydik. Nathan'in dediğine dönersek;

"Isabelle ben... ben... kızlardan hoşlanmıyorum. " Evet az önce çocukluk arkadaşım bana gay olduğunu söylemişti. Londra'da böyle şeyler normaldir ancak birden duyunca yine de sasirirsiniz. Sonuçta Irklarimiz farklı olsa da biz de İnsanız. Kendimi toplarlayarak "Pekala. " diyebilmistim. Şaşırmış ve sevinmisti. Geldi ve kocaman sarıldı. " Isabelle çok teşekkür ederim! ! Sen duyup  beni kovmayan tek insansın. " dedi.Zorla gulumsedim.

Iki saat sonra;

Su an Nathanla oturmuş film izliyorduk. Eskiden olsa cekinirdim ancak o şimdi bi erkek değildi. Yani erkekti ama  bana aşık olamazdı . Aklıma The Carrie Diaries geldi. Orda bir çocuk vardı ve arkadaşları çok Iyiydi. Şu anki oturus biçimimizi Justin görse onu aldatiyorum sanirdi . Çünkü Nathan'in kolları benim belimdeydi. Dış kapı açıldı ve Justin'in geldiğini anladım. Endiselenmistim çünkü Justin. ..  Lanet olsun Justin, Nathan'i yere yatırıp vurmaya başlamıştı. Bir vampirin elinin ağırlığını tahmin etmissinizdir. Justin sırayla "Benim -yumruk - kızıma -yumruk- dokunmak ? Yumruk. " En sonunda bağırarak "Justin lanet olun Nathan kızlardan hoşlanmıyor!! " diyebilmistim. Justin sarı gözlerini üzerime çevirdi.  "NE? " diyebilmisti. Gözleri eski halini aldığında sakinlestigini anlamistim. Nathan'a dönerek "Dostum çok özür dilerim . Be-Ben cidden tanrım cidden bilmiyordum. " dedi.  Yüzündeki kanı görmüştü. Kendini tutamayabilirdi. Onu içeriye gönderdim. Nathan'dan bir de ben Özür diledim.

Ertesi Gün

Nathan bugün gidiyordu. Justin kaç kere Özür diledi bilmiyorum ancak çok uzuldugu belliydi. Justin'e kizgindim. Nathan gittikten sonra geldi ve arkadan bana sarıldı "Özür dilerim. .." diyebilmisti.Sinirlenmistim. Aslında tam olarak sinirlenme değildi. Uzulmustum. Sinir ve  üzüntü karışımı evet tam yaşadığım duygu! "Justin bana güvenmiyor musun? " demiştim. Birden bire cikivermisti ağzımdan.Justinin ise  yüz hatları gerilmisti "Isabelle sana elbette güveniyorum. Ancak öyle gördüğüm zaman...Işte hangi sevgili olursa olsun kıskanır. " Kıskanmak . Bir erkek tarafından kiskanilmak çok hoşuma gitmisti . Sevinmistim. Justin ise hala arkamdan sariliyordu. Arkami dönüp Justin'in yanağına masum bir öpücük kondurdum. O da beni öptü. Bana yaklaşırken o kadar nazik davranıyordu ki.. Nasıl desem sanki hiç İncitmek istemiyor gibi.

Üç ay sonra;

( Isabellenin ağzından devam )

" LANET OLSUN JUSTIN DEFOL GIT SU EVDEN!  SURATINI DAHI BIR DAHA GÖRMEK ISTEMIYORUM.  DEFOL ARTIK DURDUGUN KAPAHAT !" "Isabelle durduk yere böyle şeyler yapman oldukça saçma. Kendine gel." Justin sakinligini korurken ben korkumdan Justinden ayrılmak istiyordum . Çünkü bizi arayıp duran gizli numara eğer Justinden ayrilmazsam onu öldürecegini söyledi. Onun ölümünü görmektense, onun yokluğunu hissetmektense ondan ayrilirdim daha iyi. "Isabelle. ..Bana doğruyu söyle. " beni daldigim yerden ayıran Justin'in kadifemsi sesi olmuştu. Tükenmiş bir şekilde konuştum. " Justin... Get . Lütfen. " Ağlayarak söylemiştim. Justin ise sadece kafasını salladı ve kapıdan gidişini izledim.

Justin gittikten sonra;

Yaklaşık 5 dakikadır onun arkasından bakıyorum telefon sesiyle ayildim. "E-Efendim?  " Gizli numaraydi.Yine. "Yaptığın şey sonucunda Justin'in kurtardin ancak kendin? Kendini kurtaramazsin Isabelle ..." Sasirmistim " İstediğini yaptım!  Justin artık benimle ugrasmayacak ! Daha ne istiyorsun? ! "  "Seninle tanismayi çok isterim.Isabelle..." ' Lanet olsun adres ver seni salak!"  " Shhh sakın bana öyle hakaret etme  ... Sevgilinin canını yakmak istemem.  42 dakikan var. Eğer 43 olursa , Sevgilin ölür. "  Adres bilmediğim bir adresti,  hemen bir taksiye bindim. Taksicinin getirdiği adres orman içinde eski püskü bir evdi. Taksideyken saate baktığımda daha 10 dakika olduğunu gördüm .Rahatça yürümeye çalıştım.Nefesimi düzene sokup içeri yavaş yavaş yürümeye başladım. Işıklar yanmiyordu. Tek duyduğum ses ise alkış sesiydi . Korkum arttığı zaman bu kişinin kim olduğunu görmeye çalıştım. Yüzüne ay ışığı vurduğu zaman bunun Avan olduğunu anladım . Ancak bu Justin'in en yakın arkadaşı değil miydi?

Vampir SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin