Vampir Sevgili

Bal Rengi

Hatırlatma

Taksideyken saate baktığımda daha 10 dakika olduğunu gördüm .Rahatça yürümeye çalıştım.Nefesimi düzene sokup içeri yavaş yavaş yürümeye başladım. Işıklar yanmiyordu. Tek duyduğum ses ise alkış sesiydi . Korkum arttığı zaman bu kişinin kim olduğunu görmeye çalıştım. Yüzüne ay ışığı vurduğu zaman bunun Avan olduğunu anladım . Ancak bu Justin'in en yakın arkadaşı değil miydi?

Ben korkulu gözlerimle Avan'a bakarken , o keyif dolu bir kahkaha attı. Hava soğuktu ve bu daha çok titrememe neden oluyordu. Yanıma çok hızlı bir şekilde gelmişti. Vampir hızı anlarsınız işte. Soğuk nefesi vücudumu ayrıca dondururken burnu kulağıma degiyordu. Konuşan o olmuştu " Isabelle...Ölümlü biri olduğunu ne çabuk unuttun. Bir vampir için ölümü göze almak mi? Aptallarini gördüm güzelim ancak senin kadar da...Ne bileyim?  " Vücudumun titremesi devam ederken fisildadim "Bizden ne...Ne istiyorsun?  " keyifli bir kahkaha attı ancak o kahkahanin altinda yine benim canım yanacaktı." Isabelle, Isabelle... Senin o çok sevdiğin ibne , yıllar önce benim annemin kanını gözlerimin önünde içti. Keyifli bir şekilde hemde.Annemin cansız bedeni yerde yatarken, bana göz kirpti. O günden sonra onun canını yakacagima ant içtim..." Bir süre sessizce durdu. Burnu hala kulağıma degerken,  eli enseme gitti. Elinin tersiyle sıcak bedenime dokundu . Yanagima gelen sıcak sıvının gözyaşı olduğunu sezdim.  Tekrar devam etti "Vampir olduktan sonra sürekli ama sürekli onu takip ettim, arkadaşı oldum.Su ana kadar sana değer verdiği kadar kimseye değer vermedi Isabelle... Asırlardır beklediğim kişi sen oldun. "  Ensemde olan eli dirsegimle omzum arasındaki kısma gitti. Tuttu ve bir süre sonra oraya olabildiğince baskı uyguladı.Ben acıyla bağırırken o zevk almış bir şekilde gülüyordu. Ilk kez bu kadar derin bir acı çekmiştim. Ben bağırırken, o tekrar konuştu "Önce kemiklerini bir bir kiracagim Mary.  " bunu dedikten sonra eli bacagima gitti. Ona yalvarirken sadece gülüyordu.Pardon sadece kahkaha atıyordu. Bacagim da kirilmisti sanırım. " Aciyi hissediyor musun Isabelle? !!!  " diye bagirmisti. Ben yerde acı icide kivranirken eli boynuma gitti.Biraz oksadi ve kulağıma egildi "Isabelle senin boynunu kirmayacagim korkma. Belki de Justin'in anneme yaptığı gibi senin de kanını içerek öldürürum. " dediği anda içimden Justin'e küfür ettim. Niçin böyle bir şey yapmıştı ki? Ne vardı da? Boynumda hissettigim tek şey acı değildi. Yanma da vardı. Bagiramiyordum.Tam olarak bilincim kapanmadan önce  gördüğüm tek şey bir çift Bal rengi gozlerdi.

     Uyandigim zaman karşımda annem, babam ve Christian vardı. Ancak Justin neredeydi? Zorla konuştum "A-Anne Justin Nerede? " Gitmiş olamazdı değil mi?Ne yani ben onu korumak için ayrılmıştım ancak lanet olsun. Annem soruma cevap vermiş olacak ki konuşmak için ağzını açtı "Dışarıda doktor ile konuşuyor Isabelle. " Gülümsemekle yetindim. Birkaç dakika sonra doktor gelip durumumu ve nasıl olduğumu sordu. Bir sorunum yoktu. Kollarımda bulunan kırıklar fazla olduğu için (!) protez takılmış. Ancak kemik kaynadigi zaman kendi kendine eriyecekmis.Justin'e baktığım zaman gözlerimiz buluştu. Onun gözlerine doyamiyordum. Doktor hakkında diğer merak ettiğim konu ise doktorun boynumdaki diş izlerine ne demiş olmasıydı. Muhakkak suphelenmistir yani değil mi? Uzun bir konuşma ardından çıkıp evimize gelebilmistik. Ailem Los Angeles'e ne kadar geri dönmek istemeseler de geri döndüler.

    En sonunda evimdeydim. Justin de buradaydi. Nasıl derler eve girer girmez uyku bastı ve Justin ile daha konuşamadan uyuyakaldim. Acaba eskisi gibi olacak miydik?

Uyandigim zaman Justin yoktu. Yani evde yoktu. Kesinlikle eskisi gibi olamayacagiz... Gözlerimin dolmasini engelleyemedim ve sonuç yine aynı. Hüzünlü gözyaşlar... Kapı açıldığında Justin'in geldiğini anladım. Hemen koşup sarılmak istedim ancak ayağım. ..Bir kez daha Avan'a kufrettim ve Justin'in gelmesini bekledim. Belirdigi zaman Justin sakin ve biraz da hüzünlü bir şekilde "Isabel , konuşmamız gerekiyor. "  Kesinlikle ayrılmak ve bir daha benimle görüşmek istemeyecekti. Lanet.