She Don't Like The Lights

419 15 1
                                    

Hatırlatma

Uzun cabalarim sonucunda ( biraz da tehdit sayesinde ) Allison'dan yeri ogrenmistim. Gittiğim zaman gördüğüm manzara hiç hoş değildi. Isabelle, Sebastian'in omuzlarına çıkmış, atliyordu. Gülüyordu. Benim yanımda gelmesi gerekirken, onun yanında Gülüyordu. Bileklerindeki dövme o kadar büyüktü ki buradan belli oluyordu "Forget Forever..."

( Justin'in ağzından devam )

Isabelle suya atladı ve sudan çıktığı zaman gözlerini beninkilerle buluşturdu. Sebastian bir şey söyleyip havuzdan çıktı. Ben ne mi yapıyordum? Sadece bulunduğum yerde duruyordum.Isabelle asık suratı ile soyunma kabininden çıktı.Sebastian'a baktığım zaman o da havuzdan çıkmıştı. Beraber arabaların olduğu yere gittiler. Arabaya binmeden arkalarından koştum ve Isabelle'nin kolundan tutup bana dönmesini sağladim. Sessiz konuşmaya çalışarak "Isabel konuşmaliyiz. " dedim. Dalga geçer gibi güldü. Yanında Sebastian vardı. Sebastian'a dönüp kulağına bir şey soyledikten sonra alt dudagini disledi ve gülümsedi. Sebastian ise arabaya bindi ve gitti. O gittikten sonra bana döndü ve 'Ne var Bieber? " dedi. " Isabelle bu konuyu evde konuşsak ? " tekrar güldü "O eve tekrar girebilecegini mi zannettin ? " dedi. Canım yanmıyor değildi. Derin bir nefes aldım ve tekrar konuştum " Kafe? Uygun mu? " dedim. Onaylandıktan sonra gitmek için yola koyulduk. O telefonu ile uğraşırken ben onu izliyordum. Makyaj yapmış ve saçını boyatmisti. Sacinin uçları su yesiliydi. Gülümsememe engel olamadım. O ise bana bakmamaya gayret gösteriyordu.

Yolda kararımızı - daha doğrusu kafe yerine - değiştirip Starbucks'a gelmiştik.Ikimiz de birer kahve alıp masaya oturmustuk.

Isabelle'nin agzindan;

Starbucks'a gelmistik.Kahve alıp masaya oturdugumuz zaman Justin konuşmaya başladı "Isabelle... Ben ... Ben sadece...Üzgünüm. " kahkaha patlattim. Amacım onu delirmekti. Ancak hep ayni kalıyordu. Gülmeyi durdurup konuşmaya başladım "Justin ben senin yokluğunu nasıl degerlendirdigimi bilmiyorum. Çünkü değerlendirmedim. Justin benim... " gözlerimin dolmasina engel olamamistim "... Justin ben kalamadim. Ben güçlü kalamadim.Her geçen saniye yıkıldım. Ayrıca ben çok uzun zaman bekledim. Haftalar boyunca... Ama sen donmedin. " Doğruyu söyleme vakti gelmişti. Değil mi? " Justin ben seni özledim. Nefesini, soğuk tenini, dudaklarını, gözlerini... Justin..." tekrar konuşmamı durdurup derin ve sesli bir nefes aldim. "... Neden? Neden gelmedin? Neden Geri dönüp bakmadin? "

Justin'in Ağzından;

Benim prensesim ağlıyordu. Benim yüzümden. Haklıydı birkez de olsa geri dönüp bakmaliydim. Nefesimi düzene sokup konuşmaya başladım " Isabelle...Ben sandım ki daha iyi olursun. Sandim ki...Bensiz tüm kötülükler yok olur. Ben böyle olabileceğini cidden bilmiyordum. " Gözyaşlarını sildi ve ayağa kalktı.Guclu kız olmaya çalışıyordu. "Gitsek iyi olur.Sebastian'i eve yolladım. Tek kalmasını istemiyorum" Sebastian ile yakınlığı da neyin nesiydi? Tamam ben yokken fazla yardimci olmuştu ancak ben buradayim. Isabelle hala ayaktayken sert bir şekilde oturdugum sandalyeden kalktım , Isabelle'nin yanına gittim. Elini tuttum ve dudaklarına yapistım.

