32. Bölüm

1.5K 90 38
                                    


Jungkook'un ağzından

Dün gece Min Ji'nin söylediklerinden sonra kafam çok dağınıktı.

Ne danışanlarla ilgilenebiliyordum ne de Hoseok hyungun söylediklerini becerebiliyordum.

Ancak bir de çok büyük bir motivasyonum vardı ve şimdi yine onun yanına gidiyordum.

"Jimin koridorun sonundayım , bence 30 saniye kadar konuşmadan sabredebilirsin."

"Banane Jungkook. Sen beni anlamıyorsun ama öz-lü-yo-rum. Seni bilmem ama ben senin sesini duyabileceğim bir 30 saniyem ve bunu sağlayan bir telefonum varken bu fırsatı kaçıramam."

O bu tatlılıkları yaparken ben çoktan arkasından ona yaklaşmış ve kollarımı beline dolamıştım.

Otomatik olarak kıkırdamaya başlamış ve benim kollarımdan kurtularak önce bana dönmüş , sonra benim aksime çok daha sıkı bir şekilde beni kolları arasına almıştı.

Ve ben belki de şu an dünyanın en mutlu insanı olabilirdim.

Min Ji olmasaydı.

Asla ama asla Jimin'i bırakamazdım. Hele bir de kendi isteğimle.

Ama Min Ji denen kadın görüntüsünün aksine o kadar korkutucuydu ki içim rahat etmiyordu bir türlü.

Ve tabi ki Jimin de bunun farkındaydı.

"Jungkook derhal dökülmeye başlıyor musun , yoksa Hoseok'la konuşup sana bir seans ayarlamasını mı isteyeyim ?"

"Jimin yok bir şey diyorum."

"Ben de var bir şey diyorum Jungkook. Beni kandırmaya çalışmakla boşuna vaktini harcama , ikimiz de biliyoruz ; ben senin gözlerinden anlarım , bir şey var. Bu yüzden ne kadar çabuk anlatırsan o kadar çabuk hallederiz sorununu."

"Hyung inan bana yok bir şey diyorum."

"Ben de var bir şey diyorum Jungkook."

"Ben de yok bir şey diyorum sevgilim."

Sonunda onu tuzağa düşürmüş ve pes etmesini sağlayabilmiştim.

Molalarım kısa sürdüğü için gitme vaktim de gelmişti zaten. Onu da sonunda gülümsetebildiğime göre gidebilirdim artık.

Ama o an gitmeden aklıma güzel bir veda planı gelmişti ve danışmadaki arkadaştan tuvalete gitmesini rica etmiştim.

Jimin hyung ise hala ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

Ben ise kafamı kaldırıp ona hiç bakmadan masanın arkasına geçmiştim. Ayağımı ses çıkartacak şekilde masaya vurup bağırarak yere çökmüş ve sevdiceğimin yanıma gelmesini beklemiştim.

Onun ise az önce ne yaptığımı anlamaya çalışan gözleri endişeyle dolmuştu.

"Ah Jungkook ah!"

Söyleyene söylene , bana kıza kıza yanıma gelmiş ve kibarca ayağıma dokunmaya çalışmıştı.

Ben ise tam zamanı olduğunu düşündüğüm anı beklemiş ve sonunda masanın arkasında kimse görmeden dudaklarına hızlı bir öpücük kondurup koşa koşa kliniğe geri dönmüştüm.

O ise kendi kendine gülüyordu arkamdan.

•••

O öpücükten sonra birazcık utandığım için günün geri kalanında çok ısrar etmesine rağmen Jimin'in yanına gitmemiştim. 2. kez onu öpen ben olmuştum ve ister istemez utanıyordum elimde değil.

Poor and Fool  // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin