Vampir Sevgili

Isabelle, I don't want to lose you . ( Episode 20)

Hatırlatma

Ders başlamıştı ve herkes yavaş yavaş kendini anlatıyordu. Bana sıra gelmişti ve kendimi anlatmaya başlamıştım. Herkesin dikkati üzerimde iken kapı açıldı ve " Afedersiniz , geç kaldım. " diyen bir Bieber kapıdaydi. Onu görünce gözlerim tekrar dolmuştu çünkü o bal rengi gözlerini bana çevirmiş,  bakıyordu. Soyadimin söylenmesi ile irkildim ve kendimi anlatmaya devam ettim. Teneffüs ziline az kalmıştı. Ve evet.Caldi. Arkadaki Bieber ise kulağıma eğilip "Kader ayrilmamizi istemiyor Isabelle..." demişti. Ben ne yapacaktim?  Bilmiyorum.

Onu ittirip yoluma devam  etmeye çalıştım ancak kolumdan tutup beni ona çevirmeye çalıştı. Başarılı da olmuştu aslında . Oldukça normal bir sesle "Justin bırak. " dedim. Sesim normaldi çünkü siniri içimde yasiyordum. "Isabelle bak dinlemek zorundasın. " dediği an onu birkez daha ittirdim. "Justin gitmeme izin ver." dedim sinirle tıslayarak. " Isabelle kötü çocuk olmamı mi istiyorsun? !" Kötü çocuk mu? Sen mi Bieber?  Elbette bunu söylemedim. En büyük silah suskunluktur ben de onu seçtim. Onu affetmeyecektim. Derin bir nefes alıp , ayakkabılarımin topuklarini yere vurarak yürüdüm.  

  Koridordan geçerken panoda asılı bir haber gördüm. Açılış partisi duzenlenecekmis. Eğer Allison olsaydı giderdik ancak o yoktu. Ben orada durmuş haberi okurken yanıma elleri cebinde saçları hafif dağınık ve siyah,  gözleri ise maviydi.  Çocuk haberi okurken ben onu izliyordum. Anlamış olacak ki "Beni izlemeye devam mı edeceksin? " dedi gülerek.Yanaklarima akın eden kan sonucunda kizardigimi anladım "Şey ben... ben sadece... yani... " daha sesli güldü. " Sorun değil güzelim. Senin gibi bi güzellik izliyorsa bu benim için bir zevktir. " dedi göz kırparak. Gülümsedim. Tekrar konuştu "Partiye gelecek misin? " "Evet, olabilir ancak gidebilecek kimse yok yani arkadaşım yok." dedim bunalmis bir şekilde.  " Benimle gelmek istersin diye düşünmeye başladım. " ikimiz de gülümsedik.  "Evet isterim ... " adını merak ediyordum. Aklımı okumuş gibi cevap verdi "Tyler . " dedi tekrar gülümseyerek "Isabelle ancak Isabel dersen sevinirim " dedim ve uzattığı eli sıktım. Zil çalmış herkes çoktan sınıflara dağılmısti ancak biz hala konuşuyorduk.  Benim dersim beden eğitimi idi.Yani rahattim. Tyler'in ise kimyaymis. Tam gidecektik ki bizi izleyen bir Bieber ile karşılaştım. Sasirmadim diyelim. Hızlıca yanıma gelip kolum tuttu ve kim o? Adı ne? Isabelle yenisini ve kendini koruyamayacak kadar kırılgansin. " " Sanane Bieber?  Sana noluyo?  Arkami kollayacak bir ailem var." " Ben de senin ailenim Isabelle..." bunu söylerken yaklasmisti.  "J-Justin bırak. " sürekli bunu söylüyorum çünkü o yaklasinca kendimi tutamayabilirim. Biliyorsunuz. Justin sinirle hirladi "Isabelle ne yaparsan yap, ancak Tyler 'dan uzak dur.Ona yaklaşma. Isabelle seni kaybetmek istemiyorum. " Sasirmistim ama takmadim. Tekrar kiskaniyordu.

Parti zamanı;

Tyler ile gelmistik. Evet ancak gözleri sürekli üzerimdeydi. Daha doğrusu bacaklarimdaydi. Yerimde rahatsızca kipirdandim. "B-ben gitsem iyi olacak " dedim.  Ancak sessizce söyledim ve beni görmeden dışarı çıkmam benim için bir avantaj olmuştu. Evime gitmek için taksi arıyordum ki agzimda bir baskı hissettim ve sonrası karanlık...