Isabelle'nin Agzindan;

O beni öperken, beynim ve kalbim kendi içimde resmen savaş çıkartıyordu. Beynim onu ittirmemi söylerken, kalbim karşılık vermemi söylüyordu. Her zaman beynimi dinledim ve üzüldüm. Lanet olsun onu gereğinden fazla özlemiştim.Karsilik verdigimde dudaklarimda dudakları olan Justin'in gulumsedigini sezdim. İçimde ise kalbim resmen bir yarış kazanmıştı.Ben de gülümsedim. Mutluyduk. Mutlulugumuzu bozan ise bir ses olmuştu 'Sizin bir eviniz var değil mi? " sesin geldiği yöne baktığımda yaşlı biri bunu diyordu. Güldüm. Justin ise elimi tuttu ve yürümeye başladık. Neredeyse Londra'nın her yerini gezdik.

Eve geldiğimiz zaman Sebastian koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Selam dedikten sonra o da selam verip başını çevirdi ancak geri çevirmesi uzun sürmedi "Bunun burada ne işi var Isabelle? " "Sebastian biz barıştik. " dedim ve ellerimizi gösterdim. "Sana o kadar cok sey yaşatan yaratigi affediyorsun yani?" dedi. "Sebastian sana minnetarim ancak sen benim arkadasimsin, oysa benim sevgilim. Sana karşı beklediğim beslediğim sevgi ile ona karşı besledigim duygular farklı. " Sebastian kalktı ve boşta kalan elimi tuttu.Secim yapmamı isteyecekti. Anlamış olduğumu anlayıp sorar gözlerle baktı "Sakın, sakın bana seçim yaptırma. Çünkü. ... Çünkü onu secerim. "Justin'e döndüğümde zaferle gülümseyen suratiyla karsilastim ancak Sebastian elimi bırakıp gitmişti. Bir arkadaşımı kaybetmiş olabilirim ancak Sevgilimi geri kazanmıştım. Gidip tekrar Justin'e sarıldım. "Seni seviyorum. ..." " Ben de seni seviyorum. " gulumserken kapı çaldı. Kapıyı Justin açtı ve karşısında ağzı 5 karış açılmış bir Allison duruyordu." Justin ? Tanrım. Burdasin. Baristiniz mi? Harika ! " Yaklaşık bir saat konuyu açıklamıştik. Sonunda sıkıldık ve film izledik. O da bitince Allison şişe cevirmeceden söz etti. Liseli ergenler gibi duruyor belki ama olsun.

Ilk şişe bana denk geldiğinde Justin soruyordu " Daha once hiç biriyle birlikte oldun mu ? " sesi ciddiydi. "Tabii ki hayır !" diye bagirmistim. Ikinci kez siseyi çevirdigimizde Allison Justin'e soruyordu " Doğruluk mu cesaret mi Bieber? " Justin dusunurmus gibi yapıp "Cesaret "dedi. Allison ise hiç beklemediğim bir şey söyledi "Şarkı söyle" dedi.Justin ise ikiletmeden kabul etti.Sanirim sesine guveniyordu.

She don't like the flahs , wanna keep up in the dark

She don't like the fame, baby when we're miles apart

And she getting to the point where it's too much for

And she wanna throw us all away it's too much for

She can't hide away cause the world knows who we are

She don't , she don't

She don't like the lights

She don't she don't.

She don't like the lights

she don't she don't

Don't wanna share no one else , want me for herself

Don't wanna love no in front of cameras...

( Merhaba, okuduğunuz için teşekkür ederim.Ancak bir açıklama yapmam gerekiyor. Justin-in söylediği şarkıda "She don't bölümü doğru. Şarkının adi o.Yani yanlış Ingilizce yok.Tesekkur ederim tekrar )

Vampir SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin