1 ay sonra
Jungkook'un çantasını da kapıp Jungkook'un elinden tuttum ve koşmaya başladım. Okula geç kalmıştık ve evden nasıl çıktığımızı bile bilmiyordum. Yalnızca koşuyorduk. Eğer ki bu hızla devam edersek belki vaktinde yetişebilirdik ilk derse.
O günden sonra annem öldüğünden beri okula gitmek için biriktirdiğim paramı Jungkook için harcamıştım. 2.dönem de olsa okula kabul etmişlerdi onu. Ben zaten okumak için çok geç kalmıştım. En azından Jungkook'u okutabilmek benim için bir mutluluktu. Zaten ben ne kadar okusam da beni ne idol olarak ne de polis olarak almazlardı. Ama belki Jungkook hayallerini gerçekleştirebilirdi.
Onun hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak bile benim için en büyük mutluluktu zaten.
•••
Jungkook okula başladığından beri hayat bizim için daha da zorlaşmıştı. Jungkook'un hayatıma girmesiyle kolaylaşan işlerim , onun okula başlamasıyla eskisinden daha zor bir hal almıştı.
Artık mecburen eskisi gibi tek başıma çalışıyordum , bu yüzden kazandığımız para azalmıştı. Jungkook'un kazandığı paralar gelirimiz için hatırı sayılır bir değer taşıyordu.
Ayrıca giderlerimizin artması da beni daha çok zorluyordu. Jungkook'un okulu için birikmiş olan paramız yalnızca kitap paralarını ve benzeri şeyleri karşılamak içindi. Ancak Jungkook'a aldığım bir kalem bile benim için çöpte geçiştirdiğim bir akşam yemeği demekti.
Ayrıca Jungkook'a çöpten yedirmek istemiyordum. Uzun zamandır ona hiç çöpten yedirmediğim için şimdi çöpten yedirirsem işlerin kötüleştiğini düşünecek , üzülecek ve kendini suçlayacaktı. Onun üzülmesi istediğim en son şeydi.
Bütün bu parasızlık durumları ise tabi ki benim sorumluluğum altındaydı. Eskiden bile haftada bir kaç gün ziyaret ettiğim çöpümü artık istisnasız her gün ziyaret ediyordum. Ayrıca eskiden çalıştığımın iki katı fazla çalışıyordum. Hatta belki de daha fazla. Geceleri Jungkook'u uyuttuktan sonra evden çıkıp bir fırının gece nöbetine kalıyordum.
Tabi ki Jungkook'un bunlardan haberi yoktu. Ki bazen benim bile bu dertleri unutturacak anlar yaşadığım oluyordu.
Mesela Jungkook'u okuldan aldığımda bana okulda öğrendiklerini anlatırkenki gülümsemesini gördüğüm zaman.
Mesela Jungkook okulda yeni bir arkadaş edindiğinde bana mutlulukla anlattığı zaman.
Mesela Jungkook'a yeni bir okul malzemesi aldığımda sevinerek boynuma atladığı zaman.
Bana dayanma gücü veren yalnızca ama yalnızca bu anlardı. Çalışırken her yorulduğumda , pes etmek istediğimde bana devam etme gücü veren anlar...
Şimdi de yine bu anlardan birini yaşamak için Jungkook'u okuldan almaya gidiyordum.
Biraz erken gittiğim için okulun bahçesinde 10 dakika kadar beklemek zorunda kalmıştım. Ve sonunda ona kavuşmamı müjdeleyen o zil sesi kulaklarımı doldurmuştu. Her zamanki yerimde bekleyerek okuldan koşarak çıkan çocukları incelemeye başladım. Jungkook her zaman koşarak çıkanlardan olmuştu. Bir an önce bana o gün okulda olanları anlatmak için olabildiğince erken çıkmak istiyordu.
Ama bugün öyle olmamıştı. Zil çalalı dakikalar olmuştu ama Jungkook hala ortalıkta yoktu. Öğrencilerin çoğu çıkmış , geriye yalnızca uyuşuk olanlar ya da uyuya kaldığı için geç çıkanlar kalmıştı. Hala belki uyuya kalmıştır umuduyla bahçeye bakarken gözüme Jungkook'un arkadaşı çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poor and Fool // Jikook
FanfictionBen sadece senin beni bırakacağını tahmin edemeyen fakir , aptal adamın tekiyim Jungkook... ••• Şimdi defol git ve bir daha asla geri gelme !! ••• Fakir Park Jimin o gün kendi çöpünü karıştıran zavallı bir çocukla karşılaşır ve o çocuğu yanına aldı